YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tüsiad Başkanı Symes’ten Kobi’lere Önemli Açıklama

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, Türk sermayeli ve küçük ve orta ölçekli şirketlerin sürdürülebilirliği içselleştirmesine ve...

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, Türk sermayeli ve küçük ve orta ölçekli şirketlerin sürdürülebilirliği içselleştirmesine ve raporlama yapmalarına ihtiyaç olduğunu söyledi.Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), entegre raporlama alanında uluslararası tartışmaları Türkiye gündemine taşımak ve entegre raporlama konusunda şirketlerin deneyim ve görüşlerini paylaşmak amacıyla ’Kurumsal Raporlamada Yeni Dönem:Entegre Raporlama’ rehberi tanıtım toplantısı düzenledi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes toplantıda, kurumsal raporlamanın tarihine bakıldığında, ilk finansal raporların yatırımcı güvenini artırmak ihtiyacından ortaya çıktığını belirterek, 1930’lu yılların başında ABD’de yaşanan ’Büyük Buhran’ın ardından güvenin azalmasıyla birlikte tarihte ilk kez halka açık şirketlerin finansal bilgilerini açıklamalarını zorunlu hale gelmesi ile başlandığını söyledi.Şeffaflığın yatırımları arttırdığını gören diğer ülkeler de benzer uygulamalara başlayınca dünya genelinde finansal raporlama hızla yaygınlaştığını açıklayan Symes, “Daha sonra bildiğiniz gibi aslında şirketlerin farklı prensiplere göre raporlama yapması yatırımcılar açısından karşılaştırma yapmayı zorlaştırınca, bugün dünyanın birçok ülkesinde ortak raporlama dili olarak kullanılan ’Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’ ortaya çıktı.Ben 1981’lerde üniversiteden yeni mezun olduğum zaman uluslararası finansal raporlama küçük bir kitaptı. 2013 de mesleği bırakırken cilt olmuştu. Dolasıyla aslında iş dünyasının gelişimi ile beraber, ürünlerin gelişimi ile beraber finansal raporlamanın da ihtiyaçları gelişiyor Nitekim krizlerde önceden bu ihtiyaçlar tespit edilmediği zaman finansal raporlama standardının geride kaldığı dönemde nelere tanık olduğumuzu hep beraber yaşadık” dedi.Bununla birlikte kurumsal raporlamanın ortaya çıktığı günlerden bu yana, iş dünyasının değer yaratmaya yaklaşımı ve iş yapma şekillerinde büyük değişiklikler yaşandığını belirten TÜSİAD Başkanı sözlerine şöyle devam etti:“Özellikle küreselleşme, azalan doğal kaynaklar, yaşanan krizler ve giderek artan şeffaflık beklentisi şirketleri ve hatta tüm kurumları, rol ve sorumluluklarını yeniden tanımlamaya zorladı. Yaşanan ekonomik, çevresel ve sosyal sorunlara karşı iş dünyasının da sorumluluk almasını bekleyenler her geçen gün arttı. Şirketlerin sadece kar edip etmediği değil, bu karı nasıl elde ettiği de sorgulanmaya başladı. Bugün dünyanın bir ucunda yaşanan afet dünyanın diğer ucunda üretimi durduruyor, çevreye zarar veren uygulamalar veya insan hakları ihlalleri geniş çaplı boykotlara yol açıyor, azalan doğal kaynaklar hammaddeleri tehdit ediyor. Bu ve benzeri gelişmeler, şirketlerin finansal tablolarında yer almayan risklerin de finansal sonuçlara yol açabildiğini bizlere gösteriyor.Bunun yanı sıra yaşadığımız küresel ekonomik krizler, sadece finansal raporlar üzerinden yapılan değerlendirmelerin şirket performansı ve geleceğine ilişkin tüm tabloyu sunmakta yetersiz kaldığını da açıkça gösteriyor”.Yatırımcılar yatırım yapacakları şirketin sadece geçmiş performansına değil, gelecekteki karlılık potansiyeline ve sürdürülebilirliği nasıl sağlayacağına da baktığını vurgulayan TÜSİAD Başkanı Symes, “Bugün dünya genelinde toplam 13,6 trilyon dolar değerinde varlık yöneten yatırımcılar, yatırım kararları verirken çevresel, sosyal ve yönetimsel konuları da göz önünde bulundurduklarını söylüyor. Bu oran tüm küresel yatırımların yüzde 21.8’ine denk geliyor. Geçtiğimiz 20 yılda sürdürülebilirlik raporları dünya genelinde yaygınlaşırken, bu raporlar finansal raporlardan bağımsız olarak yayımlanmış ve şirket stratejileri ile bağlantısı yeterince kurulmamıştır. Bunun yanı sıra hem finansal hem de sürdürülebilirlik raporları genellikle şirketlerin geçmiş performansını ortaya koyarken geleceğe ışık tutmada yetersiz kalmıştır. Burada Entegre Raporlama Konseyi’nin kurucusu değerli Mervyn King’in sözünü hatırlatmak istiyorum ’Dikiz aynasıyla önünüzü göremezsiniz".TÜSİAD Başkanı Symes, “Bu noktada entegre raporlama şirketlerin geçmiş, bugünkü ve gelecekteki değer yaratma kabiliyetini en kısa, öz ve anlaşılır şekilde paydaşlarına aktarabilme yolu olarak ortaya çıkmıştır. Entegre raporlama kuruluşun mevcut raporlarında yer alan en önemli bilgileri bir araya getirirken bunların birbirleri ile bağlantısını kurar, bunların kuruluşun bugün ve gelecekte değer yaratmasına nasıl etki ettiğini anlatır. Böylelikle bütüncül bir bakış açısı sağlayarak, kuruluş operasyonlarının açık ve net, birbirleri ile bağlantılı ve karşılaştırılabilir bir şekilde sunulmasını sağlar. Bugün sizlere şirketinizin nasıl bir değer yarattığını sorsam çok az kişi sadece kar elde etmek diyecektir. Şirketler hissedarlarına sağladıkları karın yanısıra, hayatı kolaylaştıran ürün veya hizmetler, çevre dostu teknolojiler, istihdam gibi hem tüketicileri hem de toplum için çok çeşitli değerler yaratırlar. İşte entegre rapor ’Biz şirket olarak nasıl bir değer yaratıyoruz?’ sorusunun cevabını verir. Örneğin bir ürün üretmek için çevreye verdiğiniz zarar o ürünün finansal getirisinden fazla ise şirketiniz yanıltıcı olarak kısa vadede değer sağlıyor gözükebilir ancak uzun vadede sağlamıyordur. Entegre raporun amacı tüm operasyonlarınızın finansal verilerle bağını kurarak şirketin toplam yarattığı veya yok ettiği değeri ortaya koyabilmektir.Kısa, orta ve uzun vadede yaratılan değeri ortaya koyabilmek için çevresel ve sosyal etkilerin sayısal olarak hesaplanabilmesi gerekir. Bu da şirketlerde entegre bir yönetim anlayışının benimsenmesini gerektirir. Aslında entegre raporlamaya şirketlerdeki tüm yönetim anlayışını değiştirecek yeni bir trend diye bakmak lazım. Bu noktada altını çizmek isterim ki entegre rapor, sadece finansal rapor ve sürdürülebilirlik raporunun bir araya getirilmesi değildir. Aslında hem bundan daha fazlası, hem de daha azıdır”.Entegre raporun sadece bilgileri yan yana sıralamadığını söyleyen Symes, şirketin finansal ve sürdürülebilirlik performansı arasında bağlantılar kurduğunu, şirketin değer yaratımına nasıl bir etkisi olduğunu açıkladı ve “Daha azıdır çünkü tüm bu bilgileri daha kısa, daha anlaşılır ve net bir şekilde sunar. Entegre rapor hazırlamak için entegre düşünce yapısını benimsemeli ve öncelikle departmanlar arasındaki siloları yıkmalısınız. Bu bence işin en zor tarafı. Bunun için şirketin iş modelini ortaya koymak, operasyonları arasındaki bağlantıları kurmak, temel paydaşlar ile ilişkileri tanımlamak ve hangi kaynakları kullandığını tespit etmek iyi bir başlangıç olacaktır” dedi.TÜSİAD Başkanı Symes, özellikle son 10 yılda Türkiye’deki şirketlerin sürdürülebilirlik alanında farkındalıklarının hızla arttığını ve bu alanda dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini örnekleriyle gördüklerini belirterek, “TÜSİAD olarak TİSK ile sekretaryasını yürüttüğümüz Global Compact Türkiye’nin imzacı sayısı 300’ü aştı, uygulamaya koyduğu stratejileriyle tüm dünyaya örnek oluyor. GRI seviyesinde raporlama yapan şirketlerimizin sayısı da her geçen gün artıyor. Bununla birlikte, sürdürülebilirliğin şirket stratejilerine entegre edildiği şirketlerin genellikle yabancı ortaklı veya büyük şirketler olduğunu görüyoruz. Bu anlamda özellikle Türk sermayeli ve küçük ve orta ölçekli şirketlerimizin de sürdürülebilirliği içselleştirmesine ve raporlama yapmalarına ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.Borsa İstanbul’u da Sürdürülebilir Borsalar Endeksini kurarak borsalar arası öncü rol üstlendiği için kutlayan Symes, Buna ek olarak bünyesinde hayata geçirilen Sürdürülebilirlik Endeksi’nin bu anlamda iyi örneklerin paylaşılmasına ve Türkiye’de sürdürülebilir yatırımların artmasına katkı sağlayacağına inandığını söyledi.Şirketleri ilgilendiren bir başka gelişmeyi de paylaşan Symes, “Araştırmalar yakın zamanda entegre raporlama yapmayı planlayan şirket sayısının hayli yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum entegre raporlamaya en kısa zamanda başlayacak şirketlerin hem rekabet avantajından faydalanacağı hem de sektörlerine öncülük ederek standartları belirleyeceği anlamına gelmekte. Bugün entegre raporlama yapıp yapmamaya değil, ne zaman yapacağımıza karar vermenin zamanı”diye konuştu..TÜSİAD olarak entegre raporlama alanında bir rapor yapmayı gündemlerine aldıklarında henüz bu konunun Türkiye için çok erken olduğunu söyleyenler olduğunu bildiren Symes, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizler her zaman dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve şirketlerimizin de dünya gündemini yakalamaları ve rekabette bir adım öne çıkmaları için çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’de kurumsal yönetimi şirketlerimizin gündemine taşıyan ilk sivil toplum kuruluşlarından biriyiz. Bundan 4 sene önce, 40’ıncı yılımızda, 2050 vizyonunu ortaya koyduk, şirketlerimizi de bu vizyona taşıyacak yol haritasını çıkardık. Bugün de sizlerle entegre raporlama alanında ilk Türkçe kaynak niteliğindeki raporumuzu paylaşacağız”.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler