Uluslararası Necip Fazıl Kısakürek Sempozyumu Başladı

Büyük şair ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 30. yılında Kahramanmaraş’ta düzenlenen bir dizi etkinlikle anılıyor.

Necip Fazıl'ı Anma Etkinlikleri kapsamında düezenlenen, 'Uluslararası Necip Fazıl Kısakürek Sempozyumu', Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Avşar Yerleşkesi'nde başladı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kahramanmaraş Valiliği, Kahramanmaraş Belediyesi ve KSÜ işbirliğiyle gerçekleşen sempozyuma Azerbaycan, Bosna Hersek, Özbekistan, Mısır, Afganistan, Kazakistan ve Türkiye’nin da aralarında bulunduğu 7 ülkede faaliyet gösteren 42 üniversiteden 82 akademisyen katıldı. Sempozyumun ilk gününde, 'Necip Fazıl'ın Şiir ve Şairliği, Necip Fazıl Fikir ve Mücadele, Necip Fazıl’ın Şiirlerinin Kaynakları' gibi konular ele alındı.

Sempozyumun açılışında konuşan Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Turan Karataş, Necip Fazıl’ın, keskin zekasıyla ortaya koyduğu eserleri rakiplerinin bile kıskandığını belirterek sempozyum süresince usta kalem savaşçısının bilinmeyen yönlerinin ele alınacağını söyledi.

Mensubu olduğum kurum ve üniversitelerin bir takım korkularından geçmiş dönem reflekslerinden ve ikbal endişelerinden kurtulmak durumunda olduğunu aktaran Karataş, “Bize görkemli bir medeniyet armağan eden bütün düşünürleri sanatçıları, arifleri, alimleri, velileri anmak, anlamak ve anlatmak görevimizdir. Necip Fazıl gibi ona en uzak noktada görünen Şeyh Bedrettin’i, Pir Sultanı, Nazım Hikmeti, Aşık Mahsuni’yi de tanımak, doğruca tanıtmak öz görevlerimiz arasında olmalıdır.” dedi.

Bu ülkenin yetiştirdiği değerlere sahip çıkmak gerektiğini ifade eden Karataş, “Türk, Kürt, dindar, dinsiz, ilerici, gerici diyerek basit kalıplarla değerleri dışlamak yerine, bu toprağa fidan diken, yetiştirdiği gül de olsa alıç da olsa heybemize bir ürün koyan, fikir ve haysiyet sahibi millet evlatlarını anlamaya çalışmak zorundayız. Anlamadan tanış olamaz, kıymet bilemeyiz. Dışımızda zannettiğimiz insanlara boş yere düşmanlık eder dururuz. Ülkemizin bilim ve sanat alanında da bir dirilişe, ivazsız, garazsız bir dostluğa, şiddetle ihtiyacı vardır.” diye konuştu.

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin ise Necip Fazıl’ın, Türk Dil Dergisi'nde ayrılan özel bir bölümle anıldığını hatırlatarak, “Bugün bir sanatkarımızı hatırlatmak için buradayız. Bilgi, aydınlanmanın, şiir, şuurlanmanın bir eseridir. Bilgi, tecrübeyle elde edilir, şiir, terbiyeyle beslenir. Sanat, bilginin, şiir, şuurun dışa vurmasıdır. İncesini ipe, kalınını sapa dizemeyen, ipsiz sapsız söz söyleyene şuursuz denilmez de ne denir? Dile getirenler olmasaydı, dil dile gelmezdi. Dili kullanan yaşatır, kullanmayan aksatır. Hikmetin pınarı şairlik ile dahilik içte böyle içiçedir.”

Sempozyuma konuşmacı olarak katılan öykü ve deneme yazarı Rasim Özdenören ise Necip Fazıl Kısakürek’in Türk edebiyat tarihinde heceyi kentlileştirmesiyle öne çıktığını, üstada kadar geçen zamanda, Türk şirinin halk şiiri olarak geliştiğini kaydetti. Özdenören, “Necip Fazıl'la beraber Türk şiiri, hece vezniyle modernleşmiştir. İlk defa modernite vurgusu Necip Fazıl'ın şiirleriyle oluşmuştur.” ifadelerini kullandı.