NEW YORK (ANKA) - The Wall Street Journal gazetesinde, "Türkiye'nin terör sorunu bizim sorunumuzdur" başlıklı bir makale yayımladı. Makalede, "Başkan Bush'un Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Washington'un Türkiye'nin teröre karşı savaşta yardımında olacağını söylemesi ardından altı hafta geçti. İstihbarat paylaşımı üzerindeki görüşmeler ve işbirliği bunun ardından gelmiştir ve bütün bunlar gerçekten de, Irak Kürdistan'ındaki PKK hedeflerine karşı Türklerin bu hafta sonu düzenlediği hava saldırılarında bir rol oynamış olabilir" denildi.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanan The Wall Street Journal gazatesindeki makalede, özellikle terör konusunda iki ülke arasındaki ilişkiler değerlendirildi.
Michael Rubin imzasını taşıyan "Türkiye'nin Terör Sorunu Bizim Sorunumuzdur" başlıklı makalede, "PKK'nin Türkiye içinde büyük bir saldırı düzenleyerek uluslararası krize neden olduğu eylem üzerinden yaklaşık iki ay, Başkan Bush'un Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Washington'un Türkiye'nin teröre karşı savaşta yardımında olacağını söylemesi ardından altı hafta geçti. İstihbarat paylaşımı üzerindeki görüşmeler ve işbirliği bunun ardından gelmiştir ve bütün bunlar gerçekten de, Irak Kürdistan'ındaki PKK hedeflerine karşı Türklerin bu hafta sonu düzenlediği hava saldırılarında bir rol oynamış olabilir" denildi.
-"TERÖRE SIFIR HOŞGÖRÜ POLİTİKASI İZLEYEN ABD TÜRKİYE'YE TAVİZ VERMESİ KONUSUNDA TAVSİYEDE BULUNUYOR"-
Rubbin makalesinde, ABD'nin terör konusunda sıfır hoşgörü politikası izlemesine rağmen Türkiye'ye bu konuda telkinde bulunmasını da eleştirdi.
Rubin, yazısının bir bölümünde, 100 bin Türk askerinin Irak sınırına konuşlandırılmış olduğu bir sırada ABD'li diplomatların bir askeri krizden kaçınmak istemelerinin normal olduğunu belirtti. Rubin, ABD'yi, Türkiye'ye, terörle mücadelede taviz vermesi konusunda tavsiyede bulunduğu için eleştirdiği yazısında, ABD'li yetkililerin, "Irak Kürdistan'ında ve Türkiye içinde, tercihimiz siyasi bir çözümdür" dediğini ancak Iraklı Kürtlerin Irak toprağındaki güvenli bölgenin Türkiye'de çıkarılacak bir genel af ile birlikte kapatılması ile PKK'nın çoğu üyesinin affedilmesi ve belki de Kürt dilinde yayın ve anayasal reformları da içeren bir anlaşmanın "budalalık" olacağını kaydetti.
"Türkiye'nin PKK ve Kürt Irak lideri Barzani'ye karşı haklı iddiaları vardır" diye yazan Rubin, "21 Ekim'de Türk askerlerine karşı düzenlenen saldırılarda PKK taktikleri ABD özel kuvvetlerinin Barzani'nin peşmergelerine öğrettiği taktikleri uygulayarak teröristlerin ikili kullanıldıklarını ima etti. Diplomatik çözüm böyle bir davranışı ödüllendirmemelidir" değerlendirmesinde bulundu.
-"BARZANİ'Nİ SÖZLERİ BOŞ ÇIKTI"-
Sorunun yalnızca askeri yöntemle çözülmesi gerektiğini savunan Rubin, ABD'li yetkililerin Barzani'yi, güvenli bölgeye son vermediği müddetçe, onu yalnız bırakmakla ve bütün mali yardımı kesmekle tehdit etmesi gerektiğini ifade etti. Barzani'nin, 2003 yılında bu taleplerle karşı karşıya kaldığını söyleyen Rubin, diplomatik baskı geçtikten sonra verdiği sözlerin boşa çıktığının görüldüğünü belitti.
Rubin, kendisini ‘Kürt milliyetçisi' diye öne çıkaran PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ilk hedefinin Türk ordusundan ziyade Kürt insan hakları grupları olduğunu yazdı.
-"KÜRTLERİN BİRLİĞİ İÇİN PKK'NIN ÜZERİNE GİDİLMEMESİ BİR APTALLIKTIR"-
Barzani'nin tavrının eleştirildiği makalede, şunlar belirtildi:
"Beyaz Saray, Barzani'nin terör kartını oynama kararını olumlu kılıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Barzani'nin mazeretini kabul etmesi – Kürtlerin birliği için PKK'nın üzerine gidilmemesi – bir aptallıktır. Kürt birliği bir saçmalıktır. 1990'lar boyunca Barzani şu anda korumakta olduğu gruba karşı savaş vermiştir. Fikrini, Türk parlamentosu 2003 yılında Irak Özgürlüğü Operasyonu'na katılmama kararını alınca değiştirmiştir. ABD-Türk ilişkilerindeki soğukluğu yanlış tahmin eden Barzani, Ankara'ya karşı sert tavır takınmıştır. Bir zamanlar Türkiye'nin elini kana bulamamış PKK üyelerine uyguladığı af gibi Barzani bir zamanlar savaştığı PKK liderlerine kucak açmıştır. Türk yetkililer üst düzey PKK komutanlarının Erbil'deki hastanelerde bakım gördükleri ve çevredeki lokantalarda Barzani yandaşları ile birlikte olduklarını gösteren fotoğraflara sahip olduklarını söylemektedirler. Geçen baharda Barzani Al Arabiya televizyonunda Türkiye içinde asilerin hareket etmelerine müsaade edeceğini söylemişti."
-"TÜRKİYE'NİN TAVİZİ TERÖRÜ KÖRÜKLER"-
Rubin, Kuzey Irak'ın tamamıyla silahsızlandırılarak teröristlerden arındırılmadıkça Türkiye'nin vereceği her türlü tavizin, yeni taviz taleplerine yol açacağını ifade etti. Rubin, "Kürt yetkililer, kandırabilecekleri diplomatlara PKK terörünün, Ankara daha fazla taviz verdiği takdirde yok olacağını söylerlerken bunun aksi doğrudur: Taviz terörü körükler. PKK teröristlerinin kuzey Irak'tan tamamiyle silahsızlandırılarak atılmalarından önce Türklerin vereceği her türlü taviz, Suriye ve Lübnan'daki destekçilerinin terörü sona erdirme karşılığında samimi olmayan vaatlerle dolu tavizler talep etmelerine yol açacaktır. Pakistan da Washington ve Kabil'den Taliban ve El Kaide liderliği için kullanacağı tavizler talep edebilir" yorumunu yaptı.
Rubin, yazısında şu görüşlere yer verdi: "Türkiye son zamanlarda zavallı (poor) bir müttefik halindedir ancak teröre karşı savaş politikaya karşı çıkacak ittifaklar gerektirir. Her ülke, halkını terörizme karşı koruma hakkına sahiptir. Barzani diplomatlara ipek halı verebilir, ziyaretlerinde onların gözünü boyayabilir ve Washington'daki lobicileri onu övebilirler ancak PKK'ya barınak sağladığı müddetçe teröre yardımcı olmaktadır. Türkiye'yi PKK ile ya da aracıları ile pazarlık etmeye zorlamak, onun teröre başvurmasını haklı çıkaracaktır ve aynısını Hizbullah, Hamas ya da El Kaide için tavsiye etmek de hiç akıllı bir iş olmayacaktır."