HABER

Umudu Bitince Biter İnsan

13 Nisan 1934 Edremit’de Ordu Evinde verilen yemekte İtalya olayları ve Benito Mussolini’nin Kara Gömleklileri (Mussolini’nin Kurduğu silahlı faşist İtalyan birlikleri) konuşulurken Mussolini için Atatürk şunları söylemiştir: “Mussolini bir maceraperesttir. Milletini bir uçuruma sürüklemektedir. Şunu hatırlatırım ki bir gün gelecek, Mussolini’yi kendi milleti linç edecektir. Bu sözlerimi kehanetime mal etmeyiniz. Bunlar benim kendi görüşlerimdir.”

Umudu Bitince Biter İnsan

Hıdır DAŞTAN

11 sene sonrasını görebilmiştir Atatürk. İkinci Dünya Savaşının mağlupları arasında yer alan İtalya’da yenilginin sorumlusu olan Mussolini ve sevgilisi İsviçre’ye kaçarken yakalanmış ve öldürülmüşlerdir.

“Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar” demiştir ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk. Dünümüzde yer alıp bu günün tahlillerini iyi yapan, ilkeli, dürüst, vatansever yöneticiler sayesinde küllerinden doğmuştur bu millet. Öngörüleri iyi olan, sezileri kuvvetli ve toplumun çıkarlarını kendi şahsi çıkarlarının üstünde tutan kurtarıcı ve kurucular sayesinde her türlü olumsuz koşullara, siyasi bilgi ve birikimi yeterli düzeyde olmayan yöneticilere rağmen bu günlere dek öyle ya da böyle ayakta kalabilmiştir bu memleket. Doğru lider; tercihini bilimden, fenden, teknolojiden yana kullanır. Doğru lider; yönetimini hiçbir söylentiye, hiçbir dedikoduya, hiçbir hukuksuzluğa bulaştırmayan açık, şeffaf ve ortada olan eylemler içerisinde olur. Yarınların temelinin atıldığı “Eğitim” olmazsa olmazıdır. Yoğunlaşacağı bilimsel eğitim geçmişte çekilen acıların da merhemi olacaktır. Siyasi çıkarları için Hukuk düzenini kısmen ya da tamamen askıya almak eğiliminde olmamalıdır. Tutarlı olmalıdır, dün olanların zamanın hafızasından silinmediğinin bilinciyle yarını dünden aktardığı bilgi birikim ve donanımla yönetmelidir.

İşsizlik tarihi rekorlar kırıyor ve işsiz gençlerin yaşadıkları psikolojik çöküntüler onları intihara sürüklüyorsa, üretim yok edilmiş ve iğneden ipliğe, buğdaydan samana her şey ithal edilir noktaya gelmişse, asgari ücret, açlık sınırının çok çok altındaysa, yap-boz tahtasına çevrilmişse eğitim sistemi ve her yeni gün okul binası hariç her şeyin değiştiği güne uyanıyorsa öğrenciler ve kadına, çocuğa, ağaca, hayvana şiddet artarak sürüyorsa ebetteki toplumun fotoğrafı net bir şekilde karamsarlık olur, acı olur, hüzün olur, umutsuzluk olur. Bu gün milli paramız satın alma gücünü yitirmiş ve döviz almış başını gitmişse, iktisadi tabirlere döviz kuruna paralel “soğan kuru” eklenmiş ve patates adet ile satın alınabilir noktaya gelmiş ise vatandaşın tedirginliğini korkusunu anlamak gerek. “Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz” korku ve tedirginliğinin kartopu etkisi yaratması işten bile değil. Oyumuzu verdiğimiz siyasiler, yöneticiler neler vaat etmiş ve sonrasında ne noktaya gelinmişti? Psikolojide “Obsesif Kompulsif Bozukluğu” denen durum ne yazık ki şu an hemen hemen hepimizin yaşadığı ancak bilmediğimiz için bu adlandırmayı yapmadığımız bir durum. İnsan ömrü umudu ile sınırlıdır. Umudu bitince biter insan.

24 Haziran Pazar günü erken genel seçim olacak. Tedirginliğin, belirsizliğin ve endişenin hat safhada olduğu sistemin değişeceği bu seçim, geleceğimiz açından çok çok önemlidir. Her sözü, her eseri ile bir öngörü dehası olan Atatürk 20 Ekim 1927 de okuduğu Gençliğe hitabesinde gelecekte yaşanabilecekleri neredeyse birebir görmüş, Cumhuriyeti emanet ettiği gençliğe ışık olmuş ve güç vermiştir. Yarınlar konusunda birçok vatandaşımızın içinde oldukları karamsarlık ulu Önderin ön görüsüne olan güvenim nedeniyle bende mevcut değil. Öğrencilik yıllarından ölümüne dek olası tüm durumları tahmin eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti İlelebet payidar kalacaktır” dediyse payidar kalacaktır, korkuya karamsarlığa mahal yok. 21.06.2018

En Çok Aranan Haberler