Turpçu, Facialarda Ölen İşçileri Andı

CHP Zonguldak Milletvekili Aday Adayı Şerafettin Turpçu, 3 Mart 1992 ve 7 Mart 1983 Zonguldak’ın en acılı günleri olduğuna dikkat çekerek yaşamını yitiren işçileri andı.Zonguldak maden havzasında bir çok iş kazasının yaşandığına dikkat çeken CHP Zonguldak Milletvekili Aday Adayı Şerafettin Turpçu, “Havzanın 170 yıla yaklaşan tarihinde irili ufaklı pek çok iş kazası yaşandı. Ancak bu tarihlerde meydana gelen kaza, facia boyutunu aşıp ancak felaketle tanımlanabilecek bir düzeye ulaştı. 7 Mart 1983’de Türkiye Taşkömürü Kurumu Kandilli ocağında 102, 3 Mart 1992’deyse Kozlu ocağında 263 madenci, grizu patlamaları sonucunda yaşamını yitirdi. Hepimizi derin bir üzüntüye boğan bu kazalar birden çok ihmalin art arda dizilmesi sonucunda oldu. Gümrüklerde unutulan maskeler, yapılmayan su barajları, üzerleri taş tozu ile örtülmeyen kömür tozları ölümlerin daha da artmasını sağladı. Dosya “kaçınılmaz kaza” raporu ile kapatılırken, suçlusu Zonguldaklılarmış gibi bedeli kente ödetildi. İzlenen yanlış politikalarla TTK adım adım küçültülürken, yerin yüzlerce metre altında canı kanı pahasına değer üreten madenciler, bir de işsizlik acısıyla karşı karşıya geldi. Emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan insanlar için işsizlik her gün ölmek demekti” dedi.İş güvenliği ve işçi sağlığına dikkat çeken Şerafettin Turpçu, şöyle devam etti:“Üzülerek görüyoruz ki, yetkililer bu kazalardan ne yazık ki hiç ders almıyor. İşçi sağlığı, iş güvenliği kuralları vahşi kapitalizme kapısını sonuna kadar açan Türkiye için, karşılanması lüks olan bir yük olarak görülüyor. Kömür havzamızda daha sonra yaşanan Kozlu, Karadon faciası, Soma ve Ermenek katliamları bunun açık kanıtıdır. Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki, işçi sağlığı ve iş güvenliğinden bedeli ne olursa olsun ödün verilemez. Ödenecek hiçbir bedel, yitip giden bir canın karşılığı olamaz. Babasının ocaktan dönüşünü endişeyle beklemiş madenci bir ailenin çocuğu olarak söylemek isterim ki, güzel ölümler madencinin kaderi değildir. Kömür havzamız insanı önceleyen üretim odaklı bir bakış açısıyla, yeniden yapılandırılmalı, en küçük bir ihmale göz yumulmalıdır. 8 Haziranda kurulacak CHP iktidarında öncelikle madencilik alanında ulusal bir politika belirlenecek başta emek örgütleri olmak üzere sektörün tüm temsilcileriyle birlikte üretimi ve iş güvenliğini öne alan bir strateji çizilecektir. 170 yıllık üretim kültürünü bağrında taşıyan TTK içinde bulunduğu hantallıktan kurtarılacak, üretim odaklı dinamik bir yapıya kavuşturulacaktır. TTK’nın kaynak savurganlığından kurtulmasıyla da Zonguldak üreten insanların güler yüzlü kenti haline gelecektir. Bu duygularla başta 3 Mart Kozlu ve 7 Mart Kandilli’de olmak üzere yitirdiğimiz tüm madencilere Allah’tan rahmet diliyor, ülkemizin bir daha bu acılarla karşı karşıya kalmaması için herkesi göreve davet ediyorum.”