Uluslararası Kınalızade Ailesi Sempozyumu

Isparta'da düzenlenen "Uluslararası Kınalızade Ailesi Sempozyumu"na 5 ülkedeki üniversitelerden 45 öğretim üyesi katılıyor.

Isparta Valisi Memduh Oğuz, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, sempozyumun Isparta'da düzenlenmesinden büyük mutluluk duyduğunu, programın ışık tutucu, aydınlatıcı ilahi bir çalışma olduğunu söyledi.

"Peygamber kokusu" gülün dünyadaki başkentinin Isparta olduğunu ifade eden Oğuz, "Dünyada gül yağı ihtiyacının yüzde 65'i Isparta'da üretiliyor. Etkili bir kokusu olan gül türünün Isparta'da olması da manevi bir işarettir" dedi.

Isparta'nın, "alimlerin harman olduğu bir kent" olduğunu ifade eden Oğuz, "Biz hadiselerin, tabiat olaylarının hiçbirinin tesadüf olmadığını, bunlardan bir anlam çıkarılması gerektiğini düşünürüz. Bu şehrin istikameti ilim olmalı, ilim şehri unvanı almalı. Bu sempozyum da bizim açımızdan ışık tutucu yolumuzu aydınlatıcı ilmi bir çalışmadır" dedi.

SDÜ'nün Türkiye'nin en iddialı, en hızlı gelişen üniversitelerinden olduğuna işaret eden Oğuz, Isparta'nın ilim şehri olmasında SDÜ'nün büyük bir yük üstlendiğini dile getirdi.

-Diğer konuşmacılar-

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ise, Uluslararası Kınalızade Ailesi Sempozyumu'na önem verdiklerini vurgulayarak, "Biz kendimizle buluşma noktasına geldik. Bizi biz yapan değerleri ortaya çıkarmaya başladık. 1510'lu yılların dünyasına baktığımızda, dünyada ışıl ışıl yanan birer ahlak abidesi olan değerlerimizle, Ebu Suud'umuz ile, Kınalızade'nin bakış açısıyla yeniden buluşuyoruz. Isparta'nın zenginliklerini tekrar keşfediyoruz. Bunlar birer başlangıç. Bizim vizyonumuz uluslararası bir vizyon" diye konuştu.

Kınalızade Ali Efendi'nin ahlak veya siyaset felsefesi konusunda çağları aşan bir bakış açısına sahip olduğunu vurgulayan İbicioğlu, toplumdaki ahlak bilimcilerin ve yönetimin birer parçası olabilecek insanların kendi değerleriyle yoğrulmuş bireylerden oluşması gerektiğini söyledi.

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Talip Türcan da, Osmanlı ilim geleneğinde önemli bir yere sahip olan Kınalızade ailesinin dededen toruna devam eden bir süreçte ilim ve edebiyat dünyasına önemli katkılarda bulunduklarını kaydetti.

İnsanın düşünme ve akıl yürütme yeteneğine sahip olan tek varlık olduğuna dikkati çeken Türcan, şöyle konuştu:

"İnsana türünün öteki bireylerinden ayrı ve tek başına yaşama tabiatı verilmemiştir. Toplu yaşama hali insanların yapılarının emrettiği bir zorunluluktur. İnsanları toplu halde yaşamaya mecbur kılan ihtiyaçlarının karşılanması, ancak onların birbirleriyle ilişki içine girmeleri sayesinde mümkün olmaktadır. Toplumsal ilişkileri düzenleyen kuralların en önemlilerinden birisi ahlaktır. Bütün insanlık yüksek ahlaki değerleri nübüvvet geleneğine borçludur."

Konuşmalarının ardından İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin çalışmalarından oluşan Türk İslam Sanatları Sergisi, ziyarete açıldı.

Üniversitede 10 oturum halinde 3 gün sürecek Uluslararası Kınalızade Ailesi Sempozyumu'na ABD, Almanya, Fas, Tunus ve Türkiye'deki üniversitelerden 45 öğretim üyesi katılıyor. Sempozyumda "Kınalızadenin Eserleri ve Ailesi", "Edebiyat ve Şiir", "Literatürde Kınazade ve Felsefe", "Din ve Felsefe İlişkisi", "Toplum ve Devlet Felsefesi", "Dini İlimler" ve "Etkiler" başlıklarıyla sunumlar yapılacak.