Uluslararası Kamu Yönetimi Sempozyumu'nun (KAYSEM) 12'ncisi Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ev sahipliğinde başladı.
Kırıkkale Valisi Mehmet İlker Haktankaçmaz, KKÜ Hukuk Fakültesi Kocatepe Konferans Salonu'ndaki açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin yoktan var edilmediğini belirterek, özellikle bürokratik gelenekleri, yönetim kültürü ve hatta birtakım korkuları bakımından Osmanlı'dan bir bürokratik mirası devraldığını söyledi.
Bugünkü Türkiye'nin "bürokratik sorunlarına, hastalıklarına" bakarken o dönemi de incelemenin doğru sonuçlar vermesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Haktankaçmaz, şunları kaydetti:
"Eğer kamu yönetimini bugünkü sorunların üstesinden gelip hızlı hareket edebilen, sorunlara anında cevap verebilen bir yapıya kavuşmak istiyorsak bir, yüksek ücret ödeyeceği iki, işini kaybetme korkusu ve gelecek kaygısı olacak. Yani hakkını vereceksiniz kamu personeline ama iş garantisi de olmayacak. Kaybetme korkusu olacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle bazı ofis ve kurullar kuruldu. Şöyle bir öneride bulunmak istiyorum; Türkiye'de kamu bürokrasisinin tamamından sorumlu bir birim olmalı. Bunu bazen bazı kurumlar yaptı ama sürekli olarak idareyi gözetim altında tutacak, aksayan yönlerini tespit edecek ve düzeltici önlemler alacak, vatandaşlardan gelen önerileri değerlendirecek yapılanma eksikliğini hep hissettim."
Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Uğur Ömürgönülşen de zaman içerisinde hem dünyada hem de Türkiye'de kent ve kır karşıtlığının yavaş yavaş hem mekansal hem de ekonomik ve sosyolojik anlamda giderek kapandığını aktardı.
Kentli nüfusun çok fazla arttığını ve kırsal nüfusun ise azalmakta olduğunu anlatan Ömürgönülşen, şöyle konuştu:
"Kırsalda kalanlar da eskisinden daha farklı olarak yaşama şekilleri, kullanılan teknolojik ürünler, üretim yöntemleri itibarıyla giderek kentteki hayata benzemekte. Bundan 70-80 yıl önceki kır bugün tam anlamıyla mevcut değil. Diğer yandan kent büyüyor ve kırsal alanları da içerisine katıyor. Böylelikle çok farklı bir yapılanma ortaya çıkıyor. Kent ve kır ayrımının ortadan kalkmaya başladığı ve bunların birbirine iyice yaklaştığı yorumu belli açılardan faydalı olabilir ama bunun tümüyle ortadan kalktığını savunmak başka bir sorun yaratır çünkü ülkemizde kırsal kesim hala mevcudiyetini koruyor. 6360 sayılı kanunla birlikte kentleşme oranımız yüzde 92'ye çıktı diye biz gerçek anlamda kentli bir nüfusa sahip olduğumuzu söyleyemeyiz. Belki yüzde 70-80'lerde. Hala kentlerde yaşayan bazı vatandaşlarımızın kırlarla bağlantısı var. O yüzden bu kır-kent ilişkisinde farklılık, ayrışma ve benzerlikler noktasında dikkatli olmalıyız."
İstanbul Aydın Üniversitesinden Prof. Dr. Eyüp Günay İsbir ise "Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle dönüşüm sürecine girmiş vaziyette. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yeni bir sistem ve idari yapımızı şekillendirmeye başladı. Kurulan çeşitli kurullar ve ofislerle idari yapımızda merkezi hükümet açısından önemli değişiklikler var." diye konuştu.
İki gün sürecek, 5 ülke ile Türkiye'de bulunan 67 üniversiteden 210 akademisyenin katıldığı sempozyumun ana teması "Türkiye’de Toplum, Yerleşim ve Yönetim Tartışmaları" olarak belirlendi.