Ahmet Şık, konuşmasında, Türkiye’deki ifade özgürlüğü sorununun görünür hale gelmesinde tutuklu gazeteciler sorununun ve kendi tutukluluğunun rolü olduğunu belirterek “Evet, bir yıl dört duvar arasında kaldım ama bu sorunları görünür hale getirmesi açısından tutuklanmam hayırlı oldu” dedi.
Tutuksuz olarak yargılandığı davanın birkaç yıl daha süreceğine inandığını belirten Şık, "Eminim ki bu mahkeme beni sonunda mahkum edecek" diye konuştu.
Şık, konuşmasının sonunda, cezaevinden çıktıktan birkaç gün sonra bir taksi şoförüyle yaşadığı diyaloğu da aktardı. “Ne iş yapıyorsunuz?” diye soran sürücüye, “Gazeteciyim” dediğinde, taksi şoförünün kendisini, “Abi dikkat et seni de almasınlar” diye uyardığını söyleyen Şık, "Ama aldılar" cevabıyla parlamenterleri güldürdü.
MARANGOZ AVUKATI UYARDI
Şık, 20 yıllık gazetecilik hayatında, Türkiye’de gördüğü en büyük toplumsal baskının son yıllarda yaşandığına dikkat çekerek, “İnsanlar bir şey söylemeye, gösteri yapmaya korkuyor. Örneğin, 55 yaşında bir marangoz kısa bir süre önce avukatımın evinde tamir işleriyle uğraşıyordu. Bir gün avukatımla konuşurken, ‘Avukat Bey, ben telefonda konuşurken söylediklerime çok dikkat ediyorum. Siz de dikkatli olun’ demiş” diye konuştu.
Bunun hükümetin sorunu olduğunun altını çizen Şık, Ak Parti’nin Türkiye’ye şeriat getireceğini düşünmediğini de sözlerine ekledi. Şık, “AK Parti bazı ekonomik çıkarları savunuyor. Tek yaptıkları destekçilerinin ekonomik pastadan daha fazla pay almasını sağlamak. Bu açıdan Türkiye’nin geçmişindeki herhangi bir partiden farkları yok” dedi.
AP Liberal Grubu’nun, Ahmet Şık’ı davet ettiği duyurusunda, Türkiye’de 100 civarında gazetecinin yazdıkları nedeniyle tutuklu olduğu belirtilerek, “Ahmet Şık, insan hakları ihlalleri ve Türkiye’nin iç politikasına yönelik röportajlarıyla biliniyor” denilmişti.