İYİ ŞİRKET VE Y KUŞAĞINDA LİDERLİK
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin 'İyi Şirket ve Y Kuşağında Liderlik' konulu oturumu, Danone sponsorluğunda, Danone Türkiye Genel Müdürü Gamze Çuhadaroğlu'nun moderatörlüğünde yapıldı. Gamze Çuhadaroğlu, "2050 yılında geldiğimizde, 10 milyar olacak bu gezeninin nüfusu. Gıdamız, tabi kaynaklarımız hiçbir şey yetmeyecek. Artık devletler bu sorunu çözmeye yetmiyor. Şirketler olarak ciddi bir adım atmak zorundayız. Yapılan anketlere göre markaların iyi şeyler yapmadığı görülüyor" diye konuştu.
Şirketlerin maddi olduğu gibi manevi amaçlarının da olması gerektiğini ifade eden Çuhadaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ulvi amaç için de çalışmalı. Bunları yapan iyi şirket oluyor. Danone bu kapsamda çok iyi işler yapan bir şirket. 1972 yılında CEO'muz, sorumluluğumuz fabrika kapısında bitmiyor diyen bir CEO'ydu. Elimizde bir manifesto var. Hepimiz buna imza attık. Her gün tüketicilerimizin sağlığı için çalışıyoruz, hem de evrenin sağlığı için çalışıyoruz. BM sürdürülebilirlik 17 tane alanından 2'sini seçmiş vaziyetteyiz. Bireylerin sağlığı için çalışacağız. Özellikle obeziteye karşı çok büyük savaş açmış durumdayız. 2020 yılında plastik şişelerimizin yüzde 25'ni geri dönüşüme alacağız. Ve su tüketimimizi yüzde 60 azaltıyor olacağız. 2050 yılında sıfır karbon emisyonu hedefimiz var. Bunun için ciddiyiz ve her gün çalışıyoruz."
Y kuşağının önemine vurgu yapan Gamze Çuhadaroğlu, "Y kuşağı nedeniyle artık şirketlerimizin oturma düzenini, eğitimini her şeyini değiştirmemiz gerekir. Bir sonraki Uludağ Zirvesi'nde 'Z' kuşağını konuşmayı umut ediyorum" dedi.
"2020'YE KADAR ŞİRKETİN TAMAMEN KENDİSİNE AİT OLACAĞI YENİ BİR TÜZEL KİŞİLİK YARATMAK İSTİYORUM"
Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul da şirket olarak kuruldukları günden beri iyi ve kalıcılık konusunda sürekli çalışma yaptıklarını söyledi. Musul, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şirketimizin değer yaratmaya devam etmesini sağlamak için yönetim yapısında sahipsizleştirmenin esas olduğu, sahiplenmenin esas olacağı yönetim yapısına geçmeye karar verdik. 2020 yılına kadar kendi üzerimizdeki ve diğer ortakların üzerindeki hisseleri alarak şirketin tamamen kendisine ait olacağı yeni bir tüzel kişilik yaratmak istiyorum. Buna göre şirketin çalışanları şirketin yarattığı değerden yüzde 40 oranında yararlanırken yüzde 60'lık oran da şirketin sürütülebilmesi için sermayesine aktarılacak. Ülkemizde ciddi bir güven sorunu var. Danimarka'nın en mutlu ülke olması tesadüf değil. Devletinin vatandaşına güvenmediği sürekli kuralların en kötüye göre dizayn edildiği, iyilerin teşvik edilmediği bir yapı. Devlet ile bürokrasi ile uyumun ene fazla olduğu ve dünyadaki tüm uluslarla ekonomik ilişkilerde en ideal ülkenin Hollanda olduğu öğrendik. Buna göre yapıyı 2020 yılına kadar bu şekilde dönüştüreceğiz."
Şirketlerinin yaklaşımlarının daha bilinir hale geldiğini de ifade eden Ahmet Musul, "Örneğin, her ofisimizde kedi vardır. Bazılarında köpek de vardır. Binayı ağaca göre şekillendiren bir ağacımız da var. İyi şirket olmak iyi insan olmaktan farklı bir şey değil" dedi.
"BİRKAÇ HAFTA ÖNCE 130 YILLIK COCA-COLA ŞİRKETİNİN MİSYONUNU DEĞİŞTİRDİK"
Coca-Cola Türkiye Kafkasya ve Orta Asya Bölüm Başkanı Galya Frayman Molinas da, iyi bir dünya için şirketlerin iyi bir etki bırakmaları gerektiğini kaydederek, "Bir şirketin var olabilmesi için, dokundukları herkes için bir değer yaratmaları gereklidir. Bir hedefin, misyonun olması önemli. Birkaç hafta önce 130 yıllık Coca-Cola şirketinin misyonunu değiştirdik. Daha Türkçeleştiremedik bile, çok yeni. 'Daha iyi bir yaşam için içecek' şirketi olarak betimledik misyonumuzu. Bakış açımız 3 tane dabulyu olarak ortaya koyduk. Bunlar; iyi olmak, su, kadın" ifadelerini kullandı.
Galya Frayman Molinas, Y kuşağının iş hayatına etkine ilişkin, "Çok önemli yönlendirmeleri var. Diyaloğu çok kuvvetli tutmaya çalışıyoruz. Bu nesil özgüveni çok yüksek ve sorguluyor" dedi.
Y Kuşağının potansiyeline vurgu yapan Galya Frayman Molinas, "Bu neslin potansiyeli çok yüksek ama büyük hayaller ile yola çıkıyorlar iş dünyasına girdiklerinde benim gördüğüm duvara çarpıyorlar. Bu nesli kaybedemeyiz. İmkan sunmamız lazım. Ellerinden tutmak çok önemli" dedi.
"30'DAN FAZLA ŞİRKETE DE 200 MİLYON LİRANIN ÜZERİNDEFİKİRLERE DESTEK OLMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Akbank Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, iyi şirket olmanın artık şirketin finansal durumu ile ilgili olmadığına vurgu yaparak, "Kültür sanat ve eğitime önem veriyoruz. Gençlere nasıl girişimci olunacağına dair eğitimler veriliyor. Biz de çorbada tuzumuz olsun diye ufak tefek finansman ile destek veriyoruz. 30'dan fazla şirkete de 200 milyon liranın üzerinde fazla değil belki ama az da olmayan bir ücretle fikirlere destek olmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
"ÇALIŞANLARIMIZA YILDA 3 GÜN SOSYAL ALAN ÇALIŞMASI İZNİ VERİYORUZ"
Şirket bünyesinde çalışanlarına yılda 3 gün sosyal sorumluluk projelerinde çalışmaları için izin verdiklerini belirten Fiba Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat Özyeğin, "Hem yöneticiler hem çalışanlar noktasında en fazla çalışan kadın oranına sahip grup olarak ön plana öne çıktık" dedi. Özyeğin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğitim en önemli odağımız. Bu konuda tüm şirketlerimizin DNA'sında bu işlemeye çalışıyoruz. Çalışanlarımızın aynı amaç doğrultusunda belli hedeflere koşmaları için sosyal sorumluluk projeleri üretmelerini istiyoruz. Sadece kendi vakıflarımız ile değil her vakıfla bunu yapmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bütün yöneticilere de öneririm, yılda 3 gün izin veriyoruz çalışanlarımıza bunu izinden saymıyoruz. O günler işe gelmeyin çalışmış sayacağız sosyal sorumluluk ile ilgili çalışın diyoruz."
"AMACA VE DAVAYA HİZMET EDEN BİR ŞİRKET OLMAK İSTEDİK"
Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Zeynep Bodur Okyay, "Kuruluş itibariyle Kale Grubu'nun insanı odak olan bir felsefesi var. Rahmetli babamdan gelen bir felsefe. İlk halka açık bir şirket. Amaca ve davaya hizmet eden bir şirket olmak istedik" dedi. Bugün bir çok alanda özü sözü bir olan şirket olma anlamında çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Zeynep Bodur Okyay, "Toplumun dönüşümü adına bir çok projeye el attık. Çalışmalarımız içinde de Y kuşağından bahsediyoruz. Sosyal sorumluluk bilincinin yükselmesini istiyoruz. Sosyal girişimcilik kavramına da önem veriyoruz bununla ilgili de bir ödül programı başlattık. Yakında açıklanacak" diye konuştu.
Y Kuşağı nedeniyle şirketlerin politikalarını değiştirmelerinin gerekebileceğini anlatan Zeynep Bodur Okyay, "Bu kuşak ile birlikte çalışmak o kadar kolay değil. Farklı disiplinlerden ve aykırı düşünenlerden beslenenler belki bunlar ile daha rahat çalışabilirler. Ben X kuşağıyım mesela onlarla da öğrenmenin yollarını da bulmalıyız. Bu kuşakta özel hayat iş dengesi de çok kritik oluyor maalesef. Esneklik politikaları öne çıkmak zorunda. Performansları da farklı sürekli geri bildirim istiyorlar. Şirketlerin politikalarını değiştirmeleri gerekebilecek" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz