Gençlerbirliği teknik direktörü Ümit Özat, "Gençlerbirliği 30 yıl sonra ilk defa küme düştü. Hatalardan ders çıkarmak lazım. Başarıda başarısızlık da bir bütündür. İkinci gelişimizde 8 puanlık takımı 10 maç seri yaparak bu yarışta tutmak da bir başarıydı. Bu kadar muhalefete, saldırıya ve iftiraya karşı verilen bu mücadele az bir mücadele değildi" diye konuştu.
Ümit Özat, namusu ve şerefiyle çalıştığını, bu sebeple de vicdanının çok rahat olduğunu aktararak, şöyle devam etti: "Özür dileyecek bir durum yok çünkü gecemizi gündüzümüze kattık. Futbolda bunlar var. Geçen sene Köln, Avrupa kupalarına gitti, bu sene küme düştü. Çok değil 4 sene önce Medipol Başakşehir küme düşmüştü bugün şampiyonluğa oynuyor. Buradan ders çıkartmak lazım. Bazen kaybederken de kazanırsınız."
"BÖYLE VURDUM DUYMAZLIK OLMAZ"
Ümit Özat, ilk yarıda çift sarı karttan oyun dışında kalan Ahmet Oğuz'u sert bir dille eleştirdi. Futbolcu odaklı konuşan biri olmadığını hatırlatan Özat, şunları aktardı:
"Futbolcumun yüzüne söylemediğim bir şeyi arkasından konuşmam. Devre arasında söylediklerimi tekrarlıyorum. Geçen hafta Pogba'nın 85'te arka adalesi yırtıldı, oyundan çıktı. Maalesef birkaç arkadaşımız sanki bütün sezonun ihalesini onun üzerine yıkar gibi bütün tribünlerin önünde onun üstüne koştular. Bunun doğru olmadığını o gün söylemiştim, yine söylüyorum ama gönül isterdi ki o gün Pogba'nın üstüne koşanlar bugün Ahmet'in de üstüne koşsunlar. Sen bu takımın kaptanısın, bu takımın altyapısından yetişmişsin. 35'te kart görüyorsun, 40'ta ikinci sarıdan atılıyorsun. Çıkmadık candan ümit kesilmez. Maçı kazanıp Atiker Konyaspor maçını bekleyeceksin. Böyle vurdum duymazlık olmaz. İnşallah hepsinin vicdanı rahattır, benim vicdanım rahat. Oyuncularımın birçoğuna teşekkür ediyorum."
Geldikleri noktada ince bir çizginin üzerinde olduklarını vurgulayan Özat, "Geçen sene son 10 yılın en iyi derecesini elde ederken de hep bunu söylemiştim; bu kulübü Ankaragücü gibi yapmaya çalışıyorlar. Taraftarı parçalamaya çalışıyorlar. Gruplar oluşturmaya çalışıyorlar. Bütün amaç kulübü ele geçirmek demiştim ama geçen sene 8. olduğumuz için bunlar çok göze batmadı" değerlendirmesinde bulundu.
"TAKIM DÜŞTÜĞÜ GİBİ ÇIKMASINI BİLİR"
Ümit Özat, takımın düştüğü gibi çıkmasını da bileceğini söyledi. Gençlerbirliği'nin, 'Cavcav' ailesinin kulübü olduğunu belirten Özat, "Bir kulüp 4 yıl önce küme düşüp, şimdi şampiyonluğa oynuyorsa bunu unutmamak lazım. Takım düştüğü gibi çıkmasını bilir. Gönlüm her zaman bu kulüpten yana ama onlardan istirhamım bu kulübü ele geçirmek isteyenlerle değil, kulübe gerçekten bağlı insanlarla yola devam etmeleri. Zaman her şeyin ilacı, hayat devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Gelinen bu noktada her şeye kendisinin kalkan olduğunu aktaran Ümit Özat, şunları anlattı: "Geçen hafta istifa etmiştim. Başkan, '2 maç kaldı nereye gidiyorsun' dedi, devam ettik. Kaçıp gidecek bir şey yok ama çok yorulduk, yıprandık. Oğlum 4 hafta önce bana '43 yaşında kendini getirdiğin hale bak' diye mesaj attı. Gel derlerse gideriz çıkarız kimseden kaçacak halimiz yok. Bu kulüp için her şeyi yaparım. Bu kulübün bende yeri çok farklıdır. Lig bitti, artık biraz dinlenmek ve aileme vakit ayırmak istiyorum."
"KANEPEDE, KOLTUKTA YATTIM"
Tecrübeli teknik adam, bir gazetecinin oyuncuların kendisini sabote edip etmediği yönünde bir sorusu üzerine ise şunları söyledi: "Benden önceki 'sabote ediliyor musunuz?' sorusuna 'evet' dedi. Ben böyle bir şey demem, böyle bir şey yok ama olsa da demem. Yüzlerine söylemediğimi başkasına konuşmam. 14 hafta izin yapmadım. Kanepede, koltukta yattım. Bunun vicdan rahatlığı içerisindeyim. Bugünlere dair önerilerimi daha önceden sunmuş, o zaman söylemiştim."
Ümit Özat, kulübün henüz hatalarının farkına vardığına inanmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Rahmetlinin öldüğü günden bu yana bu kulübü ele geçirme çabaları devam ediyordu. Ben bunları söyledim. Pek farkına varmadılar ama inşallah varırlar. Murat Cavcav iyi kalpli, çok temiz bir insan. 'İlhan Cavcav Sezonu'nda küme düştü, Cavcav'ın kemikleri sızlıyor' diyorlar. Mezarında mıydınız? Kemiklerinin sızladığını nereden biliyorsunuz? Buradan meslektaşlarıma şunu söylemek istiyorum; Biz 40 kişiyiz, hepimiz birbirimizi biliriz. Umarım buradan bir oyuncu alırken, bana telefon açarlar."