ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, 2004 yılında Türkiye'den ihraç edilen meyve sebzelerin hiçbirin geriye dönmediğini belirterek, "Bu sektör AB standartlarında üretim yapıyor. Durup dururken rant ve menfaatler için sektör üzerinden açıklama yapılması ne demek oluyor? Şimdiye kadar ağzı olan konuştu şimdi uzmanlar konuşacak" dedi.
TZOB ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Milli Kütüphane toplantı salonunda 'Bitkisel ve Hayvansal Üretimde Hormon ve İlaç Kullanımı' paneli düzenledi. Toplantıya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, yurt dışında bulunan Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün yerine Tarım Bakanlığı Müsteşarı Haşim Öğüt, TBMM Tarım Orman ve Çevre Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, CHP Osmaniye Milletvekili Osman Uzdil, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Taluğ ve çok sayıda çiftçi katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TZOB Başkanı Bayraktar, uzun zamandır meyve sebze ve tavuklardaki hormon konusunda kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini belirterek, bugüne kadar ağzı olanın, bilen bilmeyen herkesin konuştuğunu ancak bugün uzmanların konuşacağını söyledi. Türkiye'nin DTÖ kararları çerçevesinde AB'ye hızla hazırlandığı dönemde dünya pazarları ile rekabet edebilen meyve sebze ve tavukçuluk sektörlerine yönelik eleştirilen haksız olduğunu dile getiren Bayraktar, "Rekabet şansı olan sektörlere çökertmek için konunun uzmanı olmayan kişilerin iddiaları sadece sektörü değil ülkeye de zarar verir. Salatalık, domates, tavukta hormon var diyorlar. Salatalıklar Antalya'dan İstanbul'a gelirken yolda 2 santimetre uzuyor diyorlar. Böyle gülünç bir iddia olur mu? Bu iddiaların sonunda salatalık 600 bin liradan 200 bin liraya iniyor. 120 günde büyüyen tavuk hormonla 45 günde büyüyor diye iddia ediyorlar. Tavuğun cinsinden, üretimden anlamayanların bu açıklaması sonucu 19 bin tonluk tavuk tüketimi 13 bin tona iniyor milyarlarca liralık zarar ediyoruz" diye konuştu. Bayraktar, hormon yok açıklamalarının kamuoyu tarafından ilgi görmediğini ancak 'hormon var' açıklamasının hemen manşetlere taşındığına dikkat çekerek, sektöre ve bu ülkeye bu kadar zarar vermeye kimsenin hakkının olmadığını ifade etti.
Domateste ve tavukta hormon olduğunu iddia eden Erman Toroğlu'nun 'Bana ateş ettirdiler şimdi geriye çekildiler' açıklamalarını hatırlatan Bayraktar, "Ellerinde delil, laboratuar sonucu olmadan bu iddialarda bulunanları müfteri ilan ediyorum. Bu açıklamaların perde arkasında kim var. Sana ateş ettirenleri ve çiftçiye zarar verenleri açıklasın. Biz TZOB olarak çiftçinin hak ve menfaatlerini arayacağız" dedi.
"KALINTI HORMONDAN ÖNEMLİ" TZOB Başkanı Bayraktar, meyve sebzedeki ilaç kalıntısının hormondan daha önemli olduğuna belirterek, konvansiyon tarımda kimyasalların kullanılmak zorunda olduğunu ancak bunların denetimi ve bilinçli kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Kimyasalların bilinçli kullanılması gerektiğini, denetimlerin artırılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, "Kim kalıntıyı ispat ederse getirsin ama yokken iftira atmasınlar" diye konuştu. Tarım Bakanlığı'nın 2004 yılında bin 700 numuneyi analiz ettiğini ve 27 tane limit üzerinde ürün tespit ettiğini dile getiren Bayraktar konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'de limit üzeri analiz sonuçları yüzde 1.5 iken Avrupa'da bu oran yüzde4-6 arasında değişmektedir. 2004 yılında ihraç ettiğimiz hiçbir meyve sebze geri dönmedi. Türkiye'de bu sektör AB standartlarında üretim yapıyor. Durup dururken rant ve menfaat için sektöre zarar vermenin anlamı nedir? Yazık değil mi bu ülkedeki insanlara. Bu ülke ancak kuldan utanan Allah'tan korkan insanların sayısı çoğaldığında adam olacak. Türkiye izlenebilir tarıma doğru ilerliyor, tahlil sayılarımızı artıracağız ama sektöre olmayan birşey ile iftira atmayın."
Bayraktar, TZOB olarak hürriyet, vatan ve ekmeği temsil ettiklerini vurgulayarak, bundan sonra ağzı olanların susacağını, uzmanların konuşacağını söyledi.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Taluğ ise, tarımın hem Türkiye'de hem de dünyada son derece önemli bir konu olmasına rağmen yüzyıllardır ihmal edildiğine dikkat çekerek, dünyada hala 800 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini belirtti. Nüfus artışı dikkate alındığında gelecek 50 yıl içinde en iyimser tahmine göre tarımsal üretimin iki katına çıkarılması gerektiğini vurgulayan Taluğ, çevre dostu tarımın geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Taluğ, son günlerde Türkiye'de gündeme gelen sağlıklı gıda tartışmasının AB süreci içerisinde geniş yer aldığını kaydederek, "Bizim kendi insanımız için bu konuda daha önceden ciddi önlemler almamamız çok üzücü. Uzman olmayan kişilerin ise toz toprak içinde fırtına koparmaları ise tüketicileri tedirgin ediyor. Tüketici gıdaya kuşkuyla ve tedirginlikle bakmamalı. Bilgisi olmayanların toplumu yanıltmaya hakkı yok. Çiftçinin emeğini küçültenleri şiddetle kınıyorum. Bu insanları güvenli gıdaya duyarlı olmaya ve çiftçinin emeğine saygı göstermeye davet ediyorum" dedi.