Yalova henüz ilçeyken o dönemde Yalovalılar'dan büyük ilgi görüp parlamentoya gittiğini anlatan Cem, "Yalova'yı her zaman sevdim. Dışişleri Bakanı olduğum dönemde, deprem yaralarının sarılabilmesi için 600 milyonu Arap, 300 milyon doları da İspanya'dan olmak üzere toplam 900 milyon dolar kredi bulmuştum. Anımsadığım kadarıyla bu kredinin sadece 30 bin doları kullanıldı. Bu kredinin geri kalanının neden kullanılmadığını ise bilmiyorum. Kredi bulduğum ülkelerin dışişleri bakanları ile zaman zaman karşılaştığımda, bunun sıkıntısını yaşadım. Çünkü biz bu kredileri kullanacak projeleri bir türlü üretememişiz. Türkiye'nin öncelikle ciddiyete ihtiyacı var. Böyle ülke yönetilmez. Artık ülke yönetiminde bir ciddiyet lazımdır. Dünyanın hiçbir yerinde bizim alıştığımız gibi ciddiyetsiz yönetimler kalmadı" diye konuştu.
Hükümetin dışarıdan bulduğu kredileri hırsızlara kaptırdığını ileri süren Cem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"DOLARLARI HIRSIZLARA KAPTIRIYORUZ"
"Bir yandan kaynak arıyoruz. Öte yandan milyarlarca doları hırsızlara kaptırıyoruz. Milyarlarca doları da hiçbir işe yaramayan barajlara ve havaalanlarına harcıyoruz. Artık böyle bağırma, çağırma dönemi geçti. Tuluat kampanyasının aktörleri, aktristleri gibi ortalıklara çıkıp bağırma, çağırma dönemi değil. Böyle ülke yönetilmez. Biz YTP olarak Türkiye'yi ciddi yöneteceğiz. Boş konuşmuyoruz. Bizim sadece birkaç konuda vaadimiz var. En önemlisi, biz iktidara gelince, gayri ciddi liderlerin söylediği gibi, Türkiye'yi seçimin ertesi günü düzeltmeyi vaat etmiyoruz. Ama bizim iktidara geldiğimiz günün ertesinde, bir şeylerin yavaş yavaş düzelmeye başladığını göreceksiniz. Bu dönemde ciddi bir teşvik ortamının hayata geçirildiğine şahit olacaksınız. Bu bir sözdür. Ekonomiden sonra en önem verdiğimiz konu eğitim. Hiçbir çocuğumuz, eğitimin hiçbir kademesinde, anne - babasının dar gelirli olması sebebiyle eğitimden dışlanmayacak."
Bazı siyasetçilerin ülkeyi öfke ortamına çekmeye çalıştığına dikkat çeken Cem, Irak'a yapılması düşünülen operasyonu da macera olarak nitelendirdi. Cem, Türkiye'nin kendi içinde barışık, dışarıda ise maceraya kalkışmayan bir şekilde yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Daha sonra partililer tarafından halka dağıtılan lokma tatlısından yiyen Cem, seçim sloganlarının "Tatlı yiyelim, tatlı siyaset yapalım" olduğunu vurguladı.