HABER

"Tuzaklar çok"

LEFKOŞA (İHA) - Meclis Genel Kurulu'nun dünkü toplantısında yapılan 2003 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı'nın geneli üzerindeki görüşme tamamlanamadı. Bütçenin geneli üzerindeki görüşmeye bugün devam edilecek.

Dün tamamlanması gereken bütçenin geneli üzerindeki Meclis Genel Kurulu toplantısı, bugünün ilk saatlerine salkmasından dolayı tamamlanmadan kapatıldı. Özellikle UBP'den bazı milletvekillerinin itirazına rağmen toplantıyı en yaşlı üye sıffatıyla yöneten UBP Milletvekili Hüseyin Şükrü Serdaroğlu tarafından saat 01.30'da kapatılan ve bugün devam edecek görüşmenin, dün olduğu gibi bugün de BRT'den canlı yayınlanması bekeleniyor. Bugünkü toplantının gündeminde Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi ve Sayıştay bütçeleri de bulunuyor.

Dün yapılan toplantıya, bütçenin rakamları ve hükümet icraatları değil, BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından Kıbrıs sorununun çözümü için taraflara sunulan plan damgasını vurdu.

Dün öğlenden önce Maliye Bakanı Mehmet Bayram'ın sunuş konuşmasıyla başlayan toplantıda, Annan planı ve Kıbrıs sorunu ağırlıklı olarak yaklaşık 4.5 saat süreyle konuşan TKP Genel Başkanı Hüseyin Angolemli'nin ardından söz alan CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Yenilikçi Atılım Partisi (YAP) Kurucu Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu ile MAP Genel Başkanı Kenan Akın da saatlerce Annan planını irdeledi. Talat, yaklaşık 3 saatlik bir konuşma yaparken, Hasipoğlu ve Akın yaklaşık birer buçuk saat kürsüde kaldılar.

Annan planının Kıbrıs Türkleri için çok olumlu olduğunu, varolan bazı riskli maddelerin de düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Talat, "Kıbrıs"ın AB'ye alınacağı 12 Aralık tarihinin büyük önem arzettiği ve bu tarihten önce anlaşmaya varılması gerektiği üzerinde durdu.
Hasipoğlu, Annan planında Kıbrıs Türkleri aleyhindeki tuzakların çok olduğuna işaret etti ancak retçi yaklaşımların yanlış olduğunu, görüşerek aksaklıkların giderilebileceğini söyledi.
Akın ise, özellikle plandaki haritaların yanlış ve kabul edilemez olduğunu kaydederek, Kıbrıs Türkü'nün kıskaca alınacağını ifade etti.

"DENKTAŞ OYALIYOR" CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat konuşmasına, halkın bütçeyle değil Annan planı ile çözüm ve AB üyeliği konusuyla ilgilendiğini belirterek, bu nedenle halkın ilgilendiği konuyla ilgili konuşmanın da kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Talat, dün gerçekleştirilen mitingle çözüm ve AB üyeliğinin dile getirildiğini, belki de ilk kez tüm kesimlerin biraraya gelerek haykırdığını kaydetti.
Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak uygulanan çözümsüzlük politikasının duvara tosladığını ifade eden Talat, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile hükümete eleştiriler yöneltti. Talat, Denktaş'ı sorunu oyalamakla suçladı ve bunu bizzat kendisinin geçmişte itiraf ettiğini iddia etti.
Mehmet Ali Talat, 12 Aralık'a kadar olan zamanın dar olduğundan bahsedildiğini, fakat sürecin yıllar öncesinden belli olduğunu söyleyerek, Denktaş'ın görüşmelerle ilgili olarak sürecin Haziran'dan Aralık'a kalmasına sevindiğini, halbuki Aralık'ın Rumlar'ın işine yaradığını öne sürdü.
Gelinen aşamada ortaya bir plan konduğunu ve bu planın Rumlar'ı hoşnut etmediğini, hatta Girne Metropoliti'nin ayin yapıp Denktaş'ın reddetmesini dua etmenin tek seçenekleri olduğunu söylediğini anlatan Talat, haritasız çözüm olamayacağını, bu nedenle ortaya harita konulmasının da doğal olduğunu savundu ve "harita konusu görüşmelerde konuşulmalıydı" dedi.

"BUNCA YILDIR HATA YAPILDI" Gelinen aşamanın bunca yıldır Kıbrıs Türkü'nün kayıplarını karşılamadığına inandığını dile getiren Talat, Denktaş ile birlikte UBP ve DP'nin, Türkiye dışişlerinin bunca yıldır hata yaptığını iddia etti.
12 Aralık tarihinin çok önemli olduğunu vurgulayan Talat, Cumhuriyet Meclisi'nin sesini çıkarmasının şart olduğunu söyledi. Talat, 12 Aralık tarihi geçirilip "Kıbrıs" bu haliyle AB'ye alınırsa Türkiye'nin işgalci konumuna düşeceğini ve Türkiye'nin de işgali kaldırmakla zorlanacağını ifade etti. Talat, Kıbrıs Türkü'nün ise 12 Aralık'tan sonra çok zor duruma düşeceğini kaydetti.
Konuşması sürerken saat 19.30'da 1 saat ara verilen toplantıda aranın ardından konuşmasına devam eden Talat, Kıbrıs sorunu çözülmezse ekonominin de çok kötüye gideceğini savundu.

UBP VE BRT'YE SUÇLAMALAR
İnsanların hükümetin uygulamalarına tahammülünün, çözüm umudundan kaynaklandığını, halkın çoğunluğunun çözüm istediğini söyleyen Talat, çözüm istemeyenlerin de bulunduğunu, UBP'nin bunların başında olduğunu, BRT'nin de çözümsüzlük yönünde yayınlarıyla halka zarar verdiğini öne sürdü.
UBP'nin Türkiye'nin geleceğini değil, Türkiye'den gelen parayı düşündüğünü, bugüne kadar hep Türkiye'ye şükran çektiğini ileri süren Talat, Türkiye'de şimdi çözüm yanlısı iktidarın bulunduğunu, UBP'nin de bozgunculuk yapacağını iddia etti.
Annan planının dolaylı görüşmelerde ortaya konulanlara ve geçmişteki harita taslaklarına dayandığını anlatan Talat, planın 1960 nüfus sayımına göre düzenlendiğini öne sürdü.

"12 ARALIK LEHİMİZE" AB'ye girecek Kıbrıs'ın belli olmaması nedeniyle 12 Aralık tarihi ve zaman baskısının Kıbrıs Türk halkının lehine olduğunu, çünkü çözüm olmazsa bunun Rumların işine geleceğini savunan Talat, planın Rumlar'ın kabul edebileceği bir plan olmadığını da söyledi.
Planda Türkiye'nin garantörlüğünün artarak devam ettiğini, planın ayrıca parça devletleri de garanti altına alındığını, Türk-Yunan dengesinin bulunduğunu ifade eden Talat, en çok istenen Kıbrıs Türk halkının self-determinasyon hakkının ve tam eşitliğin planda yer aldığını kaydetti.
Mehmet Ali Talat, merkezi devletin fonksiyonlarının da, Denktaş'ın önerileriyle aynı olduğunu dile getirerek, anlaşma olursa 13 Aralık'tan itibaren Kıbrıs Türkü'nün ekonomisinin gelişmeye başlayacağını savundu.

RİSKLİ HUSUSLAR
Planda riskli hususların da bulunduğunu, bunlardan en önemlisine göre Kıbrıs Türk parça devleti vatandaşı olacak Rum sayısının Türklere eşit olacak orana gelebileceğini, böylelikle seçimlerde Rumların seçilebileceğini belirten CTP Genel Başkanı Talat, bu düzenlemenin kabul edilemeyeceğini, bunun değiştirilmesi için girişim yaptığını ve İngiltere'nin Kıbrıs Özel temsilcisi David Hannay'ın kendisine hak verip müzakerelerde değişiklik yapılabileceğini söylediğini kaydetti.
Kıbrıs Türk liderliğinin tehlikeli bir oyun oynadığını dile getiren Talat, bu tehlikeli oyunla Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin geleceğinin karanlığa gömülebileceğini ileri sürdü ve planın müzakere edilip kabul edilmesi gerektiği üzerinde durdu.
Talat, Kıbrıs'ta çözüm olması ve AB için gerekli adımları atması halinde, Türkiye'nin Selanik zirvesinde Kopenhag zirvesinden daha iyi bir tarih alacağına inandığını, AKP iktidarının gerekli adımları atacağı düşüncesiyle de Selanik zirvesinden daha iyi bir tarih alınmasının daha iyi olduğunu öne sürdü.
Planla ilgili çalışmalar ve temasların devam ettiğini, ancak olayın içinde meclisin ve hükümetin olmamasının üzücü olduğunu söyleyen Talat, bu hükümetin bütçesine red oyu vereceklerini de belirtti.

"DIŞ POLİTİKA DENKTAŞ'A HAVALE" Talat'tan sonra konuşan Yenilikçi Atılım Partisi (YAP) Kurucu Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu da, Annan planına değindi ve planın olumlu ve olumsuz tarafları bulunduğunu, tuzaklar içerdiğini kaydetti. Hasipoğlu "ancak retçi yaklaşımlarla bir yere varılmaz" dedi.
Dış politikanın Denktaş'a havale edildiğini, bunun yanlış olduğunu dile getiren Hasipoğlu, meclisin artık olaylara sahip çıkması gerektiğini ifade etti.
Annan planında Rumların Türk devletine yüzde 33 oranında gelip seçme ve seçilme hakkının bulunduğunu kaydeden Ertuğrul Hasipoğlu, bunun ölüm fermanı olacağını ve kabul edilemeyeceğini söyledi. Hasipoğlu, sınırlamaların şart olduğunu vurgulayarak, çünkü AB üyesi Yunanistan vatandaşlarının yerleşme hakkı olacağını, ancak Türk vatandaşlarının bu hakkı olmayacağını dile getirdi.
Hasipoğlu "Rum tarafına hem toprak ve mallar verilecek, mallar zarar görmüşse bir de tazminat verilecek" diyerek, plandaki olumsuzlukları okudu ve tuzaklara dikkat edilmesinin şart olduğunu vurguladı.
Plandaki doğrulardan da örnekler veren Ertuğrul Hasipoğlu, doğrular olsa da özellikle seçimlerle ilgili tuzakların kaldırılması, Türk'ün Türk'ü Rum'un Rum'u seçmesi gerektiğini belirtti.
Barış istemeyenin olmayacağını kaydeden YAP Kurucu Başkanı Hasipoğlu, ancak güvence ve geleceğin önemli olduğunu söyledi ve dikkatli olunması üzerinde durdu.
Hasipoğlu, birlik ve beraberlikle ilgili mesajlar da verdi ve Kıbrıs Türk halkının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesini istedi.
Hasipoğlu, gerekli düzenlemeler yapılırsa planın kabul edilebileceğini, ancak Rumların anlaşma değil AB üyeliğini istediğini, burdaki amaçlarının siyasi olduğunu, Türk tarafının ise retçi tavırlarıyla ona çanak tuttuğunu savundu.
Harita konusuna değinirken plandaki kadar insanın yerinden edilmemesi gerektiğini ifade eden Hasipoğlu, bunun için bir miktar toprakla ara bölgenin merkezi hükümete verilmesini önerdi.

"UYUMLU AYRILIKLA DA OLABİLİR"
Rum tarafında ve Yunanistan'da uyumlu ayrılık fikrinin ortaya atıldığını dile getiren Hasipoğlu, Annan planıyla sorun çözülemeyecekse uyumlu ayrılıkla çözüm sağlanabileceğini kaydetti.
Hasipoğlu, bütçeyle ilgili konuşurken ise, 1 katrilyon 110 trilyon TL'lik bütçenin 200 bin kişiye bölünmesiyle kişi başına 3 bin 500 dolar düştüğünü, Güney Kore'de de bütçenin kişi başına düşen rakamın aynı olduğunu belirtti ve orada fert başına düşen milli gelirin ise buradan 2 kat fazla olmasının nasıl olduğunu sordu. Gelirlerin düştüğünü, borçlanmaların ve giderlerin arttığını söyleyen Hasipoğlu, 74'ten sonraki olanaklar ve Türkiye'nin yardımlarına rağmen bugün ekonominin krizde olmasının yanlış olduğunu, işsizliğin üzüntü verdiğini ifade etti. Hasipoğlu, uygulanmayacağı ve çalışanlara artış öngörmediği için bütçe tasarısına red oyu vereceklerini de belirtti.

"BEKLENTİLERİ YERİNE GETİREMEYECEK" MAP Genel Başkanı Kenan Akın ise, esnafın, sanayicinin, üreticinin, çalışanların yaşadığı sıkıntıları anlatıp hükümetin ekonominin hareketlenmesini sağlayamayacağını savunarak, bütçenin beklentileri yerine getiremeyeceğini ve vergiye dayalı olacağını savundu. Kabul edilemeyecek Annan planına rağmen, ekonomik kriz nedeniyle insanların çözümü ve AB üyeliğini kurtuluş yolu olarak gördüğünü ifade eden Akın, halbuki planın tuzaklar içerdiğini kaydetti. Kenan Akın, MAP olarak çözümden yana olduklarını, AB üyeliğine de soğuk olmadıklarını belirtti.

"KIBRIS TÜRK'Ü KISKACA ALINACAK"
Kıbrıs Türkü'ne bunca yıldır uygulanan şiddet ve ambargolar nedeniyle burdaki nüfusun göç ettiğini, bunun hiç hesaba katılmadığını dile getiren Akın, haritanın da yanlış ve kabul edilmez olduğunu, çünkü Kıbrıs Türkü'nün kıskaç içine alınacağını söyledi.
Akın, ülkede ekonomik sıkıntılar yaşandığını, fakat hükümetin hiçbirşey yapmadığını savunarak "hükümete gelirsek sorunları çözebiliriz" diyen DP'nin hala daha "var" dediği formüllerini ortaya koyamadığını ileri sürdü.
Hümümete eleştiriler yönelten MAP Genel Başkanı Akın, daire müdürlerinin veya memurların RHA'ları özel işlerinde kullanmalarının önüne geçilmediğini, Türkiye'den gelen konukları ağırlamada savurganlıklar yapıldığını, hiç tasarruf yapılmadını öne sürdü.
Akın, insanların Güney'e geçip işlemek zorunda kaldığını, bu insanların güvencesiz bir şekilde çalıştığını, diğer yandan ülkede binlerce kayıt dışı işçinin hiçbir güvencesi olmadan çalıştırıldığını dile getirdi ve hükümeti tedbir almamakla suçladı.
Kıbrıs konusu ve Annan planına değinirken Annan'ı eleştiren ve onu Rumlarla "içli dışlı sarmısak başlı" olmakla suçlayan Akın, Annan'ın ortaya, RMMO haritası gibi bir harita koyduğunu iddia etti.
Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i de "toprak verilebilir" ifadelerinden dolayı eleştiren Akın, "Madem ki toprak verilecekti, niye buraya Türkiye'den o kadar insan getirildi?" diye sordu.
Kamu çalışanlarının ve öğretmenlerinin dün greve çıkarak suç işlediğini iddia eden Akın, savcılığı göreve davet etti. Akın, CTP'yi de planla ilgili olarak halkı yanıltmakla suçladı. Sözlerinin sonunda dövizzedelerin sorununa çözüm bulunmasını da isteyen Kenan Akın, bütçeye ret oyu vereceğini belirtti.

En Çok Aranan Haberler