Türkmen ve Türkay mısır tohumu patentini aldı

Ceyhan Girişimci İşadamları Derneği (CEYGİD) tarafından düzenlenen tarım çalıştayının üçüncüsü gerçekleşti.

Birincisinde yem ve mera, ikincisinde buğday konusu ele alınırken, üçüncü tarım çalıştayında ise Çukurova’nın vazgeçilmez tarım ürünleri arasından bulunan mısır ve pamuk konusu ele alındı. Çalıştay çiftçiler ve tarım makineleri imalatı sektöründe bulunan işadamlarının katılımı ile öğretmenevinde yapıldı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Ali Türkay, yeni patentini aldıkları Türkmen ve Türkay mısır tohumunun tanıtımını ilk defa Ceyhan’da yaptıklarını belirterek, bu tohumun uluslararası düzeyde olumlu not aldığını söyledi.

Türkmen ve Türkay çeşitlerinin dünyanın en dayanıklı mısır tohumu olduğunu kaydeden Türkay, ”Geçenlerde İtalya, Hırvatistan ve Çin’de tarım kongrelerine katıldım. Orada Türkmen ve Türkay mısır tohumunun sunumunu yaptım. Ve bana dedikleri inanamıyorum, gözümle görüyorum ama bir şey söyleyemiyorum ifadeleri oldu. Asya ve Avrupa’daki tüm toplantılara katıldım. Çin'de yaptığım bir toplantıdan dolayı, ekonomik işbirliği teşkilatı 2012 yılının tarım ve çevre ödülünü Türkiye’ye bu çeşitler için verdi. Haziran ayı içerisinde ise Azerbaycan’a, Türkmen ve Türkay çeşitleri için 2012 dünya tarım ve çevre ödülü almaya gideceğiz.” diye konuştu.

KISA SÜREDE NEM KAYBETME ÖZELLİĞİNE SAHİP
Patentini aldıkları Türkmen ve Türkay mısır tohum çeşitlerinin kısa sürede nem kaybetme özelliğine sahip olduğunu anlatan Türkay, ”Bu dayanıklılığı nasıl sağladı diye sorarsanız, asla ve asla tohumların genetiği değişmiş değil. Bu çeşitler kesinlikle GDO’lu değil. Klasik yöntemlerle genetik yapısında oynamadan sadece öncelikle dayanıklılığı kullandığımız ebeveynlere sağladık. Daha sonra bu dayanıklı ebeveynleri kendi arasında melezleme suretiyle sizlere ulaşacak f1 dayanıklı çeşitleri elde ettik. Ve bu şekliyle dünyada elde edilmiş tek çeşit içerisinde yer alıyor." şeklinde konuştu.

Araştırmacı Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Ali Türkay konuşmasına şöyle devam etti; “Uluslar arası kongre ve sempozyumlarda, bilimsel toplantılarda birçok sunum yaptım. Çiftçi, sanayici ve sivil toplum kuruluşlarına ilk defa Türkmen ve Türkay çeşitleri hakkında bilgiyi şuan veriyoruz. Çünkü şuana kadar resmi prosedürler devam ediyordu. Bunun yanında bilimsel tartışmalar sürüyordu. Şuan ise patentini aldığımız için artık çiftçilerimize ulaşmamız gerektiğine inandığımızdan, bu toplantıyı da bir vesile olarak sizlere getirmeyi uygun gördük.” ifadesini kullandı.

Türkmen ve Türkay adlı mısır tohumu üzerine yapılan çalışmaların ikinci ürün mısır ekimi için olduğunu vurgulayan Türkay konuşmasını şöyle sürdürdü; ”Bu çeşitler birinci ürün mısır ekimi için kullanılmaz. Bu tohumlar üzerine yaptığımız çalışmalar ikinci ürün mısır için. Ve bunu da gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Türkmen ve Türkay tohumları üzerine yaptığımız araştırmalar ve denemeler sonucunda dönümüne yaklaşık olarak, bin 80 ile bin 200 civarında verim elde edildi. Şuan diğer ikinci ürün mısır için kullanılan tohumlar dönümüne yaklaşık 500 ile 800 arasında verim elde ediliyor. Arada çok büyük fark var. Burada en önemli hususlardan birinin yeni tohumumuzun ekim tarihi haziran ayı içerisinde olmalı. Eğer ekim haziran ayında yapılmadığı takdirde, kesinlikle temmuz ayında ekim yapılmamalı. Bu ayda ikinci ürün mısır ekimi yapılırsa koçan kurdu hastalığından kurtulamazsınız.”

PAMUK ÜRETİMİNDE EN BÜYÜK SORUN GİRDİ MALİYETLERİ

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde görevli Yüksek Ziraat Mühendisi Bekir Sıtkı Özbek ise, Türkiye’de pamuk tarımı üretimi genelde ege, güneydoğu ve Çukurova ve Antalya bölgesinde yapılmakta olduğunu söyledi.

Ülke genelinde pamuk üretiminin Güneydoğu bölgesinde artığını anlatan Özbek,”Antalya bölgesinde oldukça pamuk üretimi azalmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretim yükseldi. İlk pamuk üretiminin yüzde 50’si Güneydoğu, Ege'de 28, maalesef Çukurova bölgesinde ise yüzde 21 seviyelerine düşmüştür. Türkiye’nin, geçmiş yıllarda dünyadaki pamuk ekim alanı içerinde sekizinci sırada bulunuyorduk. Ancak,2009–2010 yılı ortalamasına göre ekim alan en çok düşen ülkelerden biri olarak 12.sıraya gelmiş durumundayız.Bunun yanında 2010 yılından sonra ülke pamuk üretimi 380 bin tondan,480 bin tona yükselmiştir.” diye konuştu.

Pamuk üretimini etkileyen en önemli unsurlardan birinin girdi maliyetlerinin yüksek olması olduğunu kaydeden Özbek, ”Asya’da girdi maliyetleri döneme 0.46 sent olarak görülüyor. Avustralya’da ise girdi maliyetleri 0.19 sent olarak görülüyor. Ülkemizde ise dönümüne 750 TL girdi maliyeti var. Bizde ancak pamuk girdi fiyatlarını düşürerek, dış dünya ile rekabet edebilir veya ihracat yapabiliriz. Avustralya üretimde insan faktörü ve ilaçlamayı en aza indirerek bu seviyeyi yakaladı. Bizde bugün bu girdi maliyetlerini düşürecek çözümü birlikte bulmamız lazım.” şeklinde konuştu

Ceyhan Kaymakamı Gürbüz Karakuş da, bu tür toplantılarını sık sık yapılması gerektiğini belirterek, bu toplantıların Türk tarımına çok faydalı olduğunu söyledi.

Ceyhan Girişimci İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yener Ural, üçüncü tarım çalıştayında tarıma dayalı birçok konu bilimsel olarak ele alındığı söyledi.

Tarımsal faaliyetlerde bulunanların en büyük sıkıntısının girdi maliyetlerinin yüksek olması olduğunu kaydeden Ural, ”Bir türlü mazot, gübre maliyetlerini düşüremiyoruz. Bizde en azından verimi arttırarak, bu açığı yakalayabilir miyiz acaba. Bu tür faaliyetlerle ilçenin sorunlarını müzakere etme imkânı buluyoruz. Daha önce de inşaat çalıştayı yapmıştık. Dernek olarak,Ceyhan’ın tüm sorunlarını konuşacak programlar yapmaya devam edeceğiz. Tarım çalıştayı boyunca bilgilerini bizimle paylaşan katılımcılara teşekkür ederim.” şeklinde konuştu

Konuşmaların ardından Kaymakam Karakuş, Türkmen ve Türkay mısır tohumunun buluşunun mucidi Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Ali Türkay’a Dernek Başkanı Yener Ural ise araştırmacı Yüksek Ziraat Mühendisi Bekir Sıtkı Özbek’e birer plaket verdiler.