YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Uluslararası toplum Keşmir sorununun çözümüne odaklanmıyor"

Azad Cammu Keşmir Başkanı Serdar Mesud Han: - "Uluslararası toplum, Keşmir konusunda bölgenin güvenliğiyle daha fazla ilgilendi, Keşmir'de her gün gözler önüne serilen insan hakları krizi ve Keşmir halkının kendi kaderini tayin etme hakkına odaklanmadı" - "Pakistan halkı ve devleti, barış diplomasisine yatırım yapmak ve her seviyede ikili görüşmelerde yer almak istiyor" - "Uluslararası toplum, Cammu Keşmir ve Pakistan halkının acılarını hafifletme ve Keşmir sorununa adil bir çözüm bulunmasına yardımcı olma rolünü üstlenmeli" - "Keşmir sorununun çözümünde Türk halkı ve Türkiye'nin ortaya koyduğu liderlik için minnettarız"

Azad Cammu Keşmir Başkanı Serdar Mesud Han, uluslararası toplumun Keşmir sorununun çözümüne yeterince ilgi göstermediği eleştirisinde bulunarak "Uluslararası toplum, bölgenin güvenliğiyle daha fazla ilgilendi, Keşmir'de her gün gözler önüne serilen insan hakları krizi ve Keşmir halkının kendi kaderini tayin etme hakkına odaklanmadı." dedi.

Han, Türkiye'deki temasları kapsamında Anadolu Ajansını (AA) ziyaret etti. Han ve beraberindeki heyeti, AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu ile AA Dünya Dilleri Yayın Yönetmeni Mehmet Öztürk ağırladı. Heyette, Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Sirus Seccad Gazi de yer aldı.

Azad Cammu Keşmir Başkanı Han, ziyaretin ardından, uluslararası toplumun, Keşmir sorununun çözümünde oynayacağı role ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Keşmir sorununun, 70 yıldan fazla bir süredir Pakistan ve Hindistan arasındaki askeri ve siyasi çatışmaların temel nedeni olduğunu belirten Han, uzun yıllardır bölge halkının karşı karşıya kaldığı zulüm ve baskının sona ermesi için hala bir çözümün ortaya konmadığını vurguladı.

Han, uluslararası toplumun bugüne kadar Keşmir sorununun çözümüne yeterince ilgi göstermediğini belirterek Pakistan ve Hindistan arasında şubat ayında yaşanan gerginliğin ardından gözlerin bölgeye çevrildiğini söyledi.

Uluslararası toplumun sorunun çözümüne odaklanmadığını söyleyen Han, iki ülkenin nükleer güce sahip olması nedeniyle bölgenin güvenliğinden daha fazla endişe duyulduğunu ifade etti.

Han, "Uluslararası toplum, bölgenin güvenliğiyle daha fazla ilgilendi, Keşmir'de her gün gözler önüne serilen insan hakları krizi ve Keşmir halkının kendi kaderini tayin etme hakkına odaklanmadı." dedi.

Keşmir mücadelesinin meşru olduğu görüşünü paylaşan Han, bu nedenle Keşmir halkının kendi kaderini tayin etme hakkı olduğunu ifade etti.

Han, Keşmir halkının son 71 yıldır çok büyük fedakarlıklarda bulunduğunu ve her koşulda özgürlüklerini ve kendi kaderlerini tayin hakkına sahip olacakları üzerine yemin ettiğini belirterek şunları söyledi:

"Keşmir halkına mesajım: Ümidinizi yitirmeyin. Uluslararası topluma mesajım ise şudur: Bu suçun gözlerinin önünde ve gözetiminiz altında devam etmesine izin vermeyin. Keşmir, her durumda özgürlüğünü kazanacaktır ancak uluslararası toplum, Cammu Keşmir ve Pakistan halkının acılarını hafifletme ve Keşmir sorununa adil bir çözüm bulunmasına yardımcı olma rolünü üstlenmeli."

Han, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1948'de Keşmir'in geleceğinin halkoyuyla belirlenmesi kararı aldığını fakat Hindistan'ın bu sürecin işlemesine engel olduğunu söyleyerek buna karşılık Keşmir halkının sorunun çözümü için hazır olduğunu belirtti.

Keşmir halkı ve Pakistan'ın sorunun çözümü için ara bulucu faaliyetlerinden memnun olacağını dile getiren Han, bu kapsamda Birleşmiş Milletlerin (BM), özellikle de BMGK'nin daha aktif olmasını memnuniyetle karşılayacaklarını kaydetti.

Han, "Pakistan devleti ve halkı, barış diplomasisine yatırım yapmak ve her seviyede ikili görüşmelerde yer almak istiyor. Ayrıca bunun samimiyetle sürdürülmesini istiyor." diye konuştu.

- "Keşmir sorununun çözülmemesi uluslararası toplum için tehdit"

Hindistan'ın, Keşmir sorununu "Pakistan ile Hindistan arasındaki ikili bir mesele" olarak lanse etmeye çalıştığını belirten Han, gerçekte bunun "uluslararası bir mesele" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Han, bu nedenle uluslararası toplumun Keşmir sorununun kökenine ve Keşmir halkının maruz kaldığı insan hakları ihlallerine odaklanması gerektiğini vurgulayarak aksi taktirde bu meselenin uluslararası güvenlik ve barış için ciddi tehdit olacağını belirtti.

Pakistan ve Hindistan'ın nükleer güce sahip iki ülke olduğunu ve Keşmir sorunu çözülmediği takdirde savaş riskinin devam ettiğini vurgulayan Han, bunun sonuçlarının sadece iki ülke için değil, tüm bölge ve dünya için tehlikeli olacağı yorumunda bulundu.

Han, "Pakistan ve Hindistan arasında bu (nükleer) bombalar kullanılırsa, 2,5 milyar insanı etkileyecek büyük radyasyon oluşabilir. 20 milyon insan ölebilir. Avrupa, Asya-Pasifik, Kuzey Amerika, Körfez bölgesi ve Orta Asya dahil dünyanın birçok yerine mülteci ve ekonomik göçmen akışı olabilir." ifadelerini kullandı.

Başkan Han, bu nedenle uluslararası toplumun olası bir savaşı önleme sorumluluğu olduğunu belirtti.

- "BM'nin yapısı demokratikleştirilmeli"

Konuşmasında, BMGK'nin yapısına ilişkin de eleştirilerde bulunan Han, Konsey'in daimi bazı üyelerinin Hindistan ile iyi ilişkilere sahip olması nedeniyle bu ülkenin çıkarlarını koruduğunu ve bu yüzden Keşmir sorununun çözümünde bir adım atmadığını söyledi. Han, BM'nin yapısında reforma ihtiyaç olduğunu ve daha demokratik şekle dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Öte yandan Han, Keşmir sorununun çözümüne ilişkin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sergilediği tutumdan ötürü memnuniyet duyduklarını dile getirerek Erdoğan'ın, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı görüşmede, Keşmir halkının taleplerini ve Keşmir sorununun çözümüne duyulan ihtiyacı aktardığını belirtti.

Han, "İslami İşbirliği Teşkilatında Keşmir konusunda liderlik yaptığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a müteşekkiriz. Keşmir sorununun çözümünde Türk halkı ve Türkiye'nin ortaya koyduğu liderlik için minnettarız." ifadelerini kullandı.

- Keşmir sorunu

İngiltere, 1947'de Hindistan'dan çekilirken prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.

Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim. Hindistan, ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak 2 özerk bölge statüsü verdi.

BMGK, 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan, halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan ise BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler