Suriye'de muhalifler, 16 Eylül'de Ankara'da yapılacak Türkiye-Rusya-İran zirvesine kadar İdlib'de mevcut durumu korumaya çalışıyor, çünkü zirvede Anayasa Komitesi'nin duyurulması hedefleniyor. Komite oluşturulup siyasi çözüm için masa kurulduğunda ellerinin güçlü olmasını isteyen muhaliflere İdlib'de Türkiye de destek vermeye devam ediyor.
Rusya ve Türkiye'nin muhalifler ve rejim ordusu arasında silahtan arındırılmış bölge oluşturduğu İdlib'de Suriye ordusu, son haftalarda Rus hava desteği ve İran destekli Şii milislerin de katılımıyla operasyonlarını yoğunlaştırdı.
Türkiye'nin, Rusya ve İran'la birlikte Eylül 2018'de üzerinde uzlaşılan ateşkesi ve ihlâlleri takip etmek için kurduğu gözlem noktaları da tehdit altında.
Ağustos ayında İdlib'in güneyinde yer alan Han Şeyhun kasabasından Türkiye destekli muhalifler geri çekilince, Türkiye'nin bölgedeki Morek gözlem noktası da Suriye ordusu tarafından çevrelenmiş oldu.
Ankara'dan yapılan açıklamalara göre, operasyonlar ve çatışmalar sürse de Türkiye'nin gözlem noktaları taşınmayacak.
Rusya ise, İdlib'de El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir el Şam adlı örgüte karşı operasyon yürüttüğünü ve "ateşkes anlaşması teröristleri kapsamadığı için ihlâl etmediklerini" savunuyor.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, Türkiye destekli muhaliflerin İdlib'den geri çekilmesi halinde, Suriye rejiminin Afrin'e de ilerlemek isteyeceğini, bu sebeple siyasi bir çözüm için masaya oturulana kadar, yani somut bir adım atılana kadar İdlib'de gözlem noktalarının korunacağını ve muhaliflerin çekilmemesi için desteğe devam edileceğini söyledi.
Yetkili, her ne kadar İdlib büyük oranda HTŞ'nin kontrolü altında olsa da, Türkiye destekli muhaliflerin de bölgede bazı alanlara hakim olduğunu hatırlatıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan ve isminin yazılmasını istemeyen üst düzey yetkili, Anayasa Komitesi oluşturulup siyasi çözüm için Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde masaya oturulduğunda, siyasi olarak daha fazla kazanım elde edilebilmesi için muhaliflerin elinin sahada da güçlü olması gerektiğini; bu sebeple komite oluşturulana kadar İdlib'deki mevcut durumun korumaya çalışıldığı bilgisini verdi.
Türkiye'nin gözlem noktalarını, rejimin ilerleyişine ragmen daha kuzeye taşımamasının altında yatan sebep de bu.
Yetkiliye göre, anayasa komitesinin oluşturulması aşamasında üç isim üzerinde uzlaşma sağlanamadı. İdlib'de rejim daha fazla ilerlemeden uzlaşma sağlanması ve masanın kurulması, Ankara'nın önceliği. Ancak Rusya'nın listede olmasını istediği bu üç isim, Türkiye için kabul edilemez.
Ocak 2018'de varılan anlaşmaya göre, muhalifler ve Suriye rejimi 50'şer kişilik listelerini oluşturdu. Ancak bağımsızlardan oluşan 50 kişilik listedeki 3 isme Ankara'nın itirazı var. Gerekçesi de, bu üç ismin PKK'nın Suriye kolu olarak kabul edilen PYD (Demokratik Birlik Partisi) ile bağlantısının olması.
Ankara, 16 Eylül'de Ankara'da yapılacak üçlü zirveye kadar bu isimler üzerinde de uzlaşma sağlamak ve rejim daha fazla ilerlemeden siyasi çözüm tartışmalarını başlatmak için adımlarını sıklaştırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Eylül'de İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i ağırlayacağı Ankara zirvesinde, komitenin oluşturulduğunu ve çalışmalara başlayacağını duyurmak istiyor.
Türk diplomata göre, komitenin 16 Eylül'e kadar oluşturulması büyük olasılıkla sağlanacak.
Birleşmiş Milletler Suriye Temsilcisi Geir Pedersen da, anlaşmaya son noktayı koyabilmek için temaslarını hızlandırdı.
İran'da yaptığı görüşmelerin ardından Perşembe günü Ankara'ya gelen Pedersen, Ankara'da cumhurbaşkanlığı ve dış işleri bakanlığından yetkililerle görüştü. Ardından İstanbul'a geçti.
Pedersen, İstanbul'da da Suriyeli muhaliflerin siyasi kanadıyla bir araya gelecek.
Bir ay önce BM'de yaptığı konuşmada komitenin oluşumuyla ilgili detayları anlatan Pedersen, 150 kişilik geniş komitenin içinden 45 kişilik çekirdek bir komite seçileceğini, her bir maddenin en az yüzde 75'lik 'evet' oyuyla kabul edileceğini duyurdu.
Suriye için BM öncülüğünde Avrupa ülkelerinin de katılımıyla yürütülen Cenevre sürecine eklenecek olan Anayasa Komitesi'nin, biri Suriye hükümetinden, biri de muhalefetten olmak üzere iki eş başkanı olacak.
16 Eylül'e kadar anayasa Komitesi sağlanamazsa, 17 Eylül'de New York'taki genel merkezde başlayacak olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da bu konu görüşülecek.
Ankara, İdlib konusunu uluslararası alanda dile getirirken, İdlib'de yaşayan yüz binlerce kişinin Türkiye sınırına geleceğini ve yeni bir göçmen akını olacağını hatırlatıyor.
Genel Kurul toplantıları kapsamında Erdoğan'ın, Suriye'nin kuzeyinde bir "güvenli bölge" oluşturmak için son bir kez ABD Başkanı Donald Trump'la da görüşmesi bekleniyor.
Erdoğan, Perşembe günü yaptığı konuşmada İdlib'den gelen sığınmacı akınına da değinerek, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların gönderilmesi ve yerleştirilmesi için Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması talebini tekrarladı ve "oldu oldu, olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız." dedi.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ise, Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında İdlib'den beklenen göçmen akını için "her koşul altında yeni bir göç dalgasını sınırlarımızın ötesinde karşılayacağız" demişti.
Ekim ayı başında da Türkiye'de, Suriye'ye komşu ülkelerden, yani Irak, Ürdün ve Lübnan'dan temsilcilerin geleceği bir "mülteci forumu" yapılması planlanıyor.
Aralık ayında da Cenevre'de de BM çatısı altında uluslararası bir mülteci zirvesi düzenlenecek.