Özhan, Twitter tarafından TRT World'ün son dönemdeki twitlerine yönelik üstü kapalı sansür uygulandığını ifade ederek, "Biz yaklaşık 10 gündür TRT World'ün ana hesabında ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Bunun adı aslında örtülü sansürdür." dedi.
"Neden böyle diyoruz? Çünkü baktığınızda, bizim tarafımıza iletilmiş olan, bir müdahalede bulunulması gerektiren resmi bir itiraz söz konusu değil." diyen Özhan, "Twitter'ın uluslararası yayıncıların kullanıcılarına yönelik belli bir şartnamesi var. O kurallara göre, 'şu kurallara uymazsanız hesaplarınızda bu tarz önlemler alırız' diye. Hatta biz de kötü niyetli kullanıcıları gördüğümüzde kendilerini bildir butonu hakkında bildirme hakkına sahibiz. Fakat, Twitter, son 3 yıldır siyasi konuların gündeme geldiği anlarda kesinlikle bu kuralların ötesine taşarak, siyasi pozisyon aldığını zaten görüyorduk." ifadelerini kullandı.
'TWITTERDAN, TRT WORDL'Ü TAKİP ETMEYEN KULLANICILARA YÖNELİK KISITLAMA VAR'
Twitter'dan TRT World'ü takip etmeyen kullanıcılara yönelik kısıtlama olduğunu kaydeden Özhan, "Örneğin, siz TRT World'ü takip etmiyorsunuz. İlk defa sizin takip ettiğiniz bir kişinin bu twiti paylaştığını görüyorsunuz, bu dikkatinizi çekiyor ve yazıyı okuyorsunuz. Ancak altta bir kutuda 'Bu paylaşım hassasiyetler nedeniyle gizlenmiştir' mealinde bir ifade bulunuyor. Ya basıp izliyorsunuz ya da onu görmeden devam ediyorsunuz. Twitter ve benzeri mecralarda asıl mesajın verildiği, hikayenin anlatıldığı kısım resim ve videolar." diye konuştu.
Suriye'de yaşananlara yönelik olarak PKK yandaşlarının Avrupa ve ABD'de nüfuzunu kullandığını ve doğru olmayan haberlerin yayınlanmasına neden olduklarını belirten Özhan, dünyanın önde gelen basın kurumlarında, ana editoryal çalışmalarının son derece yanıltıcı bilgilerin üzerine inşa edildiğini söyledi.
'BİZİM YAPTIĞIMIZ, YALANI ORTAYA ÇIKARMAK'
Yayınladıkları haberlerin twitlerine yapılan sansürün özellikle Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasıyla daha da arttığını anlatan Özhan, şunları kaydetti:
"Haber merkezimizde 7/24, özellikle son 10 gündür yoğun bir şekilde, uluslararası bir konu olduğu için Türkiye'nin teröre karşı Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatını çok yakından takip ediyoruz. Gerek bölgeden gerekse de bizim için aslında Suriye'nin kuzeyinin dışında dünyada bir mücadele var. Bir PKK kaynağının 'Türkler sivilleri bombaladı' gibi yalanını siz bugün özellikle Obama yönetiminde görev almış güvenlik bürokratlarında, New York Times gibi kuruluşlarda yer alan gazetecilerin hesaplarında gördüğünüzde konuyu bilmeyen bir kişi iseniz, hakim söylemin ikna ediciliği altında eziliyorsunuz. Aslında burada bir yalan var. Bizim yaptığımız çalışmalar yalan haberciliği ortaya çıkarmak. Videoya bakıyoruz, sivil denilen kişilerin saklamaya çalıştıkları silahlarını gösterip 'Bakın bu sivil değil' diyoruz. TSK'nın hava saldırısında öldüğü iddia edilen bebeğin aslında göz kırptığını söylüyoruz. Daha sonra da bu hesapları sosyal medyanın hikaye anlatıcılığı çerçevesinde gözler önüne seriyoruz. Bizim karşı karşıya kaldığımız şey, tam da böyle bir yayın çizgisi etrafında Twitter'ın gizli sansürü. Bu, kullanıcıların bizi takip etmesini yasaklamıyor ama sınırlandırıyor ve zorlaştırıyor."
'KÖTÜ NİYETLİ BİR TUTUM VAR'
"Sırf doğruyu ifade etmeye çalıştığınız anda da hassas içerik olarak sınırlandırılıyorsunuz. Burada kötü niyetli bir tutum var. Bu bir algoritma değil." diyen Özhan, sözlerini şöyle tamamladı:
" 'Hesabınıza erişemiyoruz, hesabınız gizli' diye kullanıcı dönüşleri gelmeye başlayınca, operasyonun başlatıldığı birinci gün Türkiye'de başlatılan bir etiket twitter tarafından silindi. Silinmesiyle ilgili de Twitter Amerikan kamuoyuna bir özür açıklayarak buna müdahale etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Kullanılan etiketin şiddeti teşvik etiketi olduğunu söylediler. Fakat kullanılan ifadenin İngilizce'deki karşılığı hiçbir şekilde şiddet değil, eleştiri ifadesi. Bunun gibi olaylarda Twitter adeta kamuoyunun algısını destekleyecek şekilde, TRT World'ün yaptığı haberlere karşı bir perdeleme girişimi olduğunu görüyoruz. Batı'da algıların en yoğun şekilde işlendiği anda oradaki yalanı ve dezenformasyonu bizim burada açığa çıkarmamız güçleştiriliyor. Resmi kanallardan biz kurum olarak gerekli girişimlerimizi yapmıştık. En büyük yaşadığımız zorluk muhatap bulamamak. Yine de başvurularımızı sürdürüyoruz."(AA)
