TÜRMOB’dan TTK önerisi: Ceza maddelerinde revizyon yapılabilir

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nu mercek altına aldı. Birlik, 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek kanunun ceza maddelerinde sınırlı olarak revizyon yapılabileceğini dile getirdi.

TÜRMOB, ‘Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Dünya Ligine’ adlı raporunu yayınladı. Raporda yasanın 3 temele dayandığına işaret edildi. Bunların uluslararası ilkelerde şeffaflık ve kurumsal yönetim; güçlü sermaye yapısı ve süratli karar alma; güvenli ticaret olduğu dile getirildi. Raporda şöyle denildi:

“Bu temeller, sermaye şirketlerinin ortaklardan bağımsız hale gelmesini, daha güçlü ortaklık yapılarını, daha süratli karar mekanizmalarını, daha ivedi alacak takibi ve uluslararası ilkelerde rekabet gücünü getirecektir. Bütün bunlar, Türkiye'de kurulan şirketlerin finansmana daha kolay erişimini mümkün kılacak; uluslararası ortaklıkların önünü açacak; ülkede daha fazla yatırıma imkân tanıyacak, halka açık şirket sayısını artıracaktır. Daha derin bir sermaye piyasası, daha büyük montanlı üretim, iç ve dış ticaret şirketlerin daha güçlü büyümesine sebep olacaktır. Finansmanın, yatırımın ve gelirin önünün açılması, para ve sermaye piyasasının genişlemesi, devamlı büyümenin en önemli bileşeni olan iç tasarruf oranının artmasına da ortam oluşturacaktır. Yeni TTK, yenilikçi ve uzun vadeli bakabilen bir girişimcilik kültürüne de katkıda bulunacaktır.

Türkiye'de firmaların ayaklarındaki bağlardan ve artık kendilerine dar gelen bir kıyafetten kurtulmaları, kısa sürede pek çok şirketin yerel ligden uluslararası alana taşınmasının önünü açacaktır. Şirketleri dünya liginde top koşturur hale gelen bir Türkiye'nin daha zengin ve refah içinde yaşayan bir toplum haline dönüşeceğine hiç kuşku yoktur. “

Raporda yeni TTK’nın getireceği faydalara dair şu ifadeler kullanıldı:

“Yasanın ilk yararı ticari mevzuatımızda ima edilen veya yazılı olmasa da bir tür teamül olarak kabul edilen kimi uygulamaların açık ve net biçimde yerini almasıdır. Diğeri ticari mevzuatta yer bulmayan şeffaflık ve kurumsal yönetim ile ilgili hükümlerdir. Bu maddelerle, yasal değişikliklere ilk defa ‘vergi için değil şeffaflık için muhasebe’ anlayışı girmektedir. Bir diğeri de yakında yürürlüğe girecek TTK, şimdiye kadar yasalarımızda olmayan bir dizi yeni uygulamayı mevzuata armağan etmektedir. Bu yenilikler hem ticari hayatın pratik ihtiyaçlarına cevap verecek hem de ilerleyen ve günlük hayatımızın bir parçası haline gelen teknolojiyi, hukukun bir parçası haline getirecektir.”

Ticaret Kanunun’na karşı itirazların büyük bölümünün hapis cezaları ile ilgili olduğuna değinilen ‘Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Dünya Ligine’ adlı belgede tenkitler adına da şu görüşlere yer verildi:

“Çek Kanunu’nda olduğu gibi ekonomik suça ekonomik ceza anlayışını benimsiyoruz. Ancak şunu da memnuniyetle izliyoruz ki Türkiye’den girişimciler uluslararası gelişmelere göre, şeffaflaşmayı ve denetlenebilirliği içine sindirmiştir. Yeni TTK mutlaka uygulamaya girmeli, sadece ekonomik suça ekonomik ceza anlayışından hareketle, hapis cezası yerine para cezası uygulanmalıdır. Bunun dışındaki eleştiriler, haksız ve değişime dirençten başka anlam ifade etmemektedir.”

Raporun sonuç bölümünde ise yasanın yürürlük tarihi değişmeden ceza maddeleri ile sınırlı olarak bir revizyon yapılabileceğinin; yasanın mutlaka uygulanması gerekliliğinin altı çizildi.