Endokrinoloji Diyalog Derneği tarafından her yıl Kasım-Aralık aylarında gerçekleştirilen "Medikal-Cerrahi Endokrinoloji Mezuniyet Sonrası Eğitim" kursunun 6'ıncısı, Palandöken Dağı'ndaki Polat Renaıssance Hotel'de başladı. Endokrinoloji Diyalog Derneği Başkanı Prof. Dr. Selçuk Özarmağan'ın başkanlığını yaptığı ve 2 gün sürecek olan eğitim kursunda, iyot eksikliğinin zararları, diyabet tedavisindeki yenilikler, tiroid nodüllerinin doğal seyri, kemik mineral yoğunluğu gibi konular ele alınacak. Uygulamada sık karşılaşılan hastalıkların tanı ve tedavisiyle ilgili bilgilerin güncellenmesi amacıyla yurt genelinde görev yapan cerrah, endokrinolog ve iç hastalıkları uzmanlarının bir araya geldiği toplantıda, disiplinler arası bilgi paylaşımının sağlanması hedefleniyor.
Toplantıda iyotlu tuz kullanımının önemi hakkında bilgi veren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Faik Erdoğan, iyotlu tuzun sadece tiroid hastalıklarını önlemekle kalmadığını, çocuk gelişimi için de vazgeçilmez olduğunu belirtti. İyotlu tuzun son derece önemli olduğunu ve herkesin iyotlu tuz kullanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Erdoğan, "İyot mikrobesleyici bir özelliğe sahip ve eksikliği birçok hastalıklara neden
olabiliyor. Özellikle Doğu Anadolu gibi yüksek bölgelerde doğada yeterli iyot olmadığı için iyodun başka kaynaklardan alınması gerekiyor. Bu da iyotlu tuz kullanılarak sağlanabilir. Eğer yeterli iyot alınmazsa anne karnından başlayarak bebeklerde düşük, zeka geriliği, yeni doğanda gelişim geriliği ve birtakım sinirsel bozukluklara neden olabilir. Bunun için her gebe, süt veren annenin ve çocuğun yeterli iyodu alması önemlidir" dedi.
Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ile Tarım Bakanlığı'nın birlikte yürüttüğü iyot kullanımının artırılmasına yönelik çalışmanın olumlu sonuç verdiğini ifade eden Prof. Dr. Erdoğan, "Şu an sofra tuzlarının yüzde 70'inin iyotlu olduğu biliniyor. Büyükşehirlerde iyot kullanımındaki problem çözülmüş durumda. Ama küçük yerleşim birimlerinde bu sorun halen devam ediyor. Halkın yüzde 27'sinde orta derecede iyot eksikliği riski olduğu tespit edildi. Erzurum'da da iyot kullanımı konusunda ciddi bir artış olduğu görülüyor. Okul çağı çocuklarının idrarlarındaki iyot miktarında yüzde 19 olan oran, şu an yüzde 90 düzeylerinde. Bu sevindirici bir durum" diye konuştu.
Herhangi bir tiroid rahatsızlığı olmayanların mutlaka iyotlu tuz kullanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, "Marketten tuz alırken daha çok, ışık görmeyen kutular tercih edilmelidir. Eve getirdikten sonra tuz kendi kabında kullanılmalı. Başka bir kaba alındığında, ağzı açık kalırsa veya güneş görürse tuzdaki iyot içeriği azalabilir. Bunun için tuz, ağzı kapalı bir kutuda, serin ve karanlık bir yerde bulundurulmalıdır. Ayrıca yemek pişmeden önce tuzunu ekleme alışkanlığına son verilmelidir. Çünkü saatlerce kaynayan yemeğe atılan tuzdaki iyot içeriği havaya karışıyor. Bunun için tuz, yemek ateşten alınmadan hemen önce katılmalıdır" şeklinde konuştu.