HABER

"Türklere ayrımcılık var"

ANKARA(ANKA)- Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı'nın hazırladığı "AB'ye Üye Devletlerde Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı" adlı raporda Türklerin AB üyesi ülkelerde karşılaştıkları ırkçı ve ayrımcı uygulamalar örneklerle anlatıldı.

Belçika'da tüm gruplar arasında en yüksek işsizlik oranları Türkler ve Faslılar arasında görülüyor, Almanya'da Türkler, ayrımcılığın yaratabileceği olumsuz sonuçlardan sakınmak istiyor, Kuzey Kıbrıs'tan güneye günübirlik işe giden Türkler ayrımcılıktan yakınıyor, Hollanda'da Faslı ve Türklerin dörtte biri ise işyerinde tacizden şikayetçi bulunuyor.

Avrupa Birliği'ne bağlı çalışan Temel Haklar Ajansı'nın (FRA) hazırladığı, genellikle 2006 yılına ait verilerin değerlendirildiği "AB'ye Üye Devletlerde Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı" başlıklı rapor (FRA 2007) açıklandı.

ÖNYARGILAR: HIRSLI OLMAYAN, MAÇO, TAKIM ÇALIŞMASI YAPMAKTAN YOKSUN…

Almanya'da istihdamda ayrımcılık üzerine 2006'da yapılan en önemli araştırmanın ikinci kuşak Türkler üzerinde gerçekleştirildiği belirtilen raporda bina bekçileriyle yapılan görüşmenin sonuçlarına yer verildi ve şöyle denildi:

"Bina bekçileriyle yapılan görüşmeler; personel alımıyla ilgili yöneticilerin sadece eğitim, liyakat, iş deneyimi gibi konular tarafından değil, aynı zamanda belirli kültürel klişeler ve Türk göçmenlere karşı ‘hırslı olmayan, maço, takım çalışması yapmaktan yoksun' gibi önyargılar tarafından yönlendirildiklerini ortaya çıkarmıştır. Görüşme yapılan çoğu bekçi, işyerlerindeki Türk işçilerle müşteriler, Türk işçilerle Alman işçiler arasında çıkabilecek olası çatışmalar ve işe başvuran Türklere karşı kişisel tepkilerini açıkça gösteren işverenlere bağlı olarak ortaya çıkacak olumsuz sosyal ve ekonomik sonuçlarından kaçınmak istediklerini açıklamıştır."

KIBRISLI TÜRKLERİN DURUMU

Raporda ırkçılık ve ayrımcılık konusunda AB ülkelerinde yaşanan ve Türkleri de ilgilendiren deneyimlerden örnekler de şöyle:

"-Kıbrıs'ta kuzeyde yaşayan ve kontrol noktalarından günlük olarak güneye geçen Kıbrıslı Türkler arasında yapılan bir kamuoyu araştırması, bu işçilerin kendilerine karşı oldukça ayrımcılık hissettiklerini saptadı. Rumca belgeler gibi, kuralları tümüyle anlayamama gibi bir tatminsizlik söz konusuydu. Büyük bir bölümünün sosyal güvenlik koruması yoktur ve Kıbrıslı Rumların ödeme ve elde edilen kardan daha fazla pay aldıklarına inanmaktadırlar. Kimileri ise işyerlerinde tacire uğradıklarını belirtmektedirler.

-Hollanda'da adalet bakanlığı tarafından görevlendirilen bir komisyon, iş arayanlar arasında yaptığı bir araştırmada, iş arayanların yüzde 60'ının işe girişte kökenleri nedeniyle ‘ret' yanıtıyla karşılaşan Fas ya da Türk kökenli olduklarını ve Faslı ve Türk'lerden dörtte birinin işyerlerinde taciz ya da ayrımcılık deneyimi yaşadıklarını kaydettiler."

‘PERKER' İSTEMİYORUZ…!

163 sayfalık rapora göre, Danimarka'da Etnik Eşitlik Uygulaması Şikayet Komitesi'ne 2006 yılında 98 şikayet geldi. Bunlardan biri mahkemelerce sonuçlandırıldı. Sonuçlanan dava teknik bir okulda etnik gruba mensup öğrenciye yazılan "'P' stajyer istemiyoruz" başlıklı pusula bulması ve şikayetiyle başladı. "P", Danimarka argosundaki "perker"i simgeliyordu ve "Pakistanlı/Türk" anlamına geliyordu.

Teknik okulda ders veren kişinin etnik gruplara mensup öğrencileri staja göndermedikleri öğretmenler tarafından da doğrulandı. Bu arada öğrenci şikayeti üzerine okulda baskı da gördü. Etnik Eşitlik Uygulaması Şikayet Komitesi olaya hukuki yardım verdi. Mahkeme iddiaların kanıtlanmadığına, pusulanın ırkçılık ya da ayrımcılık anlamına gelmediğine, öğrencinin de yetersiz notları dolayısıyla stajyer seçilmediğine karar verdi.

BELÇİKA'DA EN ÇOK İŞSİZLİK TÜRKLER VE FASLILAR'DA

Raporda bazı AB üyesi ülkelerde işsizliğin etnik gruplarda fazla olduğu, farklı etnik gruplar arasında da farklı işsizlik oranlarına rastlandığı belirtilerek, "Örneğin Belçika'da tüm gruplar arasında en yüksek işsizlik oranları Türkler ve Faslılar arasında bulunmaktadır. Bu gruplarda erkeklerin yüzde 45'i, kadınları da yüzde 56'sı işsizdir. Belçika uyruklularda ise işsizlik oranı yüzde 10'dur" denildi. Rapora şöyle devam edildi:

ÇİNGENELER DOĞU AVRUPA'DA ZOR DURUMDA

"Birçok Üye Devlet'te en fazla işsizlik oranının görüldüğü etnik grup Çingenelerdir. Bunlar istatistiklerde ‘vatandaşlar/vatandaş olmayanlar' şeklinde görülmemektedir, ancak bazı ülkelerin sayımlarında ulusal azınlık olarak tanımlanmaktadır. Çingeneler hakkında kanıtlar aynı zamanda hükümet dışı kuruluşların (NGO) rakamlarından elde edilmektedir. Bulgaristan'da genel hanehalkı anketleri, 2006 yılında Çingeneler için işsizlik oranını yüzde 53.2, Türkler için yüzde 34.4, Bulgar çoğunluk için ise yüzde 9.2 olarak göstermiştir. Çek Cumhuriyeti'nde Çingeneler arasındaki işsizlik oranının yüzde 70, genel nüfus için ise yüzde 7.9 olduğu belirtilmiştir. Polonya'da Çingenelerin işsizliği yüzde 90, genel işsizlik yüzde 19.4 düzeyindedir. Romanya'da Çingene nüfusunun sadece yüzde 34'ü düzenli gelir sahibi bulunmaktadır."

Raporda etnik nüfusun belirlenmesinde "isimlerden hareketle yapılan" istatistik çalışmasının yetersiz olacağı üzerinde durulurken, "Yine de Flaman İş Bulma Kurumu, Belçika'daki iki büyük grup Magripliler ve Türklerin iş piyasasındaki durumlarını saptamak için isimlerin yardımcı olduğu açıklamasını yapıyor" denildi.

İŞE ALMADA OLUMLU UYGULAMALAR DA VAR

Almanya'da geçmişte, özellikle genç göçmenleri polis, idare, itfaiye gibi kamu hizmetlerinde işe alma konusunda bazı girişimlerde bulunulduğu belirtilen raporda, "Bu konuda genç göçmenlere yönelik olarak Lehçe, Arapça, Vietnamca, Türkçe, Rusça ve Almanca broşürler hazırlanmıştır. Broşürlerde başvurmak için Alman pasaportuna ve bir avantaj olarak görülen yeterli Almanca bilgisine gerek bulunmadığı belirtilmişti" denildi.
Berlin polisine Türkçe, Sırpça, Hırvatça, Arapça, Lehçe ve Rusça bilen gençlerin başvurmalarının sağlandığı örneği verilen raporda, Berlin'deki 16 bin polisin 150'sinin etnik kökenli olduğu kaydedildi. Kotanın yüzde 10 artırılmasının hedeflendiği bildirildi.

En Çok Aranan Haberler