TÜSİAD tarafından hazırlanan "Yeni Rekabet Stratejileri ve Türk Sanayisi Raporu", Taksim Ceylan İnternational Otel'de, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'ın sunuş konuşması ile açıklandı. Ülkenin yoğun ve hareketli gündeminin her dakika yeni gelişmelere sahne olduğu bu günlerde, dikkatleri başka konulara yoğunlaştırmanın zor olduğunu belirten Tuncay Özilhan, 21. yüzyılın, ulusal ekonomilerin uluslararası nitelik kazanarak yeniden şekillendiği bir yüzyıl olduğunu söyledi.
"1990-99 DÖNEMİNDE ULUSLARARASI TİCARETTEKİ ARTIŞ YÜZDE 6.9 OLMUŞTUR"
Bu dinamiğin itici gücünün ise, giderek artan uluslararası ticaret olduğunu vurgulayan Özilhan, "Uluslararası ticaret kurallarının serbestleşmesi, doğrudan yatırımların önündeki engellerin büyük ölçüde kalkması, ulaşım maliyetindeki düşüşler, bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, iş dünyası için ülke sınırlarını gün geçtikçe ortadan kaldırmaktadır. Şirketler, üretim teknolojilerini seçerken, yatırımlarını yaparken, mal veya hizmetlerini satacakları pazarları saptarken, artık daha geniş bir coğrafi alanı göz önünde bulunduruyor. Ticaret, başta sanayi malları olmak üzere, son yıllarda üretimden daha hızlı artmıştır. 1990 - 1999 döneminde dünya üretimi yüzde 2.5 artarken, uluslararası ticaretteki artış yüzde 6.9 olmuştur" dedi.
"İŞ DÜNYASI BU YENİ DURUMA AYAK UYDURMAYA ÇALIŞIYOR"
İş dünyasının bu yeni duruma ayak uydurmaya çalıştığını, ülke ve küresel bazda ekonomi politikalarının serbestleştirilmesi ve uyumlaştırılmasının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Tuncay Özilhan; "Ticaretin serbestleştirilmesi, uluslararası mal ve hizmet ticaretini kısıtlayıcı ulusal mevzuatın yeniden ele alınması, özelleştirme, fikri hakların korunması, yatırımların uluslararası kurallara bağlanması ve rekabet politikaları gibi alanlardaki küresel uyumlaştırma çabalarına katkıda bulunacaktır" diye konuştu.
"ULUSLARARASI TİCARETİN SERBESTLEŞMESİNE EN İYİ ÖRNEK AB'DİR"
Uluslararası ticaretin serbestleşmesine en iyi örneğin AB olduğununun altını çizen TÜSİAD Başkanı Özilhan, AB'ye üyeliğin Türk sanayisinin rekabet gücüne olumlu katkılarda bulunacağını uzun zanmdan beri savunduğunu belirterek, "Gelişmiş, çağdaş, refah bir toplum olma yolunda sanayileşmenin önemini gözardı etmemek gerekiyor. Muvcut durumda Türkiye'de, kamu yönetimi ile sanayi politikalarının birbirine olumsuz yönde etkileri görülmektedir. Türk sanayinin rekabet gücünün artması, AB üyeliğine hazırlanan Türkiye'nin üyelik sonrasında AB'ye üyeliğinin kolaylaşması ve sektörlerin rekabet koşullarına rahatça ayak uydurabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır" şeklinde konuştu
"İSTİFALARIN KOMPLO OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan'ın konuşmasının ardından "Yeni Rekabet Stratejileri ve Türk Sanayisi Raporu"nun koordinatörlüğünü yapan Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu tarafından rapor açıklandı.
Raporun açıklanmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tuncay Özilhan, "Milletvekillerinin istifa etmeleri, işamlarının komplosu olarak görülüyor. Sizce bi tespit doğru mu?" şeklindeki soruya karşılık, "DSP Milletvekilleri ve Bakanlar'ın istifasının komplo olmadığını düşünüyorum. İşadamlarının bunları yönlendirmesiyle istifa edeceklerini sanmıyorum. Soruyu onlara sormanız gerekir" dedi.
"SEÇİM, ŞİMDİ TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNE GELMİŞTİR"
Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in de içinde bulunduğu "Yeni Olumuş Hareketi"nin kendisine sorulması üzerine ise TÜSİAD Başkanı Özilhan; "Türkiye şu an ekonomik bir yapılanma süreci yaşıyor. Siyatette de yeniden bir yapılanma sürecine gidiliyor. Yeni oluşum gündeme geldi ve onun etkisi ile Türk kamuoyunda yeni liderlerin, yeni siyaset anlayışına uygun olarak doğduğuna inanıyorum. Bu, kamuoyunun bir beklentisidir. Ülkemize hayırlı olsun. Türkiye'nin önünde bu Hükümet'in sıkıntıya girmesinin sebebi, AB ile ilgili adımların atılmamış olmasıdır. Seçim, şimdi Türkiye'nin gündemine gelmiştir. Bununla ilgili Meclis'e bir dilekçe vermiştik. İşadamları olarak bu bizim temennimiz, bu belirsizliğin bir an evvel ortadan kalkması gerekir. Meclis toplanmalı, AB ile ilgili kanunları müzakere edip, yapılacak zirveye yetiştirmelidir" yanıtını verdi.
"KEMAL DERVİŞ'İN İSTİFASININ İSTENMEMESİ GEREKİR"
Son dönemde gündeme oturan seçim tartışmaları ve Kemal Derviş'in istifa ettikten sonra geri dönmesi ile ilgili değerlendirmede de bulunan Tuncay Özilhan, şunları söyledi:
"Seçim ile ilgili karar alınıp, tarihinin hemen iş alemine tarafından bildirilmesi gerekiyor. Diğer taraftan ekonominin üzerine ağır yükler geliyor. Faizlerin artması Türkiye'ye milyar dolarlara maal oldu. Dolayısı ile Türk ekonomisi bunu bir müddet taşıyabilir, ama daha fazla taşıyabileceğini sanmıyom. Meclis seçim kararı verecekse, bir an evvel verip, Türkiye'nin siyasi istikrarara kavuşması için çalışmalıdır. Çabuk karar verilsin. Konuştuğumuz siyasi parti liderleri kendilerine uygun seçim tarihleri ileri sürüyorlar. Bizim için belirsizliğin ortadan kalkması çok önemli ve bu iş ne kadar çabuk olursa, ekonomideki düzen o kadar kolay sağlanır. Hazine, mali sektör ve reel sektör bu yükten kurtulur. Ekonomik programın arkasında bir siyasi irade olması gerekiyor. Yapısal reformların oluşması aşamasında Kemal Derviş, Bakanlar'la yapmış olduğu tartışmalarla özdeşleşti. Bu ekonomik programın garantörü oldu. Bundan dolayı seçimlere kadar istifasının istenmemesi gerekir. Derviş'i ayrı tutmak gerekiyor. Sayın Derviş programına ve ülkesine bağlıdır."