YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Türkiye’de Organ Bağışı Bekleyen 60 Bin Kişi Var

Medical Park Ordu Hastanesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Dr. Mithat Yağlı, “Türkiye’de 60 bin...

Türkiye’de Organ Bağışı Bekleyen 60 Bin Kişi Var

Medical Park Ordu Hastanesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Dr. Mithat Yağlı, “Türkiye’de 60 bin kişi organ bekliyor ve bu hastaların 40 bini böbrek beklerken 2016 yılında bu sayının 100 bin olması bekleniyor. Ülkemizde her yıl ise yaklaşık 8 bin hasta organ bulunamadığı için ölmektedir” dedi.

Ordu'da eğitim-öğretimin kalitesini artırmak amacıyla Ordu Valiliği tarafından başlatılan ‘Kardeş Okul, Kardeş Kurum’ kampanyasına destek veren Medical Park Ordu Hastanesi, kardeş okulu olan Ordu Atatürk Anadolu Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri için ‘’Organ Bağışı ve Organ Nakli’’ konulu seminer düzenledi.

Seminerde Medical Park Ordu Hastanesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Dr. Mithat Yağlı organ bağışının önemini vurgulayarak “Organ bağışı, bir insanın organlarının bir kısmının veya tamamının, henüz sağlıklı iken, beyin ölümünün ardından başka insanlarda yararlanılmak üzere bağışlanmasıdır. Bir bakış açısıyla, organ bağışının, kan naklinden farkı yoktur. Hayat kurtarma anlamında, sağlıklı olan her organ bağışlanabilir” diye konuştu.

“8 BİN HASTA ORGAN BULUNAMADIĞI İÇİN ÖLMEKTEDİR”

Türkiye’de böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, ince barsak, kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği, tendon, deri nakillerinin gerçekleştiğini belirten, Dr. Yağlı, “Bağışlanan organların nakledilmesi, Sağlık Bakanlığı'nın denetim ve gözetiminde, bilgisi dahilinde gerçekleştirilir. Çeşitli kurum ve kuruluşlar, zaman zaman organ bağışı kampanyaları düzenlemektedir. 2000 yılında, organ bağışı konusunda bir "Ulusal Koordinasyon Sistemi" oluşturularak, bakanlığın olanaklarıyla organ bekleyenler sistematik sıralamaya dahil edilmişlerdir. Türkiye’de 60 bin kişi organ bekliyor ve bu hastaların 40 bini böbrek, geri kalanı diğer organlara ihtiyacı vardır. 2016 yılında bu sayının 100 bin olması bekleniyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 8 bin hasta organ bulunamadığı için ölmektedir. Hastanelerde, Emniyet Müdürlüklerinde (ehliyet alımı sırasında), Organ nakli yapan merkezlerde, organ nakli ile ilgilenen vakıf, dernek vb. kuruluşlarda yapılabilir. Türkiye'de 1980 tarih ve 2240 sayılı yasa gereği organ bağışı yapılabilmesi için 18 yaşını doldurmuş olmak ve bu dileğin, iki tanık önünde, sözlü olarak yapılması, genişletilmiş gönüllülük ve ayrıca bunun bir hekim tarafından tasdik edilmesi yeterlidir. Bunun için en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak "Doku ve Organ Bağış Belge"si alınabilir. Bu belge, genellikle nüfus kimlik cüzdanı yanında taşınarak, herhangi bir kaza durumunda doktorların, gerekli organları kurtarması sağlanmaktadır” İfadelerini kullandı.

“SONUNCU SIRADAYIZ”

“Organ bağışı ve organ nakli konusunda Avrupa birliği ülkeleri arasında maalesef sonuncu sıradayız” diyen Dr. Yağlı, şunları kaydetti: “Türkiye’de 1 milyon kişiden, organ bağışlayan kişi sayısı 3 kişi Avrupa’da 1 milyon kişiden,organ bağışlayan kişi sayısı 20-30 kişidir. Avrupa ülkelerinde her yoğun bakım yatağı başına yılda bir beyin ölümü tanısı konulurken ülkemizde 10 yatak başına bir beyin ölümü tanısı konulabilmektedir. Buradaki sorunda ne teknik ne bilgi yetersizliğidir. Sadece organ nakli ve bağışının öneminin akılda olmamasından kaynaklanmaktadır. Tüm yurtta 2 bin 500 yoğun bakım yatağı olduğu düşünülürse yılda 2 bin 500 beyin ölümü tanısı konulması gerekmektedir. yüzde 50 bağış oranı ile hesaplanırsa bin 250 bağış demektir. Bu da yine organ bekleme listelerinin kısa sürede en alt seviyeye düşmesi sonucunu doğurur. Beyin ölümü diğer koma halleri ve özellikle de bitkisel hayatla karıştırılmamalıdır. Bu diğer hallerde bilinç kapalı olsa da ölüm söz konusu değildir. Beyin ölümü geliştiği an solunum durmuş ve ölüm gerçekleşmiştir. Diğer bir tabirle hasta son nefesini vermiştir. Bu durumda ölüme dair en küçük bir kuşku bile kalmaz. Bazı insanlar beyin ölümünün tespitine kuşku ile bakmaktadırlar. Bunlar organların alınması uğruna, beyin ölümünün erken tespit edilmiş olabileceği endişesini taşıyorlar. ‘2008 mart ayında Amerika'da 22 yaşındaki bir genç, yaptığı bisiklet kazası sonucunda, komaya girdi ve bir süre sonra beyin ölümü tespiti yapıldı. Ailesi organ bağışı için izin verdi. Fakat organ alımı işleminden çok kısa bir süre önce bir uyarıya tepki gösterdi ve 2 ay sonra taburcu edildi’ şeklindeki haberlere medyada zaman zaman rastlansa da gerçek anlamıyla günümüze kadar yanlış tanı konulmuş ya da tanı konulduktan ve imzalar alındıktan sonra yaşayan tek bir vaka bile yoktur. Burada önemli olan ilgili hekimlerin imzaları tamamlandıktan sonraki süreçtir. Bu şekliyle yaşama geri dönmüş hiçbir vaka tıp literatürüne geçmemiştir. Beyin ölümü tam ve gerçek anlamda ölümdür. Diğer komalarla asla karıştırılmamalı ve konuyla ilgili popüler basın haberlerinden yola çıkılarak fikir yürütülmemelidir. Organ bağış kartı sadece manevi yaptırım gücü olan, yasal hiçbir fonksiyon taşımayan sembolik bir kart. Bir kişinin organlarının alınabilmesi için muhakkak ailesinin onayı alınması gerekiyor. Tedavi uygulayan kişilerin kötü niyetli olmaları halinde bile kendi kendilerine sadece organ bağış kartı var diye organları alabilmeleri mümkün değil. Hatta bu durum kimsesi olmayan ölümlerde soruna bile neden olabiliyor. Bugünkü koşullarda ülkemizde bir yakını yanında olmadan ölmüş birisinin cebinden organ bağış kartı çıksa bile organları alınamamakta. Ayrıca artık organ bağışlarının kaydının tutulma zorunluluğu da yok. Kişi organ bağışı yaptığında bir yere kaydedilmiyor. Bu nedenle istediği zaman kartını yırtıp atarak bu bağışı geçersiz kılabilir.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler