Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, haftaya damgasını vuran olaylarını değerlendirirken; Galatasaray, Fenerbahçe ve İlkan Karaman üçgeninde gelişen duruma ayrı bir parantez açtı.
CANLI MAÇ SONUÇLARI İÇİN TIKLAYIN
[*\ SPOR TOTO SÜPER LİG PUAN DURUMU / TIKLAYIN
**](http://iddaa.mynet.com/puandurumu?ligid=1%22)
Sarı-lacivertlileri haklı bulan Uluç, Galatasaray'ın oyuncu hakkında hiçbir hakkı olmadığını belirtti. Sarı-kırmızılıların bu transferdeki tutumunu 'şaşkınlık' olarak değerlendiren Hıncal Uluç, Ribery olayını da akıllara getirdi.
İşte kullanılan ifadeler...
PIRIL PIRIL YAKIŞTIRMASI
"Fenerbahçe'ninki anamın ak sütü gibi tertemiz, pırıl pırıl bir transferdir. Galatasaray, Basketbol Federasyonu'nun kurallarına karşı eskilerin deyişi ile hile- i şer'iyye yaptı.
Bir basketbol takımının iki oyuncusunu kiralama hakkı var. İki basketbolcusunu kiraladıktan sonra İlkan için Karşıyaka ile özel anlaşma yapılmış.
Karşıyaka'ya 'Bizim kiralama hakkımız doldu. Bunu sana ancak lisansı ile verebiliriz. Fakat biz bunu kaybetmek istemiyoruz. Size bunu kağıt üzerinde vermiş gibi yapalım ama sen seneye bize bunu iade et' denilerek gizli bir anlaşma yapılmış.
Karşıyaka verdiği sözü tutup, centilmence İlkan'ı serbest bırakıyor. Bu arada Galatasaray, İlkan ile de bir sözleşme yapmış. Bu da federasyondan gizli... Çünkü Karşıyaka'ya verdiği andan itibaren Galatasaray'ın üzerinde hiçbir hakkı yok resmen...
Türk Borçlar Hukuku derki, "Kanuna aykırı sözleşme olmaz." Yasaların, kuralların dışındaki sözleşmeler geçersiz. Türkiye Basketbol Federasyonu ve devletin tanıdığı bir tane sözleşme var. O form var, o form yoksa bunun arkasından ben gizlice sözleşme yapacağım, bu sözleşmenin geçerli olduğunu iddia edeceğim; böyle bir şey yok"
Karşıyaka, İlkan'ı serbest bıraktığı andan itibaren, İlkan bonservisi elinde özgür bir basketbolcudur. Her kulübe gidebilir. Fenerbahçe de almış...1
"ŞAPŞALLIĞA BAKAR MISIN?"
"Galatasaray sezon bittikten sonra İlkan'ı yeniden kadrosuna katabilirdi. Fenerbahçe'ye kadar beklemesi de bir ihmal olduğunu gösteriyor.
Sezon bitiyor, bitmeden evvel Karşıyaka'ya git. İlkan'la görüş; 'Arkadaş biz geçen sene aramızda bir centilmenlik anlaşması yapmıştık' de...
Şimdi o gizli anlaşma ile federasyona gidiyor Galatasaray! Şapşallığa bakar mısın! Kelimeyi aynen kullanıyorum.
'Ey Basketbol Federasyonu, biz seni kandırabilmek için bir anlaşma yapmıştık. Bu anlaşmaya bak, İlkan'ı bana ver!' Yok ya... Sen beni kandırmak için anlaşma yapacaksın, sonra bu anlaşma ile bana gelip, hak talep edeceksin!
Şike yapıyorlar, şikeye de federasyonu alet etmeye uğraşıyorlar. Bizim yaptığımız şikeyi 'onayla' diye... Bu nasıl bir ayıptır! Galatasaray'ın tarihsel şaşkınlıkları da bu... Ribery'yi de böyle kaybetmediler mi?
Galatasaray'da bu işlerle ilgilenecek bir kişi yok mu? Bilgisayarda bir alarm kurarsın. 'Karşıyaka'dan İlkan'la görüşülecek' diye yazarsın. Mayıs ayı geldiği zaman bilgisayar yazmaya başlar. 'İlkan'ı çağırın' diye... Beynin çalışmıyorsa, bilgisayara yaz. Koca Galatasaray'ın, Fenerbahçe alana kadar haberi yok. Ondan sonra Fener'e çamur atıyorlar!"
"200 BİN LİRA İÇİN..." "Galatasaray'ın Ribery'yi kaptırmasının sebebi 200 bir dolardı, İlkan'ı kaptırmasının sebebi 200 bin lira...
İlkan'ın menajeri Galatasaray'a, 'Karşıyaka ile sözleşmesi bitti. Şu anda serbest ve bu adam Brooklyn Nets tarafından 57. sıradan draft ediliyor. Draft edilmek, 'fiyatın birden patlama yapması' demek. Fenerbahçe, İlkan'a yıllık 900 bin lira teklif ediyor. 450 bin lirayı hiç olmazsa 200 bin lira artırın' diyor.
'Bizim İlkan ile 5 senelik sözleşmemiz var. Ücretini artırmamıza gerek yok' cevabı alınca da menajer 'O yaptığınız sözleşme hukuken hiçbir anlam taşımaz. Sizi uyarıyorum. Bu çocuğun 450 bin lirasına 200 bin lira ekleyin, anlaşalım' diyor ancak karşılık bulamıyor.
Galatasaray 200 bin lirayı vermemek için 'Kapı gibi sözleşmemiz var. Hiçbir yere gidemez' diyor ve İlkan 900 bin liraya Fenerbahçe'ye gidiyor. 5 yıllık sözleşmenin de 'hukuken hiçbir önem taşımadığı' uyarısının da ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor.
Aynen Ribery olayı... O 200 bin dolardı, bu 200 bin lira...
Adam uyarmış da..."