Türkiye’den İsrail’e göç 10 kat arttı

İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler, hiçbir dönem 2009’da olduğu kadar gerilmemişti. İsrail’in 2009’un ilk günlerinde Gazze’ye yönelik operasyonu ile başlayan gerginlik süreci, Davos’ta Başbakan Erdoğan ve Şimon Peres arasında yaşanan tartışma ile zirve yaptı.

Yıl boyunca Türkiye-İsrail ilişkilerinden kriz eksik olmadı. Ve 2010’un ilk günlerine de İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a karşı yakışıksız tutumu damga vurdu.

Bütün bu süreci Türkiye’deki Yahudilerin nasıl yaşadığını konuşmak için, İsrail’deki Türk Yahudi Toplumu’nun başkanı Eyal Peretz’i aradık ve “2009’da Türkiye’den İsrail’e göç edenlerin sayısında artış oldu mu?” diye sorduk.

Peretz 2009’da Türkiye’den İsrail'e göç edenlerin sayısının 10 kat arttığını söyledi. Peretz şöyle konuştu:

“2009’da yaşananların ardından tabii Türkiye’den İsrail’e göçte bir yükseliş oldu. Son 10 yıl boyunca, Türkiye’den her yıl İsrail’e gelen kişi sayısı ortalama 60’tı. Ancak geçtiğimiz sene bu rakam 600’lere çıktı.

GÖÇENLERİN ÇOĞU GENÇ AİLELER

Gelenlerin çoğu, benim bildiğim kadarı ile genç kişilerden oluşuyor. Özellikle çocuklu genç ailelerden. Tabii ki gençken bir ülkeden başka bir ülkeye göç etmek daha kolay. Yaşlandıkça bu zorlaşıyor.

EKONOMİK NEDENLER DE VAR AMA…

Bu göçün sebebinin tamamen geçtiğimiz sene yaşananlar olduğunu söyleyemeyiz tabii. Ekonomik sebepleri de var. Ama Türkiye’deki Yahudi cemaatinde bir düş kırıklığı var ve Yahudilere karşı gerçekleştirilen gösteriler ve Türkiye-İsrail arasında geçen sene yaşanan olaylar, bu göçlerin en önemli sebeplerinden biri.

Eğer İstanbul’un sokaklarında İsrail bayrağının yakıldığını görüyorsanız, Türkiye’nin Başbakanı, “Sizler misafirimizsiniz” diyorsa Yahudi cemaatine ve Türkiye’de Yahudi aleyhtarı gelişmeler artıyorsa, İsrail’e göç de artıyor.

Eğer tehlikede olduğunu hissedersen ve Başbakan da bu durumu körüklüyorsa, emniyette olduğunu düşünemezsin. Eğer size “misafirsin” deniyorsa, bu “burası sizin ülkeniz değil, buraya ait değilsiniz” demek oluyor. Bu da hayatın ve çocuklarınla ilgili yatırımları bu ülkede yapmanı zorlaştırıyor. Bir yere ait olmak herkes için çok önemlidir, Yahudi toplumu için de. Danny Ayalon, Türk Büyükelçisi’ne rahatsızlığını iletebilirdi tabii ki, ama bunu saygıyla ve onurlu bir şekilde yapmalıydı. Eyal Peretz

ERDOĞAN YAHUDİ TOPLUMU KORUNACAKTIR MESAJINI GEÇ VERDİ

Gerçi duyduğum kadarı ile Erdoğan bu sözlerini değiştirdi ve “Yahudiler bu toplumda tanınan bir azınlıktır ve tabii ki korunacaktır” mesajı da verdi. Ama bu yine de birini önce arkadan bıçaklayıp sonra da bıçağı çekmeye benziyor, sonuçta yara hala açık kalıyor.

2003’teki Neve Şalom sinagogu bombalamalarından beri Türkiye’deki Yahudi toplumu süper güvenli hissetmiyor ki, o bombalamaların ardından bile böyle yüksek ölçekte bir aliyah (Yahudilerin İsrail’e göç etmesi) olmamıştı.

AYALON SAYGILI OLMALIYDI

Peretz, Danny Ayalon’un Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Çelikkol’a davranışının saygısızca olduğunu ve olayın ardından, Çelikkol’a bir özür mektubu yazdıklarını da söyledi: Erdoğan’ın yaptığı önce arkadan bıçaklayıp, sonra da bıçağı çekmeye benziyor, sonuçta yara hala açık kalıyor. Eyal Peretz

“Danny Ayalon’un yaptığı hareket çok büyük bir mesele. Biz Tel Aviv Büyükelçisi Çelikkol’a, Türkiye kökenli Yahudi cemaati olarak bir özür mektubu yazdık. Bu olay sebebi ile duyduğumuz üzüntüyü ve özürlerimizi ilettik. Ayrıca bu olayın Türk halkına, İsrail halkı hakkında yanlış bir imaj verdiğini söyledik. Kurtlar Vadisi ve Ayrılık dizilerinde gösterilenlerin de bir hayal ürünü olduğunu ve bunların Yahudi cemaatine karşı zaten varolan aşırı görüşlerin daha da artmasına neden olduğunu söyledik. Tabii biz siyasete falan niyetli değiliz, sadece dostluk kurmaya niyetliyiz. Danny Ayalon, Türk Büyükelçisi’ne rahatsızlığını iletebilirdi tabii ki, ama bunu saygıyla ve onurlu bir şekilde yapmalıydı.”