Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Dünya küresel bir gıda krizine giderken Türk çiftçisi hem ülkenin gıda güvencesini sağlıyor, hem istihdam yaratıyor, hem üretimde, hem ihracatta rekor kırıyor hem de en az herkes kadar vergisini veriyor. Çiftçinin adı başka olaylara dahil edilmesin” dedi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bayraktar, tarımın üretim açısından riskli bir sektör olmasına rağmen bu ülkenin çiftçilerinin, her türlü olumsuz hava koşullarının zorluğuna, sermaye eksikliğine, teknolojik yetersizliklere rağmen, az bir kazanca kanaat etmek suretiyle üreterek, öncelikle Türk insanının sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılmasına hizmet ettiğini ifade etti. Tarımın bunlarla da kalmayıp, Türkiye'nin istihdamının dörtte birini sağladığını belirten Bayraktar, “Devletine bağlı olan çiftçimiz sessiz ama vakarlı bir şekilde vergi yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Küçük işletme sahibi çiftçi, ürününü satarken yüzde 1 ile yüzde 4 arasında değişen oranlarda stopaj vergisi (gelir vergisi) vermektedir. Belirli bir işletme büyüklüğünün üzerindeki işletmeye sahip çiftçi ise artan oranlı, gerçek usulde gelir vergisine (yüzde 15, yüzde 20, yüzde 27 ve yüzde 35) tabidir. Hatta karşılıksız olduğu belirtilen tarımsal desteklerden de yüzde 4 stopaj kesintisi yapılmaktadır. Yani daha destek eline geçmeden yüzde 4 vergi vermektedir. Sektör, tarımsal üretimde temel girdi olarak kullandığı elektrik, gübre, mazot, ilaç ile makine ekipmanın vergisini, tüketici seviyesinde ödüyor. Ayrıca motorine yüzde 30 özel tüketim vergisi (ÖTV), yüzde 18 katma değer vergisi (KDV) veriyor. Ülkemizde tüketilen motorinin dörtte birini (3,5 milyar litre) kullanıyor ve sadece bu üründe, bütçeden bir yılda aldığı toplam desteğe yakın, 6,5 milyar lira vergi ödüyor. Gübre ve elektrikte de yüzde 18 vergi veriyor. Bütün tarımsal girdilerde çiftçi için hiçbir özel oran uygulanmıyor” dedi.
Türk çiftçisinin, mali açıdan kendini çevirmekte zorlandığı için özel bankalardan yüksek faizli kredi kullandığını, bunun yanı sıra yüksek vergiler uygulanan gübre, mazot, elektrik gibi girdileri yeterince kullanamadığını belirten Bayraktar, bunun da tarımda verimliliği çok olumsuz bir şekilde etkileyerek, hem çiftçiye hem de ülkeye büyük zarar verdiğine dikkat çekti.
Çiftçinin aldığı destekten çok daha fazlasını bu ülkeye verdiğini, vergisini vermeyen bir sosyal kesim olmadıklarını, tam tersi hem üreten, hem toplumu besleyen, vergisini veren, istihdam sağlayan, ihracat yapan bir kesim olduklarını bildiren Bayraktar, “Gelirinden fazla vergi veren çiftçi var. Zarar etse bile çiftçi vergisini ödüyor. Zaten malını satarken vergisi peşin kesildiği için karına zararına bakılmıyor. Vergiyi peşin veriyor. Sosyal Güvenlik Kurumu, yüz binlerce, milyonlarca lira para kazanan futbolcuların, antrenörlerin sigortasının asgari ücretten gösterildiğini, bu tutarların tavan seviyeye çıkarılması sonucu kurumun 38 milyon lira ek gelir kazandığını daha yeni açıkladı. Basketbolculara da aynı uygulamanın yapılacağını söyledi. Asgari ücretten bile daha az vergi veren ama milyonlarca lira para kazandığını bildiğimiz serbest meslek mensuplarını her yıl gazetelerden okuyoruz” dedi.
Bayraktar, her ülke için vazgeçilmez, stratejik bir sektör olan tarımda önümüzdeki 10 yıl içinde fiyatların şimdikinden yüzde 10-30 oranında daha yüksek seyredeceğini, yağlı tohumların fiyatlarının buğday ve diğer hububat fiyatlarından daha fazla artacağının tahmin edildiğini belirtti. Dünyada gıda fiyatlarında ani artışlar olması ihtimalinin önümüzdeki yıllarda daha da fazla görüleceğini bildiren Bayraktar, “Tarımsal üretimde, geçtiğimiz 20 yılda yüzde 2 olan yıllık ortalama büyüme oranının önümüzdeki 10 yıl içinde yıllık ortalama yüzde 1,7’ye gerileyeceği tahmin ediliyor. Oysa 2050 yılına kadar nüfus artışı ve gelişen ekonomilerde tüketici taleplerindeki değişimle artan gıda talebinin karşılanması için tarımsal üretimin yüzde 60 oranında artması gerekiyor” dedi.
Bayraktar, bunları yanı sıra, 2021 yılına kadar biyoetanol ve biyodizel üretiminin ikiye katlanacağının; biyoyakıt üretimi için dünya yağlı tohumlar üretiminin yüzde 14’ünün, bitkisel yağ üretiminin yüzde 16’sının ve şekerkamışı üretiminin yüzde 34’ünün kullanacağının tahmin edildiğini ifade etti.
Bayraktar, Türk tarımının, 2011’de balıkçılıkla beraber, 105,1 milyar liralık, dolar bazında ise 62,7 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) ulaştığını kaydetti. 2011 yılında gerçekleşen yüzde 5,25’lik büyümeyle tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılığın, 2007’deki yüzde 6,74’lük gerilemesinden sonra üst üste 4 yıldır büyüdüğü (2008 yüzde 4,39, 2009 yüzde 3,44, 2010 yüzde 2,36, 2011 yüzde 5,25) belirten Bayraktar, 2002-2011 döneminde tarım ve balıkçılıktaki yıllık ortalama büyümenin yüzde 2,6, 2008-2011 dönemindeki yıllık ortalama büyümenin ise yüzde 3,86 olduğunu kaydetti.
Tarım, avcılık ve ormancılık ile balıkçılığın, 2012’nin ilk 3 ayında ise yüzde 4,56 ile imalat sanayinden, ticaretten, inşaat ve madencilik sektörlerinden daha fazla büyüyerek ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“İlk üç ayda (Ocak-Şubat-Mart 2012) tarım, avcılık ve ormancılıkta yüzde 4,5, balıkçılıkta yüzde 4,8 büyüme olurken, imalat sanayinde yüzde 2,7, toptan ve perakende ticarette yüzde 0,9, inşaatta yüzde 2,8 büyüme, madencilik ve taşocakçılığında yüzde 0,6 gerileme meydana geldi. Yurtiçi hasılada yüzde 3,2 büyümeye karşın, tarımdaki büyümenin yüzde 4,5’i aşması, tarımın ekonomiye olumlu desteğinin devam ettiğini gösteriyor. Tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılığın milli gelirdeki payı ise 2011 yılında yüzde 8,12 oldu. 2011 yılında bir önceki yıla göre üretim miktarları, tahıl ürünlerinde yüzde 7,4, sebzelerde yüzde 6 ve meyvelerde yüzde 3,5 oranında artış gösterdi. 2011 yılında üretim miktarları yaklaşık olarak tahıl ürünlerinde 35,2 milyon ton, sebzelerde 27,5 milyon ton ve meyvelerde 17,2 milyon ton olarak gerçekleşti.”
Tarım sektörünün, en son Haziran ayında da ihracatın yüz akı olduğunu, genel ihracatta Haziran ayında yüzde 3,59 artış olmasına karşın, tarımın ihracat artışında yüzde 12,12 ile yine birinciliği aldığı bilgisini veren Bayraktar, “Bu rakam madencilikte yüzde 11,69, sanayide yüzde 2,08 düzeyinde kaldı. İlk 6 aylık ihracat tarımda 9 milyar 303 milyon 644 bin dolara, son 12 aylık ihracat 18 milyar 891 milyon 639 bin dolara yükseldi. Bu rakam, geçen yılın ilk 6 ayında 8 milyar 284 milyon 271 bin dolar, son 12 aylık döneme bakıldığında ise 2011 Haziran ayı itibarıyla 16 milyar 453 milyon 537 bin dolar düzeyindeydi. Son 12 aylık rakamlarda tarım yüzde 14,82 ihracat artışı sağlarken, sanayi yüzde 9,43, madencilik yüzde 5,6’da kaldı. Tarım, hem Haziran, hem Ocak-Haziran, hem de yıllık bazda ihracat artışında sanayi ve madenciliği kat be kat geçti. Haziran ayında tarım sektörü, ihracat artışında sanayinin 6 katından fazla bir rakama ulaştı. Veriler, 2011 yılında 17,9 milyar dolar olan gıda ve tarım ihracatının 2012 yılında 20 milyar doları geçeceğini gösteriyor” dedi.
Türk tarımının, sanayi sektöründen, kış aylarında yaklaşık 732 bin, yaz aylarında 2 milyon 22 bin üzerinde, genelde de aylar itibarıyla 5 milyon 416 bin ile 6 milyon 705 arasında değişen sayıda kişiye istihdam sağladığını belirten Bayraktar, en son verilere göre Nisan ayında 6 milyon 11 bin kişiyi istihdam ettiğini vurguladı. Bayraktar, en son Nisan ayında, istihdamın yarıya yakınını yaratan hizmetler sektöründe 113 bin, inşaat sektöründe 231 bin, sanayide sadece 72 bin kişilik bir istihdam artışı olmasına karşın tarımdaki istihdam artışının 398 bin kişiyi bulduğunu belirtti.
Son 1 yıllık dönemde mevsimsel oynamalar nedeniyle tarımın istihdamdaki payının aylar itibarıyla yüzde 23,1 ile yüzde 26,9 arasında değiştiğini anlatan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Tarımda 2012 Nisan ayı rakamlarına göre hala 6 milyondan fazla istihdam yaratılması, tarımın bu ülkeye yaptığı en iyi hizmettir. Tarım, son 1 yıllık dönemde, her ay sanayiden çok daha fazla istihdam sağlamıştır. Geçen yıl tarım, sanayiden Nisan ayında 1 milyon 202 bin, Mayıs ayında 1 milyon 496 bin, Haziran ayında 1 milyon 903 bin, Temmuz ayında 1 milyon 995 bin, Ağustos ayında 2 milyon 22 bin, Eylül ayında 1 milyon 768 bin, Ekim ayında 1 milyon 635 bin, Kasım ayında 1 milyon 289 bin daha fazla istihdam yarattı. Kış aylarında bile tarım, sanayiden yüz binlerce kişi daha fazla istihdam sağladı. 2011 Aralık ayında 899 bin, 2012 Ocak ayında 732 bin, Şubat ayında 743 bin, Mart ayında ise 893 bin daha fazla istihdam yarattı. En son Nisan ayında da sanayiden 1 milyon 219 bin kişi daha fazla istihdam sağladı.”
Bayraktar, tarımın özellikle yaz aylarında 1,3 milyon ek istihdam sağlayarak istihdamdaki sorunu büyük ölçüde çözdüğünü de belirtti.
Dünyayı yeni bir gıda krizinin beklediğini, başta ABD olmak üzere, Avrupa ve Asya’da yaşanan kuraklığın, uluslararası piyasada mısır, buğday ve soyada fiyat artışlarına neden olduğunu, bu durumun gelişmekte olan ülkelerde gıdaya ulaşımı zorlaştıracağını, sosyal patlamalara ve ayaklanmalara bile neden olacağını vurgulayan Bayraktar, “Türk çiftçisi bu ülkeye gıda güvencesi sağlıyor. Birçok ülkede gıdada kriz beklenirken, Türkiye’de bir tehlike görünmemesinin nedeni çiftçinin her şeye rağmen üretimi devam ettirmesidir. Çiftçinin üretim için çabalaması sonucu Türkiye, birçok gıda ürününde kendine yeter bir ülke konumundadır. Yeterlilik derecesi, meyvelerde yüzde 138,49, sebzelerde yüzde 106,75, buğdayda yüzde 102,23’ü, arpada yüzde 104,68, pirinçte yüzde 90,7, mısırda yüzde 79,58, kuru baklagillerde yüzde 95,76, patateste yüzde 102,28, şekerde yüzde 115,38, pamukta yüzde 100,68 düzeyinde. Türkiye, 32,4 milyon ton tahıl, 24 milyon ton sebze, 17,9 milyon ton şeker pancarı, 15 milyon ton sebze üretiyor. Süt üretimi 15 milyon tonu aştı. Yani Türkiye, mısır, yağlı tohumlar, muz, kırmızı et gibi sınırlı sayıda ürün dışında kendine yeter üretimi yapıyor, halkın gıda güvencesini sağlıyor” dedi.
Bayraktar, çiftçinin bütün bunları yaparken, doğal afetlerle de uğraştığını kaydetti. 2011-2012 üretim dönemi başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlar, mevsim normallerinin altında gerçekleşen hava sıcaklıkları, don, dolu, fırtına ve benzeri risklerin tarım ürünlerine önemli zararlar verdiğini bildiren Bayraktar, “tabii afetlerde ağır bilanço yaşandı. 41 ilde 139 bin çiftçiye ait 8 milyon 172 bin dekar alan tabii afetlerden zarar gördü” dedi.
Bayraktar, dünyada büyük bir kriz yaşandığı bir ortamda bunları başaran, evlerde, klimalı bürolarda yüksek hava sıcaklıklarından şikayet edilirken güneşin altında tarlada çalışan çiftçi konusunda herkesin durup düşünmesi, bir “destur” demesi, aklını başına alması gerektiğini bildirdi. Bayraktar, Atatürk’ün, çiftçinin toplum için vazgeçilmez olduğunu, o üretemezse Türkiye’nin aç kalacağını bildiği için ‘köylü milletin efendisidir’ dediğini açıklamasına ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz