BURSA (İHA) - Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, eski bürokratların kendisi hakkındaki iddialarına, "Allah'a şükür bugüne kadar hiçbir usulsüz bir talimatım olmadı. Sorumluluk almamak için imzayı bakanın önüne getirirler. Bu olayda her nedense imzayı kendileri atmışlar" dedi.
Bursa'da Gemlik Gümrük Müdürlüğü'nde elektronik gümrük uygulamasını başlattıktan sonra Serbest Bölge'de bir fabrikanın ek tesis temelini atan Bakan Tüzmen, eski bürokratların kendi hakkındaki suçlamalarına cevap verdi. Tüzmen, şunları söyledi:
"Birincisi benim geçmişte bürokrasimi hayatımı ve siyasi hayatimi gayet iyi biliyorsunuz. Allah'a şükür bugüne kadar hiçbir usulsüz talimatım olmadı. Bunun altını çizmek lazım. İkincisi burada olayın gelişine bakmak lazım. Kapıkule'de bir takım gümrük temizleme süreci başladı. Bunun arkasından Kapıkule soruşturması derinleştirilince, Gürbuluk ile alakalı da soruşturma yapılması gerekti. Gürbulak ile alakalı soruşturma kapsamına giren bu arkadaşlar, hemen açıklamalar yapmaya başladılar. Niye şimdi? Madem o zaman böyle bir hata var, niye o zaman hiç kimse bir şey söylemiyor da, neden bugün bunları gündeme getiriyor? Kaldı ki öyle bir talimat falan da söz konusu değil" dedi.
Bu tip işlerde, raporlar hazırlandıktan sonra ilgili gümrük baş müdürlerinin devreye girdiğini anlatan Bakan Tüzmen, "Ankara ile yazışmalar yapılır. Ankara'daki bürokratlar, eğer uygun ise buna uygunluk verirler ve o şekilde işlem başlar.
Gürbulak'taki olaya gelince, bu tamamıyla Yüksek Planlama Kurulu kararıdır. Alınan karar, yap işlet devret modeliyle orada Uluslarararası Nakliyeciler Derneği'ne (UND) verilmiş bir birimdir. UND daha sonra kendi içerisinde Gümrük Müsteşarlığı ile oturur, bir sözleşme yapar. Karşılıklı o anlaşmalar tamamen müsteşarlık bünyesinde. Karşıda o dönemin müsteşarı ve UND'nin başkanı imza atmıştır.
Sözleşme kapsamında, buradaki free shoplar, bütün dış hatlardaki mağazaların devirleri, bir takım sözleşmeleri ve dışarıya ne şekilde verileceği esasları belirlenir. Onlar o işlemleri o seviyede yapar bitirirler. Bunların çalışmasında herhangi bir şekilde bakanlığın dahli söz konusu değildir. Kendi içinde alt işlemlerdir. O dönemde yapılan çalışmaları hepiniz biliyorsunuz. Bu işlemlerle ilgili olarak daha sonra bir kapatma kararı alınmış. Arkadaşların bana verdiği bilgi notunda onu da gördüm. Kapatma kararı alınmış. Bu kapatma kararına rağmen, Erzurum'da mahkemede bu kapatmayla alakalı yürütmeyi durdurma kararı vermiş. Yürütmeyi durdurma kararı uygulamaya girince, mağazalar açık olarak işlemlerine devam etme durumunda kalmışlar. Yani sonuçta bir takım soruşturma yapılırken, yargı sürecine giderken benim bu çerçevede yapabileceğim açıklama budur" diye konuştu.
Bugüne kadar hep açık olduğunu, açık konuştuğunu belirten Bakan Tüzmen, şunları kaydetti:
"Öyle bir şeyler olsa, ben söylerim yaparım. Ben işlemlerin hızlandırılması için elimden geleni yaparım. Bazen milletvekilleri arkadaşlarımız gelir, milletvekilleriyle ilgili çalışma yapar, ilgili arkadaşlara yönlendiririz. Çeşitli talepleri varsa bunları yönlendiririz. Ama sonuçta bu tip alınan bütün kararlar onay sürecindedir. İlgili daire başkanlıkları, şube müdürleri, genel müdür yardımcıları, genel müdürler ve nihayet en son müsteşarlık onayıyla bitirilir.
Yani kendi içerisinde bitirilmiş bir işlem. Ben o zaman şu soruları soruyorum. Birinci sorum şu; 'Neden şimdi?'. Bu soruya bir cevap bulmak lazım. İkinci soru da, zaten biz imza atmaktan sıkılıyoruz. Herkes şu anda, özellikle böyle dönemlerde, hiçbir sorumluluk almamak için imzayı bakanın önüne getirir. En üst makam odur. Eğer herhangi bir sıkıntılı işlem varsa oralara gelir. Siz bakarsınız, imza atılması gereken iş ise sorumluluğu üzerinize alır imzayı atarsınız. Yetki dağılımı, yetki göçermesi tamamıyla yapılmıştır teşkilatlarda. Bakıyorum bu işlemde, her imzada zorlanan bürokratlar, maalesef bu imzada nedense kendileri atmışlar. Bunu da ayrı değerlendirmek lazım. Buradaki yorumları sizlere bırakıyorum."
Gümrük'te çalışan düzgün arkadaşlarla, devamlı karakter sahibi arkadaşlarımla çok çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Tüzmen, böylesi dönemlerde sonradan yapılan bu tip açıklamaları üzücü olay olarak nitelendirdi.