Fenerbahçe Kulübünün yüksek divan kurulu toplantısında konuşan Uğur Dündar flaş ifadeler kullandı. Son yıllarda görülen en sert açıklamalardan birini yapan Dündar, "2011 şampiyonluk kupamız, suikast girişimine uğrayan takım otobüsümüzün camındaki kurşun izlerindedir. 2011 şampiyonluk kupamız ,“Ne şikesi, memleket elden gidiyor” diyerek Cumhuriyeti ve vatanı kurtarmak için zindanların kör karanlıklarından Türkiye’ye umut ışıkları saçan ve FETÖ’ye karşı en büyük direnişi başlatan efsanevi Başkanımız Aziz Yıldırım’ın Metris zindanının duvarlarında bıraktığı silinmez izlerdir." ifadelerini kullandığı açıklama sosyal medyada gündem oldu.
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar’ın, Yüksek Divan Kurulu Nisan Ayı Olağan Toplantısı’nda yaptığı konuşma aşağıdaki gibidir:
“Yüksek Divan Kurulu toplantımızın camiamıza hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca şahsıma, Başkan Yardımcımız Sayın Mithat Yenigün, Sekreterimiz Sayın İsmail Tepecik, Yazmanlarımız Sayın Elizabet Uğurlu ve Sayın Didem Üretmen’den oluşan heyetimize gösterdiğiniz teveccühe çok teşekkür ediyor, ilgi ve güveninize layık olabilmek için tüm gücümüzle çalışacağımıza söz veriyorum.
Yüksek Divan Kurulunun çok değerli üyeleri; hepimizin bildiği gibi, büyük olmak, daha da ötesi hep büyük kalmak, meşakkatlidir. Camiamız tarihi boyunca bunu defalarca deneyimlemiş; girdiği tüm badirelerden alnının akıyla çıkmasını bilmiştir. Çünkü Fenerbahçe’nin ruhunda, özünde, karakterinde yılgınlığa ve teslimiyete asla yer yoktur. Çok iyi biliyoruz ki; bundan önce olduğu gibi bundan sonra da camiamız her türlü tahrik girişimlerine, hedef göstermelere, engellemelere ve saldırılara maruz kalacaktır.
Dünkü başarılı basın toplantısında Sayın Başkanımız Ali Koç’un da altını çizerek vurguladığı gibi; bu girişimlerde bulunanlar ve bulunmaya tevessül edecekler şunu çok iyi bilmeliler ki; Fenerbahçe bundan böyle her türlü saldırıya karşı birlik ve bütünlük içinde kararlılıkla mücadele edecek ve bu mücadeleden de yine alnının akıyla güçlenerek çıkacaktır.
Fenerbahçe camiasının çok değerli üyeleri, geçtiğimiz günlerde camiamıza karşı büyük bir provokasyon sergilenerek şanlı 2010-2011 sezonu şampiyonluk kupamız sorgulanmak istenmiş ve kulübümüzün simgesi gafillerce bir tüfek namlusunun ucuna yerleştirilerek, bir anlamda takım otobüsümüzün kurşunlanmasının azmettiricileri işaret edilmiştir.
Yüksek müsaadelerinizle merak edenler için kupamızın nasıl alındığını ve şimdi nerede olduğunu kısaca hatırlatmak istiyorum.
Kupamız, hain FETÖ’nün kumpasına uğramış takımına moral vermek için 10 Temmuz 2011 günü, en zor şartlarda Topuk Yaylasına varan ve antrenman sahasını dolduran, stadyuma çeviren Fenerbahçe taraftarının alın terindedir.
Şaşkınlık içinde olup bitenleri izleyen ve dağılmak yerine birbirine kenetlenen futbolcularımızın çok değerli emeklerindedir, gözyaşlarındadır.
O kalabalığın içinde tekerlekli sandalyesinden, unutulmaz bir duruş sergileyip mesleğini bırakmayı bile göze alan Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman’a seslenerek “Durum o kadar kötüydü ki, gelmem gerektiğini hissettim. Arkanızdayız Hocam” diyen engelli taraftarımız Halil Taşkın Yılmaz’ın yüreğindedir.
2011 şampiyonluk kupamız, suikast girişimine uğrayan takım otobüsümüzün camındaki kurşun izlerindedir.
2011 şampiyonluk kupamız ,“Ne şikesi, memleket elden gidiyor” diyerek Cumhuriyeti ve vatanı kurtarmak için zindanların kör karanlıklarından Türkiye’ye umut ışıkları saçan ve FETÖ’ye karşı en büyük direnişi başlatan efsanevi Başkanımız Aziz Yıldırım’ın Metris zindanının duvarlarında bıraktığı silinmez izlerdir.
2011 sezonu şampiyonluk kupamız, kumpasın ilk gününden sonuna kadar eğilip bükülmeyen, göğsünü camiasına ve tutsak yol arkadaşlarına siper eden, dağlarına bahar gelmesi için direnen, Fenerbahçe geleceğinin en büyük başkanı olmasını dilediğimiz Sayın Ali Koç’un ve kader birliği yaptığı yönetici arkadaşlarının dik duruşundadır.
2011 sezonu kupamız, Sayın Yasemin Merçil’in önderliğinde Şükrü Saracoğlu’nun tribünlerini doldurarak neşede ve tasada, kederde ve sevinçte bir ve bütün olmanın muhteşem örneğini tüm dünyaya gösteren kadın taraftarlarımızdadır.
2011 sezonu şampiyonluk kupamız, kulübümüzün 6 Mart 2021 tarihinde tescili için başvuruda bulunduğu ve göğsümüze anamızın ak sütü gibi helal 5 yıldızı koymamızı sağlayacak şanlı 28 şampiyonluk kupasıyla birlikte buradadır, yüksek huzurlarınızdadır…
Bunlar sadece şampiyonluk kupaları değil, sahalardan, tribünlerden, meydanlardan, zindanlardan, ödenmiş büyük bedellerden taşan birer şeref madalyasıdır.
Sayın Başkan, Sayın Yönetim Kurulu Üyeleri, Büyük Fenerbahçe’nin çok kıymetli Yüksek Divan Kurulu üyeleri; duruşunuzla, kimliğinizle, Fenerbahçeliliğinizle, her türlü badire ve kumpasa karşı gösterdiğiniz emsalsiz direnç ve dirayetinizle ne kadar övünseniz azdır.
Sizler ki; en az 25 yıllık Fenerbahçelilik tecrübenizle, taraftarımızdan sporcularımıza, malzemecilerimizden nizamiyedeki güvenlik görevlisine kadar tüm Fenerbahçelilere yol göstermiş, fırtınalardan sonra nasıl ayağa kalkılacağını anlatmış şaşmaz birer pusulasınız…
Evet sizler, 104 yıl önce Milli Mücadeleye başlarken kulübümüzü ziyaret eden en büyük Fenerbahçeli Gazi Mustafa Kemal’in temsilcilerisiniz… Bilhassa son 10 yıldır yaşadığımız süreçte köklerimizden aldığınız güçle ortaya koyduğunuz vakur duruş, büyük Fenerbahçe tarihine bırakacağınız en büyük övünç kaynağınızdır.
Fenerbahçe’nin değerli senatosu, son zamanlarda camiamıza yapılan çirkin saldırı ve provokasyonlara karşı kulübümüz, sizlerin öncülük ve rehberliğinde 3 Temmuz kumpasında ortaya koyduğu güçlü, diri ve cesur duruşunu yeniden sergilemiştir. Avukatlarımız, derneklerimiz, Fenerbahçemize gönül veren sivil toplum kuruluşları ve taraftarlarımız harekete geçmiş ve Sayın Başkanımız Ali Koç’un vurguladığı gibi genlerindeki 3 Temmuz ruhunu yeniden canlandırmıştır.
Bu vesileyle hepinizin huzurunda kararlılıkla belirtmek isterim ki, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu, büyük Fenerbahçemizin çıkarları doğrultusunda Başkanımız Sayın Ali Koç ve yönetimiyle uyum içinde çalışacak, yönetimimizin yanında duracak, camiamızın bu tür saldırılardan güçlenerek çıkması için elinden geleni ardına koymayacaktır.
İnanıyorum ki biz hep birlikte geçmişimizi unutmadan ileriye bakacak, özellikle Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız önümüzdeki sezonda tüm engelleme çabalarını bertaraf ederek zaferden zafere koşacak ve müzemizi görkemli 100. yıl kupalarıyla taçlandıracağız.
Omuz omuza verdiğimizde hayal edip de gerçekleştiremeyeceğimiz hiçbir hedefin kalmayacağını hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Büyük Fenerbahçe’ye, yılmaz taraftarına, yönetimine ve sporcularımıza inancımız tamdır. Yeni dönemin ilk Yüksek Divan Kurulu toplantısının camiamıza hayırlı olmasını ve Futbol Takımımızın yarınki Beşiktaş derbisinden zaferle dönmesini diliyor, kadın taraftarlarımızın anneler gününü şimdiden kutluyorum.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,
Yaşasın Fenerbahçe…"