Burası gerçek anlamda kırılgan bir Pasifik cenneti. Toplamda 10,698 kişinin yaşadığı bu ülkede Tuvaluca ve İngilizce dilleri konuşuluyor.
Fongfale Karaparçası’ndaki Tuvalu’nun ana adası oldukça dar. Bu sebeple uçak inişe geçtiğinde okyanusun üzerine inecekmiş hissine kapılıyorsunuz. Maalesef Tuvalu için uluslararası çevre endişeleri başladı. Uzun süren büyük ekolojik tehdit, küresel ısınma ve su seviyelerinin yükselişi ülkenin gündemindeki oldukça üzücü meselelerin en önemlisi. Sahilde meydana gelen erozyonlar sebebiyle yükselen deniz ve azalan kara mesafesi, hesaplamalar doğruysa bir süre sonra adaların tümüyle dünya yüzeyinden yok olacağını işaret ediyor.
Böyle bir durumda Tuvalu’da ki nüfusa ne olacak diye sorabilirsiniz. Yeni Zelanda her sene 76 göçmen kabul ediyor ve gerekirse tüm Tuvalu popülasyonu kabul edeceklerini açıkladılar.
Böyle bir şeyin, bu cennet gibi yerin başına gelmesini istemeyiz ama her ihtimalde gidip bu güzelliği görmek gerekir. Örneğin; “Funafuti Conservation Area” çöl adalarının kimsenin olmadığı, rüyalarınızdaki o tertemiz suları, palmiye ağaçlarını bir düşünün. İşte orası Fanafuti! Bot ile yarım saat uzaklıkta gölün tam karşısında sizleri bekliyor.
Hazır Tuvalu’ya gelmişken, ülkenin kendine has sporu olan “Te Ano” izlemeyi unutmayın hatta siz de oyuna katılın. Çok eğlenceli olmakla beraber, kadın ve erkeklerin birlikte oynayabildiği nadir oyunlardan.
Hükümet binası da Fanfuti Atoll’ün en büyük adası ve başkenti olan Fongfale’de bulunuyor. Burası talk pudrası renkli sahillerin boylu boyunca uzandığı, su kenarında bulunan basit bir tesisten oluşuyor. Buraya kadar gelmişken yerel dansları “Fatele” izlemeden ve hatta denemeden dönmeyin deriz.
Tuvalu’nun mutfağı bolca hindistan cevizi ve deniz mahsullerinden oluşuyor. Çoğu restoran ucuz. Servislerini Çin usulü tabaklarda yapıyorlar. Lokantalar bazen sevkiyat gecikince malzeme sıkıntısına girebiliyor. Perşembeden cumartesiye Fongfale’de parti geceleri olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Mayıs ve ekim ayları arası rüzgarlar hafif. En ıslak sezonun kısa ama güçlü yağışların yaşandığı ve nemin oldukça yükseldiği kasım ve şubat ayları olduğunu söyleyebiliriz. Şubat ve nisan aylarının fırtına sezonu olduğunu not almayı unutmayın.