Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Şuan da nükleer santralin bütün parçalarını yapma imkanı yoksa bile 2023 yılına kadar biz önemli ve çok büyük bir çoğunluğunu Türkiye’nin yapabileceğine bir alan haline getirmek istiyoruz” dedi.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Mimar Mühendisler Grubu Ankara Buluşmaları “Türkiye’nin Enerji Politikaları” konulu toplantıya katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Taner Yıldız, katılımcıların sorularını da cevapladı. Nükleer ile alakalı Güney Kore modelinin çok önemli bir model olduğunu kaydeden Bakan Yıldız, “Güney Kore’ye gittiğimizde gerek proje safhasında ki, gerek inşaat safhasındaki nükleer santralleri görme imkânımız oldu. 1970’li yıllarda Güney Kore iğneden ipliğe varıncaya kadar her birisini anlaştığı firmadan satın aldı. Daha sonra bir kısım ünite ünite bir kısım inşaatlarda yerleşme başladı. İnsan kaynaklarından 2 bin kişiyi yurt dışına gönderdiler. 2 yıl sonra o 2 bin kişiyi aldılar ve kendi ülkelerinde kendi projelerinde yetiştirmeye başladılar. Yaklaşık 37 yıl sonra da biz iğneden ipliğe varıncaya kadar kendimiz yapıyoruz ve bunu yurt dışına satabiliriz safhasına geldiler. Bir traktör de yaklaşık 5 bin, binek arabada 10 bin 100 tane, nükleer santralde 510 bin parça var. Bizler bunun imalatı ile alakalı yerli sanayi üretimli ile alakalı hedefler koyduk. Hem Rusya ile yaptığımız hem de Japonya ile yaptığımız hükümetler arası anlaşmalar da bunları belli maddelerle tercih ettik. Ancak Türkiye bunu kendisinde test edecek ve kendisinde sınayacak. Bu imtihanı da hakkıyla verecek. Şuan da nükleer santralin bütün parçalarını yapma imkânı yoksa bile 2023 yılına kadar biz önemli ve çok büyük bir çoğunluğunu Türkiye’nin yapabileceğine bir alan haline getirmek istiyoruz. Bunun maliyeti ne olursa olsun biz yalnızca bir enerji edinimi bir kazanım olarak bakmıyoruz aynı zamanda bir sanayileşme ile alakalı önemli bir adım olarak bakıyoruz. Türkiye’de ki bir kısım kabiliyetleri, bir kısım mühendislikleri bu ileri teknoloji ile beraber buluşturmamız lazım” diye konuştu.“BUNUN NE KADAR ENGELLENMEYE ÇALIŞILDIĞINI İYİ TAKİP EDİN”Türkiye’nin bu kaynakları kendi kaynakları haline getirmek ile alakalı bir kısım projeler yürütmekte olduğunu belirten Yıldız şunları dedi:“Bunlardan bir tanesi Irak’ın güneyi ve kuzeyi, doğusu ve batısı ayrım yapmaksızın Irak’ta yürüttüğü projelerdir. Bunun ne kadar engellenmeye çalışıldığını, ne kadar teşvik edilmeye çalışıldığını iyi takip edin. Irak’la alakalı içinde bulunduğu yapıyı iyi takip edin. Dün Tahran’daydık. Orada bir kısım görüşmelerimiz oldu. Bunların da tabi dikkatle takip edilmesi gereken süreçler olduğunu söylemek lazım. İran tahkimi ile alakalı tabi ki dün Tahran’da bunları konu ettik. Aldığımız fiyat yüksek bir fiyattır. Bunu yalnızca Türkiye değil aynı zamanda İranlı kardeşlerimiz de bilmektedir. Bu fiyatın nasıl düşüleceği onlar tarafından tartışılıyor. Bizim tarafımızdan tartışmasız düşürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Tahkim süreci bitmek üzere. Bu yıl içerisinde bitirmeye gayret edeceğiz. Aradaki fark neyse tarafımıza geriye dönük yılları da dahil ederek alınması söz konusudur. Çünkü yaptığımız anlaşma her 32 yılda bir taraflara revizyon hakkı vermektedir. Dün ki müzakerelerde biz İran’ın bu fiyatının makul bir fiyat olması halinde bizim istediğimiz fiyatlara düşülmesi halinde tahkimi geri çekebileceğimizi söyledik. Ama bunu görmeden de tahkimi geri çekmemizin mümkün olmadığını belirttik. Biz vatandaşımızın, sanayicimizin hakkını doğru bir şekilde savunmamız lazım.”Enerji diplomasi ile bu gelinen ortam arasında çok ciddi bir ilişki olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Bizim enerji diplomasinin geride kaldığını söylemek çok doğru olmaz. Enerji sektörünün kamuoyuyla paylaşılmayan kısımlarının özellikle uluslararası arenada az olmadığını söylemem lazım. Ama bunlar gizli diye bir bilgi yoktur. Mutlaka vardır. O yüzden biz dünyada bu nasıl dönüyor, hangi politikalar nerede uygulanıyor. Hangilerinin doğruluğu ve yanlışlığı üzerinde tek tek çalışılıyor” şeklinde konuştu.“HEDEFLENEN TÜRKİYE’NİN SİYASİ İSTİKRARIDIR”Hedeflenenin Türkiye’nin siyasi istikrarı olduğunu ifade eden Bakan Yıldız, siyasi istikrarın bozulduğu kadar birçok sektörün yapısını da bozmaya çalışacaklarını söyledi. Türkiye’de ki siyasi istikrarın korunmasına borçlu olanların yalnızca o ülkelerin iktidar partilerinin değil, aynı zamanda muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin, sanayicisinin, tüccarının, esnafının ve vatandaşının tamamının olduğunu kaydeden Yıldız şöyle devam etti:“Biz şöyle bir anlayışı kabul edebilir miyiz? Muhalefet ben iktidarla aynı şeyleri düşünmüyorum ancak Türkiye’de ki siyasi istikrarın da bozulması ve Türkiye’nin de dengelerinin bozulmasını istiyorum. Böyle bir şey makul olabilir mi? Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bizler bütün bu borçlu olduğumuz yapı ile beraber Türkiye’nin siyasi istikrarını korumamız lazım. Enerji tasarrufu ile alakalı bu bir kültürdür. Enerji tasarrufu ve enerji verimliliği bir kültürdür. Bugün ölçülebilir elektrik faturası yaklaşık Türkiye’nin yılda 60 milyar TL’dir ve ölçülebilir rakamlarla 15 milyar TL’lik tasarruf etme imkânımız var. Bu çok ciddi bir oran ve kapasitedir. En mütevazı haliyle yüzde 20’ler civarında bizim tasarruf etme imkânımız var. Nano teknoloji ile alakalı AR-GE projelerine ayırdığımız fonlarda ciddi artışlar var. Ar-Ge’ye ayrılan fonları kullanmak ve arz etmek ayrı bir konu, arz edilen fonları yeterince kullanamamakta apayrı bir konudur. Özellikle özel sektörün bunun çalışmalarında onun önünü açıcı kamu yapısıyla beraber bir özel sektör yapısıyla bunun önün açıcı ve nano teknolojiye uygulayıcı bir yapıyı hep beraber kullanmamız lazım.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz