KÜTAHYA (İHA) - Dünya bor rezervinin yüzde 72.2'sini barındıran Türkiye, yıllık 400 milyon dolarlık bor satışını, yeni yatırımlarla yükselterek, dünya bor pazarındaki payını artırmayı hedefliyor.
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz, Eskişehir-Kırka Bor İşletmesi Müdürlüğü ve Kütahya-Emet Bor İşletmesi Müdürlüğü tesislerindeki üretim faaliyetlerinin yerinde görülmesi amacıyla bir gezi düzenledi.
Öncelikle Kırka Tesisi'ne bir gezi düzenleyen Yılmaz burada maden yataklarının patlatılarak tinkal madeninin çıkartılması ve çeşitli aşamalardan geçirilmesinin ardından pentaboraks ürününün üretilmesi aşamalarını anlattı. Bu tesiste yılda 550 bin ton pentaboraks üretildiğini bildiren Yılmaz, dünyanın tinkal rezervinin üçte ikisinin buradaki cevher yataklarında bulunduğunu söyledi.
Daha sonra Emet tesisleri hakkında da bilgi veren Yılmaz, burada da kalemanit cevherinin çıkartıldığını, dünya ihtiyacını 150-200 yıl karşılayacak oranda kalimanit çıkarttıklarını ve nihai ürün olan borik asit üretiminin de 150 bin ton olduğunu kaydetti. Bu tesislerde enerji kaynağı olarak 2005 yılında doğalgaz kullanımına geçerek 20 milyon dolar kar elde ettiklerini de belirten Yılmaz, ayrıca Emet'te 40 milyon dolarlık bir yatırımla 2 sene içinde üretimi 200 milyon tona çıkartacak ikinci bir tesis yapacaklarını bildirdi. Yılmaz, Emet'teki borik asit tesisinin Eti Maden'in en modern tesis olduğunu da kaydetti. Yılmaz, Emet tesislerinde atık maddelerdeki arsenikle zehirlenme olduğu yönündeki iddiaları da yalanlayarak, çevresel tüm tedbirlerin alındığını söyledi. Bölgedeki sularında zaten arsenik bulunduğunu ifade eden Yılmaz, bunun için 1 milyon YTL yatırım yaparak Emet'e temiz içme suyu getirdiklerini söyledi. Yılmaz, Kırka'daki pentaboraksın bir tonunun 300 dolar, Kırka'daki borikasitin ise bir tonunun 400 dolar civarında bir fiyatla satıldığını bildirdi.
YENİ TESİSLER VE YENİ ÜRÜNLERLE BÜYÜK HEDEFLER
Yılmaz, ayrıca bir yıl içinde Balıkesir'de boroksit tesisi kurduklarını ve bu ürünün bir tonunun 2 bin dolara satıldığını belirterek, bu tesisinin yıllık 5 bin ton kapasiteli olduğunu söyledi. Yılmaz, Eti Maden olarak bu tesisin tüm birimlerinin kendi insan kaynakları ile gerçekleştirdiklerini söyledi.
Yılmaz, Bandırma'da kurulmasını planladıkları sodyumborhidrür tesisi hakkında da bilgi verdi. Alternatif enerji kaynağı olarak Türkiye'nin gündeminde olan hidrojenin taşıyıcısı olarak kullanılan bu maddenin bir tonunun dünya pazarlarında 45-55 bin dolara alıcı bulduğunu belirten Yılmaz, bu tesisi için de laboratuar aşamasını tamamladıklarını, pilot tesis aşamasını gerçekleştirmeden, fabrika aşamasına geçeceklerini bildirdi. Yılmaz, dünyada sodyumborhidrür pazarının 10 bin ton civarında olduğunu ve bu pazardan büyük bir pay almayı hedeflediklerini da vurgulayarak. 3 yıl sonra bu tesisi devreye almayı hedeflediklerini dile getirdi. Yılmaz, Kırka'da ise 2009 yılında devreye girecek yeni bir tesisle üretimi ikiye katlayacaklarını kaydetti. Bigadiç'te de 100 bin ton-yıl kapasiteli öğütme tesisini Nisan ayında devreye alacaklarını söyledi.
"PİYASADAN ÇEKİLİRSEK DÜNYA BOR SIKINTISI ÇEKMEZ"
Yılmaz, Emet'teki bor işleme tesislerinde yaptığı açıklamada, kurum olarak üstlerine düşen görevi en iyi şekilde yaptıklarını belirterek. "Biz buğdaydan un yapıyoruz. Bizden unu alan bazıları makarna, bazıları ekmek, bazıları pasta yapıyor. Ekmek, pasta yapmak bizim işimiz değil. Biz başlangıç maddesi olarak bor kimyasallarını üretiyoruz. Tek aşına bor kimyasallarından ileri teknoloji ürünleri üretilemez. Diğer endüstriyel mineraller ve kimyasallarla beraber harmanlanıp ileri teknoloji ile yeni ve katma değeri yüksek malzemeler yapılıyor. İzolasyon malzemesi, cam yünü, cam elyafı, elektronik kartlar yapılıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin bor üretimini durdurması halinde dünyanın bor sıkıntısı dünyanın bor sıkıntısı çekip çekmeyeceğinin sorulması üzerine ise Yılmaz şunları kaydetti:
"Eti Maden, dünyanın bor ihtiyacını 500 sene karşılayabilir. Ancak Eti Maden olmasa da dünyadaki kalan rezervle 300 sene idare edilebilir. Bu konuda çok spekülasyon yapılıyor. 'Bizim borumuz çok özeldir, çok ucuza bor üretiyoruz' gibi laflar doğru değil. Biz piyasadan çekildiğimiz zaman piyasa borsuz kalmaz. Bu şekilde çok uçuk fikirli olanlar var. Bu bir insanın kendi ayağına balta vurması gibidir. Bunu bir dezenformasyon olarak görüyorum."
Eti Maden'in şu anda Çin'deki pazarın yüzde 77'sini elinde bulundurduğunu, bunu da rakiplerinin fiyat hareketlerine göre hareket ederek başardıklarını söyledi. Rakipleri olan ABD firmasının Eti Maden'den 10 dolar fazla fiyata bor sattığını ancak Çin'deki Pazar paylarını 13 kat arttırdıklarını ifade eden Yılmaz. "Yani 9 milyon dolardan, 118 milyon dolara çıktık. Geri kalan bölümü ABD, Çin ve Şili paylaşıyor" dedi.
DÜNYA BOR PASTASINDAN YÜZDE 60 PAY HEDEFLENİYOR
Dünya bor pastasından Türkiye'nin aldığı payın sorulması üzerine ise Yılmaz, 2005 yılına kadar bu pastadan ikinci sırada pay aldıklarını kaydetti. Yılmaz, "Ama 2005'ten itibaren dünyada en büyük dilimi alıyoruz. Şu anda yüzde 40 pay aldık. ABD firması yüzde 37 civarında pay alıyor. Hedefimiz üç sene sonra yüzde 60 pay almak. Çünkü 2002 yılı sonunda 201 milyon dolar satış yaptık. 2006 sonunda 390 milyon tona çıktı. Üç sene sonra da 600 milyon tona çıkacak" dedi.
Ürün kalitesi açısından diğer rakiplerden hiçbir farkları olmadığını belirten Yılmaz, "Piyasa öyle bir kaygan zemindeki 5 dolar fazla satarsanız müşteri kaybedersiniz, 5 dolar aşağı satarsanız müşteri kazanırsınız" dedi.
"BOR ÖZELLEŞTİRİLMEMELİ"
Yılmaz, bor sahallıyıcısı olarak kullanarının özel sektöre açılmasıyla dünyadaki bor pazarında Türkiye'nin daha çok yer almasının sağlanıp sağlanamayacağının sorulması üzerine ise, bunun kesinlikle doğru bir mantık olmadığını söyledi. Yılmaz, "Daha önce borun özel sektör elinde olduğu dönemde bu ülkenin kaynaklarının 25 dolar gibi rakamlarla satıldığının kayıtları var. Şu anda en ucuza sattığımız bor konsantresinin tonunu 250 dolardan satıyoruz. Satışlarımızın sadece yüzde 15'i bor konsantresi, gerisi bor kimyasalları haline dönüşüyor. Eğer siz bunun (özelleştirmenin) yolunu açarsanız, elinde cevher bulunan herkes işlenmeden cevher haliyle bunu satar. Kamuoyunda şöyle bir yanlış algılama var. Bizim cevher sattığımızı düşünüyorlar. Eti Maden ne bizim dönemimizde ne de daha önce hiç ham cevher satmadı" şeklinde konuştu. Yılmaz, şu anda mermer sektöründe menfi rekabetin birbirini bitirdiğini, ve fiyatların sürekli geriye gittiği örneğini göstererek, üç senedir Eti Maden olarak fiyatları sürekli yükselttiklerini sözlerine ekledi.