HABER

"Türkiye'nin Güvenlik ve Savunma Politikası" paneli

- STM Genel Müdür Yardımcısı İkinci: - "S-400 bizim için nihai bir hedef değil ara bir çözüm. Bizim nihai hedefimiz ülke olarak milli hava savunma sistemimizi yapmak" - SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş: - "ABD ile PYD/PKK ilişkisi, Türkiye ile Washington arasındaki müttefiklik ilişkisini çok daha farklı bir mecraya doğru savurabilir"

Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) Genel Müdür Yardımcısı Murat İkinci, Türkiye'nin Rusya'dan satın alacağı S-400 füze savunma sistemine ilişkin, "S-400 bizim için nihai bir hedef değil ara bir çözüm. Bizim nihai hedefimiz ülke olarak milli hava savunma sistemimizi yapmak" dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) Vakıf merkezinde "Türkiye'nin Güvenlik ve Savunma Politikası" paneli gerçekleştirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Savunma Sanayii Müsteşarlığına (SSM) sistem mühendisliği, teknik destek, proje yönetimi, teknoloji transferi, lojistik destek hizmetleri; görevlerini gerçekleştirmek amacıyla Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı ile 1991'de kurulan STM'nin genel müdür yardımcısı İkinci, son yıllarda farklılık gösteren tehditlerden etkilenen yerli ve milli savunma sanayindeki değişime değindi.

Türkiye için en büyük güvenlik sorununun komşu ülkelerdeki otorite boşluğundan yararlanan terör örgütleri ve Türkiye içerisindeki terör örgütlerinin faaliyetlerinin olduğunu söyleyen İkinci, değişen tehditler nedeniyle yerli savunma sanayinin ürettiği ürünlerin de değiştiğini ifade etti.

İkinci, yerli savunma sanayinin ürettiği ürünler sayesinde hem Fırat Kalkanı Operasyonu'nda hem de PKK terör örgütüne karşı yurt içinde düzenlenen operasyonlarda büyük başarı sağlandığını dile getirdi.

Türkiye'nin Rusya'dan satın alacağı S-400 füze savunma sistemine ilişkin İkinci, "S-400 bizim için nihai bir hedef değil ara bir çözüm. Bizim nihai hedefimiz ülke olarak milli hava savunma sistemimizi yapmak." diye konuştu.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ise konuşmasında bu yıl Türkiye'ye yönelik gerçekleşen terör tehditlerini değerlendirdi.

Yeşiltaş, PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin 2017'de ortaya koydukları tehdidin önceki yıla göre minimize edildiğini ancak bu iki örgütün Türkiye için hala tehdit olmaya devam ettiğine dikkat çekti.

ABD ve PYD ortaklığının taktiksel ve geçici bir ortaklık olmadığının altını çizen Yeşiltaş, "ABD ile PYD/PKK ilişkisi, Türkiye ile Washington arasındaki müttefiklik ilişkisini çok daha farklı bir mecrayadoğru savurabilir. PYD'nin ABD'den uzaklaşıp, Rusya'ya yakınlaşma ihtimali de Ankara ile Moskova arasındaki ilişkiyi zehirleme ihtimaline sahip." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney ise bölgede artan terör olaylarının nedenlerini ele aldı.

Güney, Arap Baharı ve arkasından gelen karşı devrimlerin ardından ortaya çıkan yönetim boşluklarının bölgede terörün artmasına zemin hazırladığını söyledi.

(AA)

En Çok Aranan Haberler