PKK’nın kaçırdığı çocuklarını geri isteyen ailelerin başlattığı eylem her gün yeni katılımlarla büyüyor. Acılı ailelerden Sevim Uçakay, BDP lideri Demirtaş’a seslenerek “Senin çocuğun dizinin dibindeyse benim kız kardeşimi de getir. Tabii kendi çocukları Amerika’da okuyor” diye isyan etti.
PKK’nın kaçırdığı çocuklarını geri almak için eylem yapan annelerin sayısı her geçen gün artıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapan aile sayısı dün 11’e ulaştı. Star'ın haberine göre kaçırılan S.U.’nun ablası Sevim Uçakay, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a seslenerek, kız kardeşinin getirilmesini istedi. Acılı abla, “Kendi çocuğu nerde? Dizinin dibinde. Tabii kendi çocukları Amerika’da okuyor. Benim kız kardeşim nerde? Dağ başında. Senin çocuğun dizinin dibindeyse benim kız kardeşimi de getir” dedi.
Sevim Uçakay’ın yanı sıra Dicle Üniversitesi Muhasebe Bölümü 2’nci sınıfı öğrencisiyken, 7 ay önce PKK tarafından kaçırılan Veysel Çapa’nın ailesi ve 14 yaşındayken 3 yıl önce örgüte katılan M.O.’nun aileleri de eyleme katıldı. Lise öğrencisi oğlu A.B.T.’den 52 gündür haber alamayan 60 yaşındaki Fatma Türk oğlunun evde oynadığı misketleri getirerek diğer ailelere gösterdi. Fatma Türk “Bu zulmü kabul etmiyorum. Kendimi yakacağım. 15 yaşındaki oğlum çarşıya gitti, arabaya koyup götürdüler. Oğlum bulunmazsa kendimi yakacağım, her türlü eylemi yapacağım. Oğlum evde bu misketlerle oynuyordu. Böyle bir çocuk ne anlayacak silahtan” diye isyan etti.
Aileleri Miraç Kandili’nde de ziyaret eden AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Oya Eronat ve Mine Lök Beyaz, birlikte dua etti. Annelerin yaşadığı dramı, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca anlatırken, Beyaz ve Eronat gözyaşlarını tutamadı.
Nisan’da kaçırılan S.U.’nun ablası Sevim Uçakay, kız kardeşinin getirilmesi için BDP Genel Başkanı Demirtaş ve Gültan Kışanak’a seslenerek şu çağrıda bulundu: “Bir ses çıksın, susarak neyi halledecekler? Selahattin Demirtaş gelsin, konuşsun. Kendi çocuğu nerde? Dizinin dibinde. Niye susayım? Yeter artık. ‘Halkım için mücadele edeceğim’ diyor, ben de onun halkıyım. Tabii kendi çocukları Amerika’da okuyor. Benim kız kardeşim nerde? Dağ başında. Gelip derdime derman olsunlar. ‘Kızım ne derdin var?’ diye sorsunlar. Sustum yeter, ben 40 gündür bunun acısını çekiyorum. Kız kardeşimi bana getirsin. Her anne ağlıyor? Ben kardeşimi istiyorum. Onu BDP binasından götürdüler, ‘iş vereceğiz’ dediler ona. Evet bir iş verdiler dağ başında, sonsuza dek. Sonu olmayan bir iş verdiler. Bu mudur yani? Selahattin’e (Demirtaş) ve Gültan’a (Kışanak) çağrıda bulunuyorum: Senin çocuğun dizinin dibindeyse benim kız kardeşimi de getir.”
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, PKK’nın dağa kaçırdığı reşit olmayan çocukların ailelerine gönderilmesini istedi. Altan Tan, reşitliğin kanunen sınırları olduğunu, reşit olan insanların yaptıklarının kendilerini bağladığını ifade ederek, şöyle dedi: “Genç erkek veya kız, kendi iradesi ile dağa mı gider, bağa mı gider, gezmeye mi gider bu kendi bileceği iştir. Bu doğru mudur, yanlış mıdır bu da ayrı bir tartışma konusudur. Ama, reşit olmayan ve eğer iddia edildiği gibi 15- 16- 17 yaşlarındaki gençler şu veya bu şekilde dağa gitmişlerse, PKK’ya düşen bunları ailelerine iade etmektir. Veya bu şekilde gelenlerin önünü kesmektir.”
Sevim Uçakay’ın konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan AK Partili Beyaz, ailelere destek çağrısı yaparak, “İşte bu kız çocuğunun ablası gibi herkes çocuklarını istese artık bu iş bitecek. Diyarbakır ve Türkiye’ye sesleniyoruz. Gelin destek olun. Belediye binası önünde otururken, belediye başkanı var, eş başkanı var, geçerken bir merhaba bile vermiyor. Herkes bu ateşe bir su döksün” dedi. Oğlunu teröre kurban veren Oya Eronat ise, “Bir milletvekili hanımefendi, bu ailelere, ‘gurur duyun çocuklarınız dağa çıkıyor’ demiş. Ben de Nursel hanıma (Nursal Aydoğan) sesleniyorum; eğer çok gurur duyuyorsan dağa gidenlerle, bir tane kızın var onunla birlikte dağa çık. Bırakın bu çocukların peşini diyorum” şeklinde konuştu.
-Oğlu Fırat Aydın Eren’den 33 gündür haber alamadığını belirten anne Mahfuze Eren, oğlunun sağlık sorunları bulunduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Gözünde tembellik, kemiklerinde de zayıflık söz konusu. 15 yaşına kadar 12 kırığı oldu. Oğlum gelsin. Savaşmasını istemiyorum. Okusun. Hayalleri vardı. Başarılı bir öğrenciydi. Oğluma bir an önce kavuşmak istiyorum.”
-Kızı Halime Gündüz’e kavuşmak için oturma eylemini sürdüren Safiye Gündüz, kızına kavuşana kadar oturma eylemini sürdüreceğini söyledi. “Bu anne-çocuk davasıdır. Herkes el atsın” diyen Gündüz, kızını onların eline bırakmayacağını belirtti. Gündüz, kızının 15 yaşında olduğunu ifade ederek, “Onu okulundan ettiler. Bu vicdan, merhamet midir? Başbakandan, Cumhurbaşkanından destek istiyoruz” dedi.
-Saliha Tokay ise oğlu Mehmet Tokay’ın 3 yıl önce 14 yaşında kandırılarak dağa götürüldüğünü ifade ederek, oğlunun 17 yaşında olduğunu söyledi. Tokay, şunları kaydetti: “Halkın çocuklarını kandırıp götürüyorlar. Sesimizi yükseltmez, başkaldırmazsak kalan çocuklarımızı da götürecekler. Asla kabul etmiyoruz. Çocuklarımızı getirsinler. Yeter ciğerimizin yandığı. Bize destek olsunlar.”
-Ali Karaşin’in annesi Yüksel Karaşin ise oğlunun 40 gün önce dağa götürüldüğünü anlatarak, “Oğlumun başını ben yıkardım” dedi. Karaşin, gözyaşları içinde yüreğinin yandığını dile getirerek, “Bu acıya dayanamıyorum. Gözüm kapıda. Gözlerim yolda kaldı” şeklinde konuştu. Üç yaşındaki Gülbeyaz Karaşin de ağabeyini çok özlediğini, onun geri gelmesi için annesiyle her gün oturduğunu söyledi.
-Dicle Üniversitesinde okuduğu sırada dağa giden oğlu için eyleme katıldığını ifade eden Meral Çapa, “Oğluma kavuştuğum gün doğduğum gün olacak. Biz anneyiz. Anneleri niye ağlatıyorlar? Barış olsun tüm çocukları evlerine göndersinler” diye sitem etti.
-PKK’nın kaçırdığı oğlundan 3 aydır haber alamadığını anlatan anne Kevi Kan, komşusundan eylem yapıldığı bilgisini aldıktan sonra 2 gündür eyleme katıldığını söyledi.
-Zeynep Baytok, oğlu Osman’dan 18 Nisan’dan bu yana herhangi bir haber alamadığını anlatarak, çocuğuna kavuşmak istediğini söyledi. Baytok, Allah için çocuklarının gönderilmesini isteyerek, oğluna kavuştuğu gün kurban keseceğini dile getirdi.