İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye'deki yaklaşık 21 milyon iş gücü ile istihdam oranı yüzde 47.7. Bu oran ABD'de yüzde 73 ve AB üyelerinde yüzde 63'ler dolaylarında. Türkiye'de her iki kişiden biri iş gücüne dahil değil. İş gücünün pozitif ve negatif yanlarına bakıldığında, işsizliğin resmi kaynaklara göre yüzde 8.5'e çıkması, kayıtlı işsiz sayısının 1.9 milyona tırmanması ve son krizde de bir milyona yakın kişinin işinden olması, önemli sorun olarak görülüyor.
2001 yılının, özellikle önemli işsizliğe yol açtığı tekstil, bankacılık, inşaat ve gıda sektörlerinde işini kaybedenlerin çoğunu, nitelikli personel oluşturuyor. Bunların dörtte biri üniversite ve yüzde 40'ı da lise mezunu. Bu işsizlerin dörtte biri kadın ve dörtte üçü de erkek. Türkiye'de iş gücünün erkek ağırlıklı olması, bir çok ailenin mağduriyetlerine yol açtı. 2001 yılında işsiz kalan nitelikli elemanların yüzde 50'sinin bekar olması, bir bakıma sevindirici oldu. Çünkü, bunların bakmakla yükümlü oldukları insan sayısı az. Türkiye'deki iş gücünün erkek ağırlıklı (yüzde 70) ve her yüz çalışanın 18'inin çocuk olması, 5 milyona yakın kişinin kayıtsız ve sosyal güvenceden yoksun çalışması da, iş gücü için olumsuz taraflar olarak göze çarpıyor. Genç nüfusa sahip Türkiye'de, her 5 gençten birinin atıl olması, her yıl ortalama bir milyon lise mezununun boşta kalması, ileriye yönelik de iş gücüne olumlu bakmayı engelliyor.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) '2001 Yılı 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması' sonucuna göre de, geçen yıl istihdam yüzde 5.7 ve iş gücü verimliliği yüzde 27.2 oranında azaldı.
Bu arada uzmanlar, Türkiye'nin önündeki sorunlar giderilmedikçe, yatırımların önü açılmadıkça ve üretilmedikçe istihdam oluşturulamayacağını belirterek, "İşletmeler üzerindeki sosyal ve vergi yükleri azaltılmalı, işletmeler teşvik edilmeli, bürokratik yapının girişimciyi engellemesi önlenmeli, organize sanayi bölgelerine yatırım yapılması teşvik edilmeli, istihdamda dezavantajlı gruplar için özel tedbirler getirilmeli, çalışma mevzuatı esnetilmeli, hayat boyu eğitim süreçleri oluşturulmalı ve meslek içi eğitime önem verilerek insana yatırım yapılmalıdır" önerisinde bulunuyor.