UEFA Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe'nin Manchester United'a 4-1 mağlup olması, spor yazarlarının eleştiri konusu oldu. Sarı-Lacivertlileri en sert şekilde eleştiren isimlerin başında Erman Toroğlu geldi. Toroğlu, "Hakem çok kötüydü. Manchester sahası çamurdu. Bizim hakkımızı UEFA yedi İMZA: Aziz Yıldırım" ifadelerini kullandı.
İşte spor yazarlarının maç yorumları:
RÜŞTÜ REÇBER-HÜRRİYET
Grupta lider olarak gittiği Manchester’da beklentilerin altında kalan bir Fenerbahçe izledik dün akşam. Aslında alınacak olan bir puan gruptan çıkma adına çok önemli olacaktı. Bence asıl önemli olan ise alınacak puanla takımın içinde bulunduğu buhranlı ortamdan sıyrılacak olmasıydı.
Dün Fenerbahçe sahada ilk penaltı pozisyonuna kadar son derece doğru bir şekilde hareket etti. Baktığımızda iki kontrolsüz ve dengesiz hareketin penaltıya sebebiyet vermesi, akabinde çıkarken kaptırılan topun gol olması, oyun olarak Fenerbahçe’yi kötü oynamadan çok farklı bir duruma düşürdü.
MEHMET DEMİRKOL-FANATİK
Fenerbahçe’nin tarihte kötü sezonları ve kadroları oldu. Ancak bu kadar topla ilişkisi zayıf, düşük kaliteli, dengesiz bir oyuncu grubunu hatırlamıyorum. Birer birer belki hiçbirine hayır demezsiniz, ancak birlikte bir takım olmaları futbol tarihinin en büyük mühendislik hatalarından biri.
Yapılan iki penaltının bu seviyede açıklaması yok. Kjaer’in de, Şener’in de hareketleri akıl almaz amatörlükler. Kalesinde şut görmeden iki saçma penaltı golü yemek bu kalite seviyesinde bir takımın altından kalkabileceği bir hal değil. Fenerbahçe’nin ilk yarıda bulduğu yegane pozisyonda ara pası atan Topal şutu çeken Souza. Ancak iki ön stoperiyle pozisyona girebildi Fenerbahçe. Anlayın artık.
UĞUR MELEKE-HÜRRİYET
İKİ gecede aleyhimize 4 penaltı düdüğü çalındı Avrupa’da. Bence kararlar doğru, hakemler Bastien ve Karasev’i tebrik etmek gerek. Ancak bu 4 penaltıyı doğru analiz etmek gerek, çünkü ülke futbolunun önemli problemlerinden birine işaret ediyor ikisi.
Fabri’nin Mertens’e hareketine diyecek bir şey yok. Kjaer’in de dengesi, Mata’nın bileğine bastığı için bozuldu. Ancak Caner’in Mertens’e, Şener’in de Lingard’a yaptığı penaltılar derslik. Caner ve Şener, milli takımımızın iki as beki. Ve her ikisi de muhtemelen iki gecedir yaptıkları penaltıların yanlış karar olduğunu düşünüyorlar. Caner çekiyor-bırakıyor, Şener hafifçe itiyor rakibini. Ve bu hareketlere maalesef Türkiye’de penaltı çalınmıyor, Avrupa’da çalınıyor. Doğrusu da çalınması zaten. Çünkü bir pozisyon ceza alanı dışında faulse, içinde de fauldür. “Penaltı, penaltı gibi olacak abi” saçmalığı, sadece Türkiye’ye özgü.
GÜNTEKİN ONAY-NTV SPOR
F.BAHÇE’NİN dün gece Old Trafford’da sahaya çıkan 2 stoperli, önlerinde 2 stoper özellikli ve 1 defansif orta sahadan oluşan kadrosu ne yapabilirdi? Direnebilirdi. Savaşıp gol yemeden oyunu tutabilirdi. Ancak başka da bir şey yapamazdı. Bu takım hücum yapamazdı. Pas yapamazdı. Topa sahip olamazdı. Yapamadı da. Peki direnebildi mi? Savaştı mı? Hayır.
PRES yapmayan, tempo yapmayan Manchester United 48’de terlemeden 4-0’ı buldu. Ardından da rakibin izin verdiği ölçülerde oynayan bir F.Bahçe izledik. Kaybetmeyi kabul etmiş sadece daha fazla fark yememek için uğraşan ve olursa da bir şeref sayısı arayan bir F.Bahçe…
ILGAZ ÇINAR-AMK
Manchester United ilk düdükten itibaren ‘Oyunun patronu benim ve tempoyu istedigim gibi ayarlarım' mesajını Fenerbahçe'ye çok net iletti. Pas merkez üssünü Fenerbahçe'nin merkezi olarak belirleyip, orta hafif tempoda oyunu yönlendirirlerken, hızlarını sadece kaptırılan topları geri kazanmak icin kat ettikleri kısa mesafede yükselttiler. Bu tempo ayarı bile Advocaat'ın oyun planını sarsmaya yetti de arttı.
Sıkıntı, kazanılan topların daha çabuk bir sürede rakibe altın tepside sunulmasıydı. Aslında mevcut kadroya göre, Advocaat'ın selefinin denediği ve oyuncuların tecrübe ettiği bir formasyon vardı; üçlü savunma. Manchester,Watford deplasmanında 3-1 kaybederken rakibi Watford üçlü savunma ile sahaya çıkmış ve sahayı Mourinho'nun öğrencilerine dar etmişti. Advocaat'ın hatası, kadro eksikliğine rağmen inandığı kurguda inat etmesi oldu. Genellemek gerekirse bu mağlubiyetten ziyade, üzerinde düşünülmesi gereken başka sorunlar var.
ERMAN TOROĞLU - SABAH
Bir gece evvel Beşiktaş'ı seyrediyorsunuz, bir gece sonra F.Bahçe'yi seyrediyorsunuz. Beşiktaş da mağlup olabilirdi. F.Bahçe de belki tesadüfen kazanabilirdi. Ama iki takım arasındaki futbola baktığınızda birinden keyif aldık. Beşiktaş'tan... Niye şahsiyetli bir futbol oynadılar. Mağlup olurlar mıydı? Olurlardı... Fenerbahçe'ye bakıyorsunuz. Ne oynadı? Futbol mu? Hayır. Top mu oynadı? O da hayır. Peki ne oynadı?
Bugün beyanatları duyarsınız; "Hakem çok kötüydü. Manchester sahası çamurdu. Bizim hakkımızı UEFA yedi" İMZA: Aziz Yıldırım."Mourinho son maçtan 7 futbolcuyu oynatmadı, İbrahimovic yoktu.Ama F.Bahçe yönetimi. "Niye bize karşı İbrahimovic'i oynatmadın. Bizi aşağıladın ey Mourinho" da diyebilir.
RIDVAN DİLMEN-SABAH
Karşılaşmanın 55. dakikasında Yasemin kardeşim beni aradı; "Hocam yazıyı yazalım mı?" dedi... Yasemin için o dakikada maç bitmişti... Aslında sadece onun için değil 45. dakikada atılan 3. golden sonra tribünler, televizyon başındakiler, gazetedekiler, saha içindeki oyuncular, teknik direktörler, hakemler kısaca futbolla ilgili kim varsa herkes için bu maç bitmişti. Acı olan da skor değil zaten, acı olan bu durum...Zor bir periyoda giren Manchester United, 3. golden sonra Premier Lig'de Chelsea ile yapacağı maçı oynamaya başladı.
Hoca ve oyuncuların kafasında bu maç vardı. Karşılaşmayı da bu yüzden antrenman maçına çevirdiler. Bu da acı.4-0'dan 4-1'e gelen prestij golünü tüm Manchesterliler alkışladı. Maç 0-0'ken atılsa alkışlarlar mıydı acaba? İşte bu da acı.90 dakikayı Manchester United sıfır, Fenerbahçe tek sarı kartla bitirdi; bu da acı... Yani sıfır reaksiyon. Rakip de kartlık faul yapmamış, Fenerbahçe kartlık faul yapmadığı gibi itiraz da etmemiş. Yani isyan da yok... Bu da başka bir acı.