"Türkiye'nin üyeliği AB'nin şansıdır"

Ankara (AA)- Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, "AB ne kadar Türkiye'nin stratejik hedefiyse, Türkiye'nin üyeliği de o kadar AB'nin şansıdır.

Avrupa'nın bu imkanı; kapris yapan, suyu bulandıran, uzlaşmadan ve diyalogdan kaçan bir anlayışla heba etmeyeceğine inanıyoruz" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Hazine Müsteşarlığı, AB Genel Sekreterliğinin bütçelerinin sunumunu yapan Babacan, Türk ekonomisinde son 4 yılda elde edilen başarıların, her şeyden önce bu milletin kendi başarısı olduğunu söyledi.

Babacan, demokratikleşme, insan hakları, temiz siyaset, şeffaf yönetim ve etkin diplomasinin olmadığı bir ortamda güçlü ekonomi hedefine kararlılıkla ilerlenemeyeceğini vurgulayarak, son 4 yıl içinde Hükümetin güven verici uygulamalarının, milletin bekleyişini pozitife çevirdiğini kaydetti.

IMF'ye 2002 yılı sonunda 16.2 milyar SDR olan borcun, 24 Kasım 2006 itibariyle 6.5 milyar SDR'ye gerilediğini ifade eden Babacan, "24 Kasım kurlarıyla IMF'ye toplam borcumuz, 9.8 milyar dolar seviyesindedir" diye konuştu.

Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerine de değinen Babacan, müzakere sürecinde gelinen son noktayı milletvekillerine aktardı.

Hükümetin siyası reformların sürdürülmesine ve uygulamanın daha da iyileştirilmesine yönelik çabalarını ileriye götürmede kararlı olduğunu vurgulayan Babacan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kültürlerin, ırkların, medeniyetlerin, dinlerin hızla bir çatışma ortamına çekilmek istendiği, dünyanın bir kaosa sürüklenmek istendiği bu yeni süreçte, Türkiye kilit rol oynamak zorundadır ve bu rolü oynayacaktır. Batı, Doğu'yu anlamak istiyorsa, Doğu Batı'yı tanımak istiyorsa, her iki taraf da Türkiye tecrübesini, Türkiye faktörünü iyi kullanmak zorundadır.

AB, ne kadar Türkiye'nin stratejik hedefiyse, Türkiye'nin üyeliği de o kadar AB'nin şansıdır. Avrupa'nın bu imkanı; kapris yapan, suyu bulandıran, uzlaşmadan ve diyalogdan kaçan bir anlayışla heba etmeyeceğine inanıyoruz."