YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tzob Genel Başkanı Bayraktar:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, tarımın sorunları...

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, tarımın sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili bilgi verdiğini ve rapor sunduğunu belirterek, “tarımın, et ve sütte bir müdahale kurumu kurulması ve miras hukuku gibi iki önemli sorununu gündeme getirdim. Başbakan Erdoğan da müdahale kurumuyla ilgileneceğini, miras hukuku konusundaki değişikliğin de arkasında olduğunu bildirdi” dedi.

Görüşmenin olumlu geçtiğini, Başbakan Erdoğan’ın sorunları dinlediğini, konuların takipçisi olacağını söylediğini bildiren Bayraktar, “Türk tarımı için hayırlı bir görüşme oldu. İyi sonuçlar vereceğine inanıyorum” dedi.

“MÜDAHALE KURUMU KURULACAK”

Tarımın et ve sütte bir müdahale kurumu kurulması ve miras hukuku gibi iki önemli sorununun bulunduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak beklentimiz, Et ve Balık Kurumu bünyesinde oluşturulması düşünülen bu kurumun kuruluş çalışmalarının tamamlanıp, bir an önce faaliyete geçirilmesidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın miras hukuku konusundaki çalışmalarının yeterince destek bulamadığını görmekteyiz. Bakanlığın bu konuda Başbakanlığın desteğine ihtiyacı var. TZOB olarak, miras hukuku ve arazi toplulaştırmasıyla ilgili her türlü çalışmayı sonuna kadar destekliyoruz.

Başbakan Erdoğan da müdahale kurumuyla ilgileneceğini, miras hukuku konusundaki değişikliğin de arkasında olduğunu bildirdi.

Ette ve sütte müdahale kurumu oluşturulacak. Başbakan Erdoğan’a daha evvel kendisinden müdahale kurumuyla ilgili söz aldığımı hatırlattım. Başbakan da konuyla ilgileneceğini söyledi.”

“MİRAS HUKUKU DEĞİŞTİRİLECEK”

Ülke tarımının diğer önemli bir sorununun da arazilerin fazla parçalı yapıda bulunması olduğunu bildiren Bayraktar, “3 milyon işletme, 22 milyon parselde tarımsal üretim yapmaktayız. Çok parçalı araziler verimliliği engelliyor. Parçalanmayı önlemek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çalışmalar yapıyor. Başbakan Erdoğan’a buna destek verenlerin azlığından bahsettim. Mirasla ilgili kanunun çıkarılması konusunda Başbakan Erdoğan’ın desteğini istedim. Başbakan Erdoğan, miras hukuku konusundaki değişikliğin arkasında olduğunu söyledi” diye konuştu.

Bayraktar, Başbakan Erdoğan’a, müdahale kurumu ve miras hukuku dışında, tarımsal destekler ve girdiler, lisanslı depoculuk, fındık, buğday, pamuk, çay, baklagiller, zeytin ve zeytinyağı, narenciye, yaş meyve sebze, patates, domates, tarımsal kredi kullanımı, borç erteleme, canlı hayvan ve et ithalatı, okul sütü programı, kaba yem sıkıntısı, elektrik borçları, tohumculuk, tarımsal mücadele, tabii afetler ve tarım sigortası, kadın çiftçiler, tarım sigortalıları ve sosyal güvenlik, tarımsal örgütlenme konularında sorunları ve çözüm önerilerini ilettiğini bildirdi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, son günlerde meydana gelen aşırı yağışların verdiği zararlar konusunda da Başbakan Erdoğan’a bilgi verdiğini, üreticilerimizin ihtiyaç duyacakları finansmanın karşılanabilmesi bakımından da kredi veren kuruluşlarca gereken kolaylığın sağlanması, borçların ertelenmesi, çiftçinin zararının karşılanması konusundaki taleplerini ilettiğini kaydetti.

“BAYRAKTAR, BAŞBAKAN ERDOĞAN’A RAPOR SUNDU”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, raporda şu konulara değindi:

“Hayvancılığımızın gelişmesine ve sorunlarının çözümlenmesine önemli katkı sağlayacağına inandığımız ve her platformda dile getirdiğimiz hayvancılık sektöründe müdahale kurumunun oluşturulmasıyla ilgili talebimizin dikkate alınmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

Ancak, böyle bir kurumun kurulmasıyla ilgili çalışmaların, Hazine Müsteşarlığı ve Kalkınma Bakanlığı’nda tıkandığı anlaşılıyor. Hazine Müsteşarlığı ve Kalkınma Bakanlığı’nda sorun olduğu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın müdahale kurumunu kurma konusunda zorlandığı görülüyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak beklentimiz, kamuoyuna çalışmaların başlatıldığı yönünde deklare edilen ve Et ve Balık Kurumu bünyesinde oluşturulması düşünülen bu kurumun kuruluş çalışmalarının tamamlanıp, bir an önce faaliyete geçirilmesidir.”

Tarım arazilerinin bölünmesinin önüne geçilememesi, tarımsal işletmeleri güdük, verimlilikten uzak, cılız işletmeler haline dönüştürdüğünü bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ‘yılda 1 milyon hektar arazi toplulaştırılması’ hedefine bağlı kalarak arazi toplulaştırılması çalışmasının öncesinde, tarım arazilerimizdeki bölünmelerin önlenmesine yönelik miras hukukuyla ilgili yasa değişikliğine yönelik çalışmaların yapılması işletmelerimizin verimli işletmeler haline dönüşmesini sağlayacaktır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konudaki çalışmalarının yeterince destek bulamadığını görmekteyiz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konuda Başbakanlığın desteğine ihtiyacı vardır. TZOB olarak, miras hukuku ve arazi toplulaştırmasıyla ilgili her türlü çalışmayı sonuna kadar destekliyoruz.”

“TARIMSAL DESTEKLER VE GİRDİLER”

Havza bazlı fark ödemesinde ilçe verimlerinin göz önüne alınması yönünde değişikliğe gidilmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, raporda şu konulara değindi:

“Destekleme bütçesi 5488 sayılı Tarım Kanununa uygun olarak artırılmalıdır. Tarımda üretim maliyetinin düşürülmesi için girdi destekleri artırılmalı özellikle gübre, mazot ve ilaç gibi temel girdilerdeki KDV oranı düşürülmelidir. Maliye Bakanlığı’nın şu anda verilen desteklerden almış olduğu yüzde 4 oranındaki spotajın kaldırılması gerekmektedir. Tarımsal faaliyette bulunan tüm çiftçilerin desteklerden yararlanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne girmesi sağlanmalıdır. Fındıkta uygulanan son olarak 2011 yılında verilen alan bazlı destekler devam etmelidir. Lisanslı depoculuğun, özellikle fındık, pamuk, buğday başta olmak üzere diğer ürünlerde yaygınlaştırılması gerekir. Toprak Mahsulleri Ofisi’nce (TMO) stratejik ürünümüz buğdayda belirlenen müdahale alım fiyatları, Birliğimizin belirlediği ürün maliyetinin altında gerçekleşmiştir. Bu nedenle TMO’nun çiftçimizi mağdur etmeyecek bir müdahale alım fiyatıyla piyasaya erken girmesi oldukça önemlidir. Pamuk ekim alanlarında önemli azalmalar görülmektedir. Ülkemizin ‘kendine yeten ülke’ konumuna gelmesi için verilen desteklemelere artırılarak devam edilmelidir. Çay-Kur’un kota miktarları artırılmalı, sektörü zora sokan kaçak çay girişi önlenmelidir. Yaşlanmış çay ocaklarının bir program dahilinde vakit geçirilmeden gençleştirilmelidir. Baklagilde pazarlama sorunları çözülmeli, prim desteği artırılmalı, hasat dönemlerinde baklagil ithalatına kesinlikle izin verilmemeli, Ulusal Baklagil Konseyi aktif hale gelmelidir. Zeytinyağında, 50 kuruşluk prim desteği yetersiz kalmaktadır. Prim sistemine devam edilmeli, primler üretim maliyeti dikkate alınarak belirlenmelidir. Sofralık zeytine de pirim verilmelidir. Narenciyede ihracat iadeleri sezon öncesinde açıklanmalıdır. İyi tarım uygulamaları kapsamında üretim yapan üreticiye ihracat aşamasında da destek verilmeli, narenciye üreticilerinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan düşük faizli kredi borçları yapılandırılmalıdır. Patatese ton başına 30 dolar ihracat iadesi verilmesi olumlu karşılanmakla birlikte, taze patates için verilen ihracat desteği artırılmalı ve her yıl düzenli olarak verilmesi sağlanmalıdır. Analiz ücretlerinin düşürülmelidir. İç talep artırılmalı, üreticilerin kredi ve elektrik borçları ertelenmelidir. Domateste her yıl Aralık-Mayıs döneminde verilen ihracat iadeleri Kasım-Haziran olarak düzenlenmelidir.”

Hallerle ilgili 5957 sayılı kanunun yönetmeliklerinde bildirimde bulunulabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı olma zorunluluğu getirildiğini bildiren Bayraktar, 2014 Ocak ayına kadar geçiş süreci tanınsa da, süre bitiminde ÇKS’ye kayıt olamayan üreticilerin ürün sevkiyatında zorluklarla karşılaşacaklarını belirtti.

“DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ KARARINA SİGORTA ZORUNLULUĞU EKLENMESİ”

Bu yıl düşük faizli kredi kararına sigorta zorunluluğunun eklenmesinin çiftçilerin kredi kullanımında maliyet artışına neden olduğunu bildiren Bayraktar, şu konulara değindi:

“Ziraat Bankası, üreticilere kredi kullandırırken sigorta zorunluluğu getirmektedir. Üreticinin sigorta yaptırabilmesi için ÇKS kaydı olma zorunluluğu olduğundan ÇKS kaydı olmayan çiftçilerimiz kredi kullanamamaktadır. Hayvancılıkta birçok hastalığın sigorta kapsamında olmaması nedeniyle söz konusu hastalıklardan hayvanları ölen çiftçiler zarar etmekte bu nedenle de sigorta yaptırmak istememektedir. Düşük faizli kredi kararının amacına ulaşabilmesi için kredi limitleri artırılmalıdır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri (TTK) düşük faizli kredilerde kredilerden vadesi bitene kadar her yıl yüzde 1 oranında alınan komisyon kaldırılmalıdır. Üreticilerin özel bankalara olan borçları da yapılandırılmalıdır.”

Doğal afetlerden zarar gören üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi kapsamındaki borçlarının yüzde 5 faiz eklenmek suretiyle ertelendiğini hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ancak üreticilerimizin önemli bir kısmı bu Kararnameden faydalanamamıştır. İl/İçe Hasar Tespit Komisyonu çalışması yapılmadığı için de afetin olduğu dönemde zarar oranının belirlendiği kişisel tespit yapılmamış ve tutanak tutulmamıştır. Erteleme kararı ise sadece düşük faizli kredi kullanan üreticileri kapsaması nedeniyle bu kapsam dışında kredi kullanan üreticilerimizin borçları ertelenmemiştir.

1 Ocak 2012 tarihinden önce takibe düşmüş, yapılandırılmış borçlar kapsam dışı kalmıştır. Kullanılan kredilerin tümünü kapsayacak şekilde, afete maruz kalan bütün üreticilerimizin borçlarının faizsiz ertelenmesi, tarımsal üretimin devamı bakımından büyük önem arz etmektedir.

SGK prim borçlarını ödeyemeyen üretici sağlık güvencesinden de faydalanamamaktadır. Üreticilerimizin, kredi, SGK prim ve elektrik borçlarının ertelenmesi rahat bir nefes almalarını sağlayacaktır.”

Bayraktar, son 2,5 yıllık dönemde 2,7 milyar doları aşkın damızlık hayvan, canlı hayvan ve et ithalatı yapıldığına dikkat çekerek, “Bugün itibariyle ithalatın iç üretime zarar verdiği artık net olarak görülmüştür. Bu nedenle üreticileri koruma ve yapılan ithalatı azaltmaya yönelik gümrük vergilerinin artırılması kararını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

“ARTAN YEM FİYATLARIYLA BİRLİKTE YÜKSEK MALİYETLİ ÜRETİM SÜRECİNE GEÇİLDİ”

Artan yem fiyatlarıyla birlikte yüksek maliyetli bir üretim sürecine girildiğini, üreticilerin zaten zor bir süreçten geçerken, ülkeye ucuz canlı hayvan ve hayvansal ürünün girişini kolaylaştıracak her türlü eylemin, ülke üretimini daha da sıkıntıya sokacağını vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Ülkemizin kaba yem sıkıntısı hala devam etmektedir. Kaba yemde ithalat kararı soruna kalıcı çözüm getirmeyecektir. Hayvan yetiştiricilerinin vadesi gelen kredi borçları, yaşanan şartlar ve sektörden muhtemel kopmalar da dikkate alınarak bir yıl ertelenmeli, yem bitkileri üretimine verilen destekler artırılmalıdır.

Okul sütü programında, eğitim öğretim yılının ikinci yarısında haftada 3 gün, 200 mililitre süt dağıtılacağına karar verilmiştir. TZOB olarak uygulama döneminde de belirttiğimiz üzere, bu programı çok önemsiyor ve atılan bu olumlu adımı sonuna kadar destekliyoruz.”

Elektrik fiyatlarındaki artışın üreticileri zorladığını, 2007 yılında 13.5 kuruştan elektrik alan üreticinin, bugün 30.3 kuruştan elektrik aldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Çiftçinin elektrik borçları faizsiz ertelenmeli, özel şirketlerine olan elektrik borçları yapılandırılmalı, fatura tahsilatı aylık değil, hasat dönemine denk gelecek şekilde, yılda iki kez yapılmalı, birim fiyatın düşürülmesi bakımından; elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV, tarımda kullanılan elektrikte yüzde 1’e indirilmeli; yüzde 2 TRT payı kaldırılmalı, seralar ve hayvancılık işletmelerinin daha düşük fiyatla elektrik temin edecekleri bir abone grubu oluşturularak indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır.

2012 yılında tohumluk fiyatlarında yüzde 22 ile yüzde 29 arasında artış meydana geldi. Sebze tohumluklarında ve sebze fidelerinde uygulanmakta olan KDV’nin diğer tohumluklarda olduğu gibi yüzde 1’e indirilmesi gerekmektedir.”

Tarım sektöründe çalışan kadınların da sosyal güvenlik primlerinin yüzde 60’nın devlet tarafından karşılanmasının istihdam edilen kadınların sosyal güvenlik kapsamına alınmasını kolaylaştıracağını bildirdi. Bayraktar, “Doğum borçlanması, emeklilik, malullük ve ölüm halinde sigorta primi ödeme gün sayısındaki tarım sigortalıları aleyhine olan eşitsizlik giderilmelidir” dedi.

Küçük işletmelerin çok yoğun olduğu Türkiye’de tarımsal yapıda ekonomik bazda örgütlenmenin yetersiz kaldığını belirten Bayraktar, üreticilerin diğer ülkelerde olduğu gibi başta tarımsal kooperatifler olmak üzere ekonomik bazda güçlü ve fonksiyonel örgütlenmelerinin gerçekleştirilmesinin gerekli olduğunu kaydetti.

“AŞIRI YAĞIŞLAR AFETLERE YOL AÇIYOR”

Yurt genelinde son günlerde meydana gelen aşırı yağışların yer yer afetlere yol açtığını bildiren Bayraktar, “Tarım alanları, evler, ahırlar sular altında kalmıştır. Çanakkale İlimizde Aralık ayı başında meydana gelen aşırı yağışlar ve sel felaketi nedeniyle Bayramiç, Ezine ilçeleriyle merkeze bağlı Kumkale beldesinde ekili buğday, arpa, mısır alanları, zeytinlikler, sebze bahçeleri, meyve bahçeleri, sulama sistemleri zarar görmüş, birçok büyük ve küçükbaş hayvan telef olduğu gibi, ahırlardaki yemler zayi olmuştur. Büyük oranda zarar gören bir diğer ilimiz ise Balıkesir olmuştur. Ayvalık, Edremit, Burhaniye ilçelerinde zarar meydana gelmiştir. Ayvalık ilçemizde 2 gün boyunca devam eden aşırı yağışlar zeytinlerin dökülmesine yol açmış, dökülen zeytinler de sürüklendiği için toplanamamıştır. Yağışlar verimli toprakları da sürükleyip götürmüştür. Edremit ilçemizde ise daha çok yaşamsal alanlarda zarar meydana gelmiş olup, zeytinliklerde de bir miktar dökülme olmuştur. Burhaniye ilçemizde ise yeni ekim yapılan buğday alanları aşırı yağışa maruz kalmıştır. Meydana gelen dolu nedeniyle açıkta yetiştirilen sebzeler zarar görmüş, zeytinlerde dökülme meydana gelmiştir. Edirne Havsa ilçesinde de Yolageldi köyünde de tarlalarının duble yol çalışması nedeniyle sular altında kaldığı belirtilmiştir. Antalya Gazipaşa ilçemizde meydana gelen hortum seralara ve ürünlere büyük zarar vermiştir. Üreticilerimizin ihtiyaç duyacakları finansman ihtiyacının karşılanabilmesi bakımından da kredi veren kuruluşlarca gereken kolaylık sağlanmalı, borçları ertelenmeli, çiftçinin zararı karşılanmalıdır. Tarım sigortasında da prim bedelleri düşürülmeli, muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmeli, üreticileri sigorta yaptırmaya teşvik edici tedbirler alınmalı, eksperlerin çalışması gözden geçirilmelidir. Kuraklık ile tarla ürünlerinde yaşanan don en kısa zamanda sigorta kapsamına alınmalıdır. Özellikle çilek meyve olarak nitelendirilip halen 6 ay olan poliçe süresi 9 aya çıkarılmalıdır” diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler