Küresel ve iç ekonomideki olumlu gelişmeler nedeniyle, Hazine'nin borçlanma maliyeti azalmaya başladı.
Türkiye ile Uluslararası Para Fonunun (IMF) doğrudan görüşmelere yeniden başlama kararı alması ve küresel ekonomideki teşvik paketlerinin, Çin ve ABD gibi ülkelerde ekonomik canlanma işaretleri vermesinin yanı sıra Türkiye'nin de üyesi bulunduğu G-20'nin, küresel ekonomiyi durgunluktan çıkarma yönündeki taahhütleri Türkiye'deki iç borçlanma maliyetlerine de olumlu yansıdı.
Hazine'nin iskontolu bono ihalelerinde bileşik faiz oranları piyasalarda 13-14 bandında hareket ediyor ki bu oranlar en son üç yıl önce görülmüştü.2004 yılında ortalama yüzde 23-25 bandında hareket eden bileşik faizler, 2005 yılının Kasım-Aralık ayları ile 2006 yılının ilk altı aylık döneminde 13-14 bandına oturmuştu. 2007'de 16,5-20,5 aralığında seyreden bileşik faizler, 2008'de de 16,5-21,5 aralığında gerçekleşmişti.
2003 yılında yüzde 28-60 aralığında hareket eden bileşik faizler, 2002 yılında yüzde 50-70, 2001 yılında ise 65-195 aralığında seyrediyordu.
Bu arada, Türkiye'nin, "risk primi (CDS)" olarak da isimlendirilen sigorta primleri gerilemeye başladı.
Uzmanlar, Türkiye 'nin, gerek 5 yıl, gerekse 10 yıl vadeli tahvillerine ilişkin CDS oranlarının önemli bir gerileme gösterdiğini vurguluyorlar.
Türkiye 'nin borçlarını ödememe olasılığına karşı alınan sigortaya ödenen sigorta primlerinin düşmesiyle, dış borçlanma maliyetinin azalacağı belirtiliyor.
Uzmanlar, kısa vadeli belirsizliğin, dolayısıyla risk algılamalarının azaldığını vurguluyorlar.
Hazine, bu yıl toplamında ise 153,9 milyar liralık toplam borç servisi programlıyor.
2009 borç servisi programına göre, 135,1 milyar liralık iç borç, 18,7 milyar liralık dış borç ödemesi planlanıyor.