Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, maliyetler karşısında üretim yapmakta zorlanan çiftçinin gelecek yıl tarlada kalabilmesi için, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO), 2021-2022 döneminde müdahale alım fiyatını üretici maliyetlerini, ithalat ve dünya fiyatlarını gözeterek açıklaması gerektiğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını, üreticinin hububattaki fiyat beklentisini, mayıs ayı girdi fiyatlarını ve 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla süt sektöründe yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Mayısta üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 522,5 ile elmada görüldüğünü belirten Bayraktar, bunu yüzde 393,6 ile kabak, yüzde 373,7 ile ıspanak, yüzde 330,8 ile salatalık, yüzde 325,1 ile marul, yüzde 292,1 ile sivri biber, yüzde 268,8 ile kuru üzüm, yüzde 253,3 ile kuru fasulye, yüzde 245,4 ile yeşil mercimeğin takip ettiğini vurguladı.
Bayraktar, üreticide 2 lira olan elmanın 12 lira 45 kuruşa, 2 lira 34 kuruş olan kabağın 11 lira 55 kuruşa, 3 lira olan ıspanağın 14 lira 21 kuruşa, 1 lira 59 kuruş olan salatalığın da 6 lira 85 kuruşa markette satıldığını kaydetti.
Söz konusu ayda markette 38 ürünün 26'sında fiyat artışı, 12'sinde ise fiyat düşüşü görüldüğünü ifade eden Bayraktar, mayısta markette fiyatı en fazla artan ürünün yüzde 58,4 ile limon olduğunu, bunu yüzde 47 ile kuru soğan, yüzde 42,2 ile havuç, yüzde 30,5 ile toz şeker, yüzde 29,2 ile ıspanak, yüzde 24,5 ile patates, yüzde 22,8 ile kuru kayısı, yüzde 22,6 ile fındık içinin izlediğini bildirdi.
Markette fiyatı en çok azalan ürünün ise yüzde 57,4 ile salatalık olduğuna dikkati çeken Bayraktar, bunu yüzde 47,7 ile sivri biber, yüzde 41,8 ile marul, yüzde 35,6 ile patlıcanın takip ettiğini belirtti.
Bayraktar, mayısta üreticide fiyatı en çok düşen ürünün yüzde 62,3 ile marul olduğunu, bunun ardından yüzde 59,4 ile sivri biber, yüzde 55 ile maydanozun geldiğini aktardı.
Üreticide en fazla fiyat artışının yüzde 20 ile limonda olduğuna işaret eden Bayraktar, "Mayıs ayında üreticide 29 ürünün 8'inde fiyat artışı olurken, 13'ünde fiyat düşüşü görüldü, 8 üründe ise fiyat değişimi olmadı." ifadesini kullandı.
Bayraktar, üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarının sebeplerine ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
"Mayıs ayında fiyatı en fazla artan ürün, markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette salatalık olurken, üreticide fiyatı en fazla düşen ürün marul oldu. Limonda piyasaya depolardan yatak limon arzının devam etmesi, depo masraflarının artması fiyatların yükselmesine yol açtı. Arz talep değişimi ve yem fiyatlarındaki artış et fiyatlarının yükselmesinde etkili olmuştur. Havaların ısınmasıyla birlikte tarla ürünlerinin piyasaya arzının artması, önümüzdeki dönem tüketici fiyatlarına olumlu yönde yansıyacaktır.”
- "TMO stratejik bir konumda"
TZOB Başkanı Bayraktar, Türkiye için özellikle hububat arzının önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, başta hububat olmak üzere, tarıma etkisi ve ülkemizdeki tarımsal gelişmeler, hububat üretimine çok daha fazla önem vermemiz gerektiğini göstermektedir. Çünkü TÜİK'in tahmini rakamlarında da ifade edildiği gibi bu yıl buğday rekoltesi 20 milyon tonun altında beklenmektedir. TMO, maliyetler karşısında üretim yapmakta zorlanan çiftçinin önümüzdeki yıl tarlada kalabilmesi için 2021-2022 döneminde müdahale alım fiyatını üretici maliyetlerini, ithalat ve dünya fiyatlarını gözeterek açıklamalıdır. Dünya buğday fiyatları ise ortalama 476 dolar seviyelerindedir. Bugünlerdeki dolar kuruna göre FOB dünya fiyatları yaklaşık ton başına 7bin 800 lira seviyesindedir. Devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nın dışında dünyada üretici ülkelerin ihracata getirdiği kısıtlamalar hububatta spekülasyona davetiye çıkarmaktadır. TMO stratejik bir konumdadır. Üreticiyi memnun edecek bir fiyat politikasıyla hububat alımı yapamazsa piyasayı regüle edecek güvenlik stoku oluşturamayacaktır. Bu dönemde güvenlik stokunu ithalatla karşılama imkanı azalmıştır. TMO'nun alım politikasında hata yapma lüksü yoktur. Aksi takdirde sektörde spekülasyona davetiye çıkarmış olur, stokçuluk yapmak isteyenlere de gün doğar. Bu fırsatçılar, stoklayacakları buğday nedeniyle halkın ekmeğinin fiyatıyla oynayabilirler. Un ve makarna üretimimiz ve ihracatımız da düşebilir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak şimdiden TMO'yu uyarıyor, gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.”
- Mazot ve gübre fiyatları yıllık bazda çok arttı
Bayraktar, gübre fiyatlarının da mayısta bir önceki aya göre küçük bir oranda düşüş gösterse de fiyatların üreticiler açısından halen çok yüksek olduğunu belirtti. Geçen yılın mayıs ayına göre ise son bir yılda, üre gübresinin yüzde 253, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 224 arttığını ifade eden Bayraktar, "Mazot fiyatı aylık bazda yüzde 6,5, son bir yıla göre ise yüzde 238,7 arttı. Besi yemi yüzde 128, süt yemi yüzde 132 arttı. Elektrik fiyatları yüzde 99,7, zirai ilaç fiyatları ise yüzde 88,2 ile 140 arası oranlarda artış gösterdi. Girdi fiyatları enflasyonun yaklaşık 3 katı oldu. Girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, üretimin sürdürülebilirliğinin çok önem kazandığı bugünlerde üreticilerin üretimden kopması veya az üretmesi önlenmelidir."
- "Okul sütü programı tekrar hayata geçirilmeli"
Şemsi Bayraktar, 1 Haziran'ın Dünya Süt Günü olarak kutlandığına dikkati çekerek, büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmamasının ancak sütün istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Söz konusu şartları haiz bir pazarın oluşmasının ise istikrarlı bir tüketim ve buna bağlı bir üretimle sağlanabileceğini belirten Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
"Son bir yılda mısır silajı fiyatları yüzde 148, süt yemi yüzde 131, saman yüzde 117, yonca ise yüzde 108 oranında arttı. Üreticilerimizi sektörden küstürmemek, üretimden koparmamak ve sektöre tutunmalarını sağlamalıyız. Aksi durumda üreticilerimizi geriye döndürmemiz mümkün olmaz. Üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için en az 1,5 olarak belirlenen çiğ süt/yem paritesinde dengeyi sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Hayvancılık destekleri artarak devam etmelidir. Sürekli artan yem fiyatlarına radikal tedbirler alınmalı, yem piyasasına müdahale edilmelidir. Bu kapsamda yemde de akaryakıtta uygulanan eşel mobil sistem gibi bir sistem hayata geçirilmeli, üreticilerin yeme gelen zamlar nedeniyle mağdur olmaları ve belirlenen pariteden sapmalar önlenmelidir. Okul sütü programı tekrar hayata geçirilmeli, program doğal yolla imal edilen peynir, yoğurt, ayran, dondurma gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmelidir."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz