Türkiye'ye Gelen Hayvanlarda Hastalık Iddiası

İZMİR, (DHA)- DÜNYA Hayvan Sağlığı Örgütü (OİE), Kurban Bayramı öncesi 11 Eylül 2015 tarihinde, Fransa'nın Auvergne (Allier, Cantal, Hauta-Lorie,Puy-DE Dome) Bölgesi'nde Mavidil Serotip 8 hastalığı görüldüğünü ilan etti. Bu bölgeden Fransa'nın diğer bölgelerine ve Avrupa Birliği ülkelerine hayvan sevkiyatı durduruldu. Tarım yazarı, gazeteci Ali Ekber Yıldırım, hastalık çıktıktan sonra da Fransa'nın yasaklı bölgesinden alınan hayvanların başka bölgeden yüklenerek Türkiye'ye ithal edilmek üzere yola çıkarıldığı yönünde iddiaları dile getirdi. Yıldırım, getirilen hayvanlarda hastalık görülmesi durumunda Türkiye'deki milyonlarca hayvanın hastalık riskiyle karşı karşıya kalacağını belirtti. Salgın hayvan hastalıklarının önlenmesi amacıyla kurulan Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü Fransa'nın Auvergne (Allier, Cantal, Hauta-Lorie,Puy-DE Dome) Bölgesi'nde Mavidil Serotip 8 hastalığının görüldüğünü ilan etmesinin ardından, bu bölgeden Fransa'nın diğer bölgelerine ve Avrupa Birliği ülkelerine hayvan sevkiyatı durduruldu. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da 15 Eylül itibariyle bu bilgiyi 'Hayvan Hastalıkları Nedeniyle Yasak Konulan Ülkeler ve Yasaklanan Maddeler Listesi'ne ekledi. Böylece Fransa'nın hayvancılık merkezi olan Auvergne (Allier, Cantal, Hauta-Lorie, Puy-DE Dome) Bölgesi'nden hayvan ithalatı yasaklı hale geldi. Yaklaşık 3 haftadır Mavidil hastalığı nedeniyle Fransa'da hem yurt içinde hem de diğer ülkelere hayvan sevkiyatı durduruldu. Ancak iddiaya göre Türkiye bu ülkeden hayvan ithal ediliyor. Konuyu gündeme getiren Dünya Gazetesi'nden Ali Ekber Yıldırım, "Türkiye 2010 yılından bu yana hem canlı hayvan hem de kırmızı et ithal ediyor. Son dönemde özellikle besilik hayvan ithalatında Fransa'nın öne çıktığını görüyoruz çünkü Fransa etçi ırkların en yoğun olduğu ülkelerinden birisi ve Türkiye'ye de yakın bir konumda. Uluslararası Hayvan Sağlığı Örgütü, 11 Eylül itibariyle Fransa'da mavidil hastalığının görüldüğünü bütün dünyaya ilan etti. Zaten bu örgütün görevi de bu ve o bölgeden hayvan ithalatının yapılmamasını hatta hayvan hareketlerinin durmasını öneriyor. Türkiye de Fransa'dan hayvan ithalatı yaptığı için Tarım Bakanlığı 15 Eylül itibariyle kendi internet sayfasında bu bölgeden hayvan ithalatının yapılmayacağını duyurdu. Ancak bu tarihten önce ve daha sonra bu bölgeden seçilen hayvanların başka bir yerden yüklemesi yapılarak Türkiye'ye yola çıkarıldığına ilişkin sektörden güvendiğim haber kaynaklarından bilgiler aldım. 2 gemi şu an yolda, biri Samsun, diğeri Mersin Limanı'na gelecek. Bu gemiler Fransa'nın hayvancılık yapılan bölgelerinden gelen hayvanlar" dedi. MAVİDİL HASTALIĞININ EN TEHLİKELİSİ Türkiye'ye getirilen hayvanlarda hastalık tespit edilmesi durumunda ciddi sorunla karşılaşılacağını kaydeden Yıldırım, "Türkiye'ye bu hayvanların girişi olacak. En büyük tehlikesi Mavidil hastalığının en tehlikeli olanı ve daha önce Türkiye'de görülmeyen Serotip 8 hastalığının Türkiye'deki hayvanlara bulaşma riski çok yüksek. Bu hastalık hayvandan hayvana direk bulaşmıyor, özellikle sivri sinekler aracılığıyla bulaşıyor. Türkiye'deki hayvancılık sektörü için ciddi tehdit anlamına geliyor. Hayvan orada seçilirken tabii ki bakanlığın veterineri oluyor ama bakanlığın öncelikle hayvanların kulak küpesine bakarak bu hayvanların nereden alındığı belirlenebilir. İkincisi ki daha önemlisi hayvanlar kan testine tabi tutularak hastalığın olup olmadığının tespit edilmesi, eğer varsa da bu hayvanların kesinlikle Türkiye'ye sokulmaması gerekiyor. Çünkü biz hayvan ithal edelim derken 3 bin, 4 bin hayvan geliyor belki ama bizim milyonlarca hayvanımız hastalık riskiyle karşı karşıya kalacak. Bu nedenle bunun önlenmesi gerekiyor. İthal edilen bütün hayvanlar 21 gün süreyle karantinaya alınıyor. Ancak bu hastalığın sinekler aracılığıyla bulaşması nedeniyle karantinanın çok önemi kalmıyor. Sinekleri de karantinaya alamıyorsunuz. Hastalık tespit edilirse karantinaya değil Türkiye'ye sokulmaması gerekiyor. Bugün bakanlıktan Hayvancılık Genel Müdürü Mustafa Kayan telefon etti ve Türkiye'nin bu konuda çok hassas ve duyarlı olduğunu, her türlü önlemi aldıklarını belirtti. Aslında bürokratların her zamanki yuvarlak sözleriyle bunu anlattı" diye konuştu.