İZMİR (İHA) - Ege Üniversitesi (E.Ü.) Hemşirelik Yüksek Okulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahsen Şirin, cinsel şiddete uğrayan kadınlarda, cinsel yolla bulaşan hastalık riskinin de arttığını bildirdi.
Dünyada en az her 3 kadından birinin yaşamları boyunca dövülerek istismar edildiğini belirten E.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahsen Şirin, "İstismarı sıklıkla aile üyelerinden biri uygulamaktadır. Şiddetin etkileri kadının sağlığını bozabildiği gibi, fiziksel ve mental iyiliğini de etkileyebilmektedir. Bunun yanı sıra uzun vadede kronik ağrı, fiziksel sakatlık, alkol ve ilaç bağımlılığı ve depresyon gibi sağlık problemlerinin artmasına neden olmaktadır. Geçmişinde fiziksel ve cinsel şiddete uğrayan kadınlarda, istenmeyen gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalık riski de artmaktadır" dedi.
Kadına yönelik aile içi şiddetin, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kadın sağlığına verdiği ciddi zararlar nedeniyle öncelikli sağlık sorunu olarak kabul edildiğini açıklayan Prof. Dr. Şirin, "Aile içi şiddet için kaynaklarda gizli ya da sessiz epidemi terimi kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalar, aile içi şiddet kurbanlarının yüzde 95'inin kadınlar olduğunu göstermiştir. Ülkemizin toplumsal ve kültürel yapısı da istismarı desteklemektedir. Geleneksel kadınlık rolü beklentileri, kadının adeta kurban pozisyonunda kalmasını teşvik etmektedir" diye konuştu.
Fiziksel istismarın kadınlara karşı kaba kuvvet kullanmak olarak tanımlandığını ifade eden Prof. Dr. Ahsen Şirin, "Ülkemizde Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından yapılan bir araştırma, kadınların eşleri tarafından dövülme sıklığını yüzde 29 olarak göstermektedir. Duygusal istismar; sevgi, şefkat, ilgi, onay, destek gibi duygu ve duygusal ihtiyaçların göz ardı edilmesi, küçümsenmesi, inkar edilmesidir. Yapılan çalışmalar, evli kadınların yüzde 41'inin eşleri tarafından aşağılandığını ortaya çıkarmaktadır" şeklinde konuştu.
Aile içi şiddete uğrayan kadınların şiddeti söylemekte zorlandığını ve sağlık çalışanlarının da hastalarına bu konuda soru sormaktan çekindiğini ifade eden Prof. Dr. Şirin, "Aile içi şiddete uğradığından kuşkulanılan hastaların şikayetlerine dikkat edilmesi, kronik yakınmaların ve gebelik sırasında görülen fiziksel yaralanmaların mutlaka özenle incelenmesi, tüm kayıtların eksiksiz tutulması gerekmektedir" dedi.