HABER

Uluslararası Af Örgütü raporu açıklandı

Uluslararası Af Örgütü’nün, 50’nci yıldönümünde açıkladığı 2011 raporunda en az 98 ülkede de işkence ve kötü muamelenin olduğuna dikkat çekildi

Uluslararası Af Örgütü’nün, 50’nci yıldönümünde açıkladığı 2011 raporunda, en az 89 ülkede ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, en az 48 ülkede ‘düşünce mahkumları’ bulunduğu ve en az 98 ülkede de işkence ve kötü muamelenin olduğuna dikkat çekildi. Raporda en az 59 ülkede gerçekleşen adil olmayan yargılamalara da vurgu yapıldı. Raporda Türkiye ile ilgili “Türkiye 2010 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nda ve anayasada yapılan değişiklikler ve düzenlemeler insan haklarının geliştirilmesi açısından olumlu adımlar olsa da, gerekli köklü değişimi yaratmakta yetersiz kaldı” ifadesine yer verildi.

Uluslararası Af Örgütü 50’nci yıldönümünde 2011 yılı raporunu açıkladı. Raporda Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki özgürlük ve adalet taleplerine vurgu yapılarak “Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da gittikçe artan özgürlük ve adalet talepleri ve sosyal medyanın hızla büyümesi insan hakları değişimi için görülmemiş bir fırsattır, ama bu bıçak sırtında bir değişimdir” denildi.

-“2011’İN YALANCI GÜNDOĞUMU OLMASI ENGELLENMELİ”-

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Murat Çekiç ise yaptığı yazılı açıklamada, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşananlar konusunda “insanlar korkuyu reddediyor. Çoğu zaman gençler tarafından yönlendirilen cesaretli insanlar, kurşunların, dayakların, göz yaşartıcı gazların ve tankların karşısında dimdik ayakta duruyorlar ve seslerini yükseltiyorlar. Bu cesaret, ifade özgürlüğü ve barışçıl gösterilere yönelik hükümet baskısını ortaya çıkararak aktivistlere yardım eden yeni teknoloji ile birleşince baskıcı hükümetlere günlerinin sayılı olduğunu işaret ediyor. Fakat baskıcı güçler tarafında ciddi bir direnme söz konusu. Uluslararası toplum değişim fırsatını kullanmalı ve 2011 yılının insan hakları için yalancı bir gün doğumu olmasını engellemeli” dedi.

-“AZERBAYCAN’DAN ZİMBABVE’YE KADAR HUZURSUZLUĞUN FISILTILARI DUYULUYOR”-

Sosyal medya ağlarının hükümetlerin kontrol etmekle mücadele ettikleri yeni aktivizmi körüklerken bilgiye erişimin, iletişim araçlarının ve ağ teknolojisinin kontrolü için kritik bir savaşın yolda olduğunu da söyleyen Çekiç, Tunus ve Mısır’da görüldüğü gibi hükümetin internet erişimini engelleme veya cep telefon ağlarını kesme girişimlerinin geri tepebileceğine dikkat çekti. Çekiç şunları söyledi:

“İnsanların baskı ve yolsuzluğun sona erdirilmesine yönelik talepleri yükseldikçe Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yayılan gösteriler, özgürlük ve adalet için derin heveslerini vurguluyor ve sesini duyuramayanların sesini yükseltiyor. Tunus ve Mısır’da diktatörleri devirmekteki başarı dünyayı perçinledi. Şimdi Azerbaycan’dan Zimbabve’ye kadar huzursuzluğun fısıltıları duyuluyor. Zorbalığa göğüs germenin yeni bir çözüme ve insan hakları mücadelesinin yeni dijital sınırlara ulaşmasına rağmen, ifade özgürlüğü tüm dünyada hala saldırılara maruz kalıyor. Libya, Suriye, Bahreyn ve Yemen’deki hükümetler iktidarda kalabilmek için barışçıl göstericileri öldürme, sakatlama veya dövme isteğini gösterdiler. Diktatörlerin devrildiği yerlerde bile onları destekleyen kurumların hala tasfiye edilmesi gerekiyor. Aktivistlerin daha çok işi var. Azerbaycan, Çin ve İran gibi baskıcı hükümetler kendi ülkelerinde benzer devrimlerin yaşanmasını engellemeye çalışıyorlar."

-“EN AZ 98 ÜLKEDE İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE VAR”-

Af Örgütü’nün 2011 raporunun en az 89 ülkede ifade özgürlüğünün kısıtlandığını, en az 48 ülkede düşünce mahkumlarının bulunduğunu ve yine en az 98 ülkede işkence ve diğer kötü muamelelerinin varlığını belgelediğini ve en az 54 ülkede gerçekleşen adil olmayan yargılamaların olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Çekiç, Raporda yer alan Türkiye ile ilgili bölüme de dikkat çekti. Çekiç, “Türkiye’de ise 2010 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nda ve anayasada yapılan değişiklikler ve düzenlemeler insan haklarının geliştirilmesi açısından olumlu adımlar olsa da, gerekli köklü değişimi yaratmakta yetersiz kaldı. İfade özgürlüğü hakkını çiğneyen cezai kovuşturmalar devam etti ve önerilen bağımsız insan hakları mekanizmaları kurulmadı. İşkence ve diğer kötü muamele haberleri gelmeye devam etti ve kolluk kuvvetlerine yönelik soruşturma ve kovuşturmalar etkisiz kaldı. Terörle mücadele yasaları kapsamında bir dizi adil olmayan yargılama yapıldı. Bombalı saldırılar sivillerin ölümüne neden oldu. Vicdani retçi, lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transseksüel, mülteci ve sığınmacıların hakları yasalarla güvence altına alınmadı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde ancak asgari düzeyde bir ilerleme görüldü” dedi.

Uluslararası Af Örgütü’nün 50 yılında bir insan hakları devrimi yaşandığını ifade eden Çekiç, “Adalet, özgürlük ve insan onuru talepleri her gün daha da güçlenen küresel bir talebe dönüştü. Cin lambadan çıktı ve baskıcı güçler onu tekrardan lambaya sokamazlar."(ANKA)

En Çok Aranan Haberler