Genellikle otopilot dendiğinde basit bir sistem gibi algılansa da aslında otopilot, oldukça karmaşık bir mühendislik ürünüdür. Birçok kişi otopilot devredeyken pilotların rolünün tamamen ortadan kalktığını düşünür. Ancak, otopilot uçakların belirli görevlerini yerine getirirken, pilotlara yardımcı olan bir sistemdir. Bu sistem günümüzde modern havacılığın temel yapı taşlarından biri hâline gelmiştir.
Otomatik pilot, ya da İngilizce adıyla autopilot uçakların hidrolik, mekanik ve elektronik sistemlerini entegre bir şekilde kullanarak belirli durumlarda kontrolünü sağlayan gelişmiş bir sistemdir. Bu sistem uçuş esnasında pilotlara yardımcı olarak hız, irtifa ve yön gibi önemli unsurları sabitlerken, uçuş planının sorunsuz bir şekilde takip edilmesini sağlar. Ancak bu sistem sanıldığı gibi tamamen bağımsız bir şekilde çalışmaz, sistemin pilotların gözetim ve kontrolüyle birlikte işlediği unutulmamalıdır.
Oto pilot, uçakların kalkış dışındaki birçok kontrol aşamasında etkin bir rol oynar. Temelde uçağın hareketini ağırlık merkezi etrafında düzenler ve uçuşu güvenlik standartlarına uygun bir biçimde yönlendirir. Uçuş öncesinde belirlenen rota bilgisi, yazılım sistemine yüklenir. Pilotun komutuyla devreye girer ve belirlenen rotaya sadık kalarak uçağın kontrolünü üstlenir. Temel işlevleri şunlardır:
Otomatik pilot, kalkıştan bir süre sonra aktif hâle getirilir ve iniş öncesinde devreden çıkar. Bununla birlikte pilotun görüş alanının kısıtlandığı veya uçuş sisteminde arıza meydana geldiği durumlarda pilotun yönlendirmesiyle çalışabilir. Oto pilotun işlevselliği ve yetki sınırları ise kullanılan uçağın modeline göre farklılık gösterebilir.
Otomatik pilot belirli yazılım ve komutlara uygun bir şekilde uçağı güvenli bir iniş yapacak şekilde yönlendirebilir. Bu özellik, "otomatik iniş sistemi" olarak adlandırılmaktadır. Bilhassa olumsuz hava koşullarında pilotun görüşü azaldığında ILS (İniş Işığı Sistemi) devreye girerek uçağın güvenli bir şekilde yere inmesine yardımcı olur.