PARİS (İHA) - Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde (İFRİ) düzenlenen panelde konuşan Fransa'nın sosyalist eski başkanlarından Michelle Rocard, "Türkiye'nin üyeliği AB'nin hayat sigortasıdır" dedi.
Rocard, kendisinin de birlikte olduğu 9 kişi tarafından hazırlanan Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği müzakere tarihi öncesi yapılan reformlarla ilgili hazırlanan bağımsız raporu ele alarak son gelişmeleri değerlendirdi.
Halen Avrupa Parlamentosu üyesi olan Michelle Rocard, "Türkiye'ye unutulmaz bir gezi yaptık. Benim konuya girişim Türkiye ile ilgili değil, dünyanın güvenliğiyle ilgili. Fransızlar Fransa için düşünüyor. Şu an en önemli konumuz şiddet ve küreselleşme. ABD yönetiminin güç fazlasını ne şekilde kullanacağını merak ediyorum. Irak'a verilen öncelik ve Bin Ladin'e sağlanan rahatlık... İslam dünyasında ABD düşmanlığı.... Sosyoloji ve kültür... Büyük bir Müslüman ülkenin üyelik başvurusu benim açımdan büyük bir şans. Yeni bir dışlamanın sonuçları çok ağır olur bence" dedi.
"Türkiye'de gerçek bir talep var. En olumlu bakanlar da Kürtler. Kürtler için bu da başlayan değişikliğin güvencesi. Konuşma, eğitim, televizyonda yayın hakkı kullanılması..." diyen Rocard, "Bölgede sadece Türkler yok aslında. Bu tip bir değişim yeni Kürt ayaklanmasına gebe. İsrail ve Filistin arasında önemli ve dinlenen bir ülke olan Türkiye, bölgedeki su dağılımının anahtarı. Şu an 5 ülkede Türkçe konuşuluyor. Ve daha da önemlisi dünyanın ikinci büyük petrol bölgesi Türkiye. Eğer bu bölgede var olmak istiyorsak, Türk kanalından geçmemiz gerekli. Bence Türkiye'nin üyeliği AB için bir hayat sigortasıdır" diye konuştu.
Rocard, "'Türkiye, Avrupa'yı havaya uçuracaktır' diyenler var. Aslında Federal Avrupa fikri bitti artık. Türkiye ile müzakerelerin başlaması, sonuçlanacağı anlamına gelmez. Bunların zor olacağı zaten biliniyor. Açılan müzakerelerin sona ereceği kesin değil, zor. Çünkü çok farklıyız. Bu tartışmanın şu anda açılmasına hiç gerek yoktu. Gisgard'a bu konuda biraz kızgınım" şeklinde konuştu.
Rocard, "Türkiye'nin stratejik önemi, enerji alanındaki rolü, bölgesinde ve dünyada siyasi ağırlığı, 70 milyonluk nüfusu, genç ve eğitimli işgücü, en önemlisi, İslam dünyasına Avrupa'nın bir Hristiyan kulübü olmadığını, laik ama Müslüman bir ülkeye yer verdiğini, Türkiye'nin model oluşturabileceğini düşünmüyoruz da; İslam ile demokrasinin uyuşabileceğini konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.