https://www.youtube.com/watch?v=bJMFM\_PWThw
Kuraklık 31 farklı doğal afet arasında en kritik afet olarak tanımlanıyor.
Çünkü yavaş yavaş gelişiyor ve etkisi hayatın birçok alanında hissediliyor.
Bilim insanları buna doğanın gizli tehlikesi diyor.
Bu tehlike 2021 yılında dünyada ve Türkiye'de artık daha yakın bir tehdit haline geldi.
2021'in Türkiye'de kuraklık açısından pek iyi geçmeyeceğine dair ilk işaret ocak ayında NASA'dan gelmişti. Kurumun yeryüzünü uydu görüntüleriyle izleyip iklim ve çevre felaketlerini rapor eden Earth Observatory iki harita yayımladı.
13 Temmuz'da meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı haritalarda da manzara pek iç açıcı görünmüyordu.
Son üç ayın ölçümlerinde, Türkiye'nin doğusu, Ege'nin güneyi, Aksaray olağanüstü kurak alanlar olarak işaretlendi.
En son geçen haziranda yayımlanan haritalarla kıyasladığımızda Ülke genelinde olağanüstü kurak bölgelerin çok ciddi düzeyde arttığını gözlemlemek mümkün...
Yani ülkenin neredeyse yarısı 'olağanüstü kurak'...
Peki, 3, 6, 9, 12 ve 24 aylık dilimlerle yayımlanan bu haritalardan nasıl dersler çıkarmamız gerekiyor? Türkiye ve dünya kuraklık ve iklim krizi ile mücadelede neler yapabilir? Bu soruları İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Orhan Şen'e sorduk.
Şen, başta yaşam biçimimiz olmak üzere suyu kullanma yöntemlerimizi değiştirmemiz gerektiğine vurgu yaparken, "Türkiye'nin hatta çoğu ülkenin artık tarımda yetiştireceği ürünleri de gözden geçirmesi gerekiyor" dedi.