HABER

"Umman Körfezi'ndeki saldırı BAE ve Suudi Arabistan'ın provokasyonu olabilir"

İRAM İç Politika Koordinatörü Mehmet Koç: - "İranlı yetkililer petrol yaptırımlarına karşı körfezdeki petrol sevkiyatlarına yönelik tehditlerde bulunmuş olsa da İran'ın kendisi için bu kadar önemli bir ziyaret sırasında böyle bir tepki verme ihtimali oldukça zayıf" - "BAE ve Suudi Arabistan, Tahran-Washington arasında yumuşamaya kapı aralayacak girişimlerin sabote edilmesi adına böyle bir provokatif eylem gerçekleştirmiş olabilir" - İran Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehdi Mutahharniya: - "İran belirsizlik siyasetini kullanıyor. Bu belirsizlik, İran içindeki aşırılık yanlılarını ABD'ye karşı zafer kazanma psikolojisinde tutarken, diğer taraftan Tahran yönetiminin uluslararası arenada çeşitli imtiyazlar elde etmesi için elini güçlendiriyor"

AHMET DURSUN - İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) İç Politika Koordinatörü Mehmet Koç, Umman Körfezi'nde Japonya'ya yük taşıyan iki petrol tankerine saldırının arkasında ABD-İran arasındaki gerilimin yatışmasını istemeyen Körfez ülkelerinin olabileceğini söyledi.

İran uzmanı Koç, Japonya Başbakanı Abe Şinzo'nun Tahran ziyareti sırasında Japonya'ya yük taşıyan iki petrol tankerinin Umman Körfezi'nde saldırıya uğramasını AA muhabirine değerlendirdi.

Japonya Başbakanı Abe'nin Tahran'a ziyaretinin İran açısından ABD ile gerginliğin azaltılması ve İran'daki özellikle ekonomik sıkıntıların giderilmesi için adeta son girişim olduğuna dikkati çeken Koç, "ABD-İran arasındaki gerginlik sadece iki ülke ilişkileriyle sınırlı kalmıyor, dünya petrol piyasasını da olumsuz etkiliyor. Japonya Başbakanı bu tırmanışı önlemek ve kontrol altında tutabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan mesaj getirmiş olabilir. Bu son mesaj, Tahran açısından köprüden önceki son çıkış kıymetinde." diye konuştu.

Saldırıların Japonya Başbakanı Abe'nin ziyareti sırasında meydana gelmesinin oldukça manidar olduğunu belirten Koç, şöyle devam etti:

"İranlı yetkililer petrol yaptırımlarına karşı Körfez'deki petrol sevkiyatlarına yönelik tehditlerde bulunmuş olsa da İran'ın kendisi için bu kadar önemli bir ziyaret sırasında böyle bir tepki verme ihtimali oldukça zayıf. Bu saldırı, İran'a yönelik baskıların daha da artırılmasını isteyen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'ın provokatif bir eylemi olabilir. Bu iki ülke ABD-İran arasındaki gerilimin düşmesini istemiyor. Bu iki ülke, Japonya'nın Washington ile Tahran arasındaki tansiyonu düşürmek için üstlendiği girişimi akim bırakmak istiyor."

BAE ve Suudi Arabistan'ın İran-ABD arasındaki gerginliğin yumuşama olasılığını dahi istemediğini dile getiren Koç, "Bu bağlamda BAE ve Suudi Arabistan, Tahran-Washington arasında yumuşamaya kapı aralayacak girişimlerin sabote edilmesi adına böyle bir provokatif eylem gerçekleştirmiş olabilir." dedi.

- "İran belirsizlik siyaseti yürütüyor"

İran Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehdi Mutahharniya ise İran'ın Hürmüz ve Umman Körfezi'ndeki tanker saldırılarıyla ilgili "belirsizlik siyaseti" yürüttüğünü söyledi.

"Körfezdeki tankerlere saldırılar İran'a düşman ülkeler tarafından yapılıyorsa Tahran neden elindeki delilleri dünya kamuoyuyla paylaşmıyor?" sorusu üzerine Mutahharniya, "İran, belirsizlik siyasetinden faydalanıyor." ifadesini kullandı.

Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda bu gibi saldırıların faillerinin bulunamamış olmasının şüphe doğurduğunu dile getiren Mutahharniya, "Fuceyra'daki saldırı da bu şekilde şüpheli bir şekilde kaldı. Bazı ülkeler Fuceyra saldırısından İran'ı sorumlu tuttu. İran ve ABD arasında olası bir savaştan faydalanacak kesimler de bu saldırıları İran'ın üzerine atıyor." dedi.

Mutahharniya, "İran, saldırıların faillerini dünya kamuoyuna açıklayabilecek delillere sahip olsa bile Batılı ülkeler yine de İran'ı suçlamaya devam edeceklerdir. Bu nedenle İran belirsizlik siyasetini kullanıyor. Bu belirsizlik, İran içindeki aşırılık yanlılarını ABD'ye karşı zafer kazanma psikolojisinde tutarken, diğer taraftan Tahran yönetiminin uluslararası arenada çeşitli imtiyazlar elde etmesi için elini güçlendiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Umman Körfezi'nde meydana gelen olayın dünya genelindeki ve İran içindeki aşırılık yanlılarının işine yaradığını söyleyen Mutahharniya, İran içindeki ve dışındaki aşırılık yanlılarının bir çeşit ahenk içinde hareket ettiklerini belirtti.

Mutahharniya, "Söz konusu kesimler ABD'yle İran'ı karşı karşıya getirmeyi hedefliyorlar. Krizi kangren hale getirip iki ülke arasında savaşın gerçekleşmesini istiyorlar." diye konuştu.

- Bölgede gerilim yüksek

Umman Körfezi'nde sabah saatlerinde iki büyük petrol tankerinde patlamalar olmuştu. Tankerlerdeki 44 kişilik mürettebat İran arama kurtarma ekipleri tarafından kurtarılarak, İran'ın Hürmüzgan eyaletine bağlı Cask Limanı'na nakledilmişti.

Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Hiroşige Seko, Japonya'ya yük taşıyan iki petrol tankerinin Hürmüz Boğazı yakınlarında saldırıya uğradığını duyurmuştu.

Japonya Başbakanı Abe Şinzo, İran ile ABD arasındaki gerginliğin azaltılması ve Orta Doğu'da istikrarın sağlanması amacıyla görüşmeler yapmak üzere dün Tahran'a gelmişti.

Abe, Japonya'ya yük taşıyan iki petrol tankerinin Umman Körfezi'nde saldırıya uğradığı sırada İran lideri Ali Hamaney ile görüşüyordu.

Uluslararası petrol ticareti için kritik önemdeki bölgeden geçen ay da gerilimi yükselten benzer saldırı haberleri gelmişti.

BAE Dışişleri Bakanlığı 12 Mayıs'ta 4 sivil ticari kargo gemisinin, ülkenin doğu sahilinde yer alan El-Fuceyra Limanı yakınlarında sabotaja uğradığını duyurmuştu.

En Çok Aranan Haberler