Brüksel (AA)- CHP'nin son kurultayında Genel Başkan Deniz Baykal'a rakip olan Umut Oran, "bir sorun görmediği çarşaf açılımının" özellikle İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu'da "partiyi ve parti örgütlerini rahatlattığını" söyledi.
TOBB adına Brüksel'de düzelenen AB-Brezilya Tekstil ve Konfeksiyon Diyaloğu'na katılan Umut Oran, yaptığı açıklamada, "Çarşaf açılımı ve çok yakında Kürt açılımı. Onları Alevi açılımı da izleyecektir. Populizme kaçmaması halinde bunların da cesur adımlar olduğunu düşünüyorum" dedi.
"Çarşaf açılımının CHP İstanbul İl Başkanlığı'nca yapılan bir çalışma olduğunu" anlatan Umut Oran, İl Başkanı Gürsel Tekin'in görevi devralmasından itibaren İstanbul'un varoşlarında her türlü vatandaşa kılık kıyafete bakmadan bir takım yardımlarda bulunan veya ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışan bir politika güttüğünü ve "çarşaf açılımının kuvvetle muhtemel oralardan gelen bir dinamik" olduğunu bildirdi.
Oran, son 6 ayda yaklaşık 30 ili ziyaret ettiğini ve parti teşkilatıyla görüş alışverişinde bulunduğunu aktararak "Ben değerler üzerinden değil gerçekler üzerinden siyaseti daha doğru buluyorum. Çarşafı bir sonuç olarak görüyorum" dedi.
Çarşafı "cehalet, eğitimsizlik ve yoksulluğun doğurduğunu" savunan Oran, "CHP'nin bunların üzerine çözümler üretmesi gerektiğini" vurguladı.Oran, "CHP bir kitle partisidir, Türkiye'nin kurucu partisidir. Ayrımcı ve bölücü davranmamalıdır. Geçmişte zaman zaman belki bu tür refleksleri olsa da bugün bu reflekslerini gidermek zorundadır. Türkiye'yi kucaklamak zorundadır" diye konuştu.
"CHP mutlaka özeleştiri yapabilmeli" diyen Oran, "Sayın Baykal'ın genel başkanlığı sürecinde son 16 yılın grafiğine bakmamız lazım. Başarı grafiğini iyi analiz etmemiz lazım. Neden başarısız? Neden iktidar olamadı? CHP neden alternatif olamadı? Türkiye'nin bir alternatife ihtiyaçı var. CHP'nin iktidar olabilmek için oyunu ikiye katlayarak yüzde 40'lara ulaşması gerekir. Dolayısıyla bunu sol, sağ diye bölmemeli. Halkın önceliklerine göre doğru gündemle açılım yapabilmeli. Herkesi kucaklayabilmeli" dedi.
Türkiye'nin dış pazarın ve dış kaynak imkanlarının daralması nedeniyle küresel finansal krizden etkilendiğini fakat "Türkiye'de farklı bir kriz yaşandığını" anlatan Oran, "Türkiye'deki krizin yanlış gündem, yanlış öncelikler ve yanlış yönetimle, ekonomik ve sosyal alanda yanlış tercihlerle hükümet tarafından yaratıldığını" ileri sürdü.