Ülkede işgalin getirdiği yıkımın yanında önemli bir risk de taşınabilir kültür varlıklarının yasadışı ticaretine uygun bir ortamın oluşmuş olması. Durumu değerlendiren UNESCO “insanlığın mirasının tehlikede” şeklinde bir açıklama yaptı. Şu ana kadar ulaşan bilgiler ışığında çok sayıda dini mekan ve tarihi bina Ukrayna’da zarar gördüğü ifade ediliyor. Sviatohirsk Mağara Manastırı’nın ağır hasar gördüğü, Mariupol Drama Tiyatrosu’nun bütünüyle yıkıldığı söylenmektedir.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Meriç Kılınç'a göre; Kiev yakınında bulunan İvankiv Yerel Tarih Müzesi ve müzenin Ukrayna halk sanatı koleksiyonun Rusya tarafından tahrip edildiği iddiası ayrıca kaygı vericidir.
Dünya savaşlarının kentlerde ve kültürde yarattığı büyük tahribatın bir sonucu olarak; uluslararası toplumun bu alanı hukuk güvencesi altına almak için çeşitli işbirliklerine imza attığını görüyoruz. Rusya’nın da tarafı olduğu 1. ve 2. Lahey sözleşmeleri imzacı devletlere savaş sırasında kültürel miras alanlarının korunması ile ilgili çeşitli sorumluluklar yüklüyor.
Ukrayna devleti taşınabilir kültür varlıklarını tahliye etmek için büyük çabalar gösterse de taşınmaz nitelikteki eserler üzerindeki tehdit her geçen gün büyüyor. Bu tehdit yalnızca bombalara hedef olan anıtların üzerinde değil. Putin’in Ukrayna’nın kendine ait bir ulusal kimliğe sahip olmadığı yönündeki açıklamaları ülkedeki somut olmayan kültürel miras ve ona dair izlerin de hedef olabileceğine ilişkin kaygıları perçinliyor.
Savaş süreçlerinde acil öneme sahip insani ve askeri konular ülkelerin ve vatandaşların gündeminde önemli yer tutarken, kültürel konular göz ardı edilebiliyor. Ancak geçmiş nesillerin bir emaneti olarak kültürel miras, yok edildiğinde geri kazanımı çoğu zaman olanaksız olduğu özel bir önem teşkil ediyor. Ukrayna’da savunmasız kültürel varlıklarını işaretlemek için kullanılan Mavi Kalkan gibi uygulamaları yaygınlaştırmanın, uluslararası toplumun, yetkililerin dikkatini bu konuya çekmenin tam zamanı.