SPOR

"Ünal Aysal Galatasaray'ı satacak"

Ünlü yorumcu Hıncal Uluç, Galatasaray'ın oyun durumunu ve idari gelişmelerini yorumladı. Uluç, Aysal hakkında sert eleştirilerde bulundu.

"Ünal Aysal Galatasaray'ı satacak"

Usta gazeteci Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını Sabah gazetesine değerlendirdi.

Uluç "Bu tablodan Anderlecht'i yenecek, Galatasaray çıkar mı? Futbol her türlü mucizeye açık... O ayrı bir şey. Neticede Galatasaray, Galatasaray'dır. Bir tane atar. Atıyordu da... Mesela işte Umut'un kafası direkten dönmeseydi, kazanabilirdi. Galatasaray kazanmalı. Kazanmak için de Prandelli'nin bu üçlü orta saha ve tek forvet inadından vazgeçerek; Galatasaray'ın alıştığı, bildiği, ezberlediği 4-4-2 sistemine dönmesi lazım" dedi.

"EN KOLAY MAÇ, BU MAÇ"

Prandelli ile yeni bir sayfa açan Galatasaray'da işler pek yolunda gitmiyor. Eskişehir ile berabere kaldı. Bu sezon oynadığı 3 karşılaşmada da güven vermedi ve önümüzde Anderlecht maçı var. Sorun nerede ve bu futbol, Şampiyonlar Ligi'ne nasıl yansır?

Şampiyonlar Ligi D Grubu'nda Galatasaray'ın rakipleri; Arsenal, Borussia Dortmund ve Anderlecht... İlk ikiye girerse Şampiyonlar Ligi'ne devam edecek, üçüncü olursa Avrupa Ligi'ne gidecek. Dördüncü olursa annesinin ligine dönecek!

Galatasaray bu üç rakibi ile üçü İstanbul'da üçü deplasmanda altı maç oynayacak. Şimdi sokağa çıkın; 7 yaşında, 8 yaşında, ilkokula giden çocuklara 'Galatasaray'ın Arsenal, Anderlecht ve Borussia Dortmund ile üçü içerde, üçü dışarıda oynayacağı bu altı maçtan en kolayı hangisi?' diye sorun. O 7 yaşındaki çocuk; 'Anderlecht ile Türkiye'de oynanacak maç' der.

"G.SARAY İÇİN HAZIR DİYEBİLİR MİYİZ?"

Arena'da oynayacağı bu maç, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi grubunda mutlaka kazanması gereken belki de tek maç... Bunu kazanamazsa ondan sonrası çok zor yoksa... Manevi olarak, moral olarak zor; puan olarak, maddi olarak da çok zor. Yani, Galatasaray, Anderlecht ile yüzde 100 kazanmak zorunda olduğu bir maç oynayacak. Şimdi bunu böyle koyduğunuz zaman; Eskişehir maçını gözünüzün önüne getirin, 15 gün evvel de Bursa'nın önünde oynanan futbolu gözünüzün önüne getirin Galatasaray için 'Hazır' diyebilir misiniz? Anderlecht, bu hafta liginde 7. maçını oynadı. Son 4 maçta, 3 galibiyeti, 1 beraberliği var. 15 puanı var ve Belçika Ligi'nin lideri durumunda... 7 haftada 13 gol atmış, 7 gol yemiş. Bu gol durumunun Galatasaray'a yansıması nasıl olacak? Anderlecht, Arena'daki maçtan beraberlik çıkarırsa; büyük başarı kendisi için...

"G.SARAY, ANDERLECHT'E NASIL GOL ATACAK?"

Bunun için golcü yanını sahaya fazla yansıtmayacak. Savunmaya ağırlık veren, gol yememeye ağırlık veren bir oyun oynayacak. Öyle oynadığı zaman son 4 maçta 6 gol yiyen savunması Galatasaray için cazip hale geliyor. 7 gol atan forvetinin korkutuculuğu değil. Ama yine Bursa ve Eskişehir maçlarına baktığımız zaman, bol gol yiyen Anderlecht'e, Galatasaray maçı kazandıracak gol atabilir mi? Gol atmak için pozisyona girmek lazım. Bursa ve Eskişehir maçlarında Galatasaray'ın pozisyonu yok neredeyse!.. Neden yok? Soru işareti burada... Açık, şundan yok: 1- Prandelli, Galatasaray'ın Fatih Terim ve Mancini döneminde oynadığı çift forvetli, 4-4-2 oyununu değiştirdi. Orta sahada üç, forvette bir adam kullanıyor.

"PRANDELLI NASIL HÜCUM FUTBOLU OYNATIYOR!"

'Prandelli, daha çok hücum oynatıyor' diye yorumlar yapıyorlar. Anlamıyorum!.. Yani ikili forveti teke indirip, dörtlü orta sahayı üçe indirip nasıl hücum futbolu oynatıyor ve bu nasıl hücum futbolu ki pozisyonun yok!

4-4-2'de Galatasaray orta sahasının iki kanadındaki adamlar, hücum yanları da güçlü bekleriyle ikili, çok güzel kanat akınları yapıyorlardı. Gözünüzün önüne getirin. Sabri dahil, Eboue dahil, Riera dahil, Hakan Balta dahil, önlerindeki Amrabat dahil, kanatlarda oynayan Sneijder dahil, kanatlarda oynayan Hamit dahil. Çok iyi kanat akınları yapıyordu Galatasaray ve bu kanat akınları da ortada çift forvet; Burak-Drogba ya da Umut-Burak ile buluşuyordu. Yani kanat akınlarından bol, gol pozisyonu buluyordu Galatasaray...

2- Çift forvet ile oynadıkları zaman Burak-Drogba olsun, Umut-Burak olsun yaptıkları çapraz koşularla rakip savunmanın göbeğini dağıtıyorlardı. Rakip savunmanın göbeği dağıtıldığı zaman, bu defa da ortadan uzatılan Melo ve Selçuk toplarıyla da Galatasaray pozisyona giriyordu. Yani Galatasaray'ın 4-4-2'de hem kanatlardan hem ortadan bir hücum zenginliği vardı.

"SELÇUK'UN EN KÖTÜ SEZONU"

Üçlü orta saha ve tek forvete döndüğü zaman bunların ikisi birden bitti. Galatasaray kanat akınları yapamaz oldu ve tek forvet Burak etkisiz kaldı. Burak hayatında tek forvet oynayacak adam değil. Burak'ı tek forvet sahaya çıkarmak takımı 10 kişi oynatmak. Burak orada ne yapacağını bilmeden duruyor. Çünkü Burak'ın çapraz koşusu birine boşluk yaratmak için... Diğer adam yok ki! Ya da biri çapraz koşusu yapıp Burak'ın önünde boşluk yaratıyordu, Selçuk da o topu Burak'ın önüne bırakıyordu. Bunu yapan da yok ve ortada Burak yok!

Sonra bu orta sahayı üçlüye çevirdiği zaman Melo'yu savunmanın önüne üçüncü stoper olarak -'Ön libero' diyor ama palavra- çekince, Melo hücuma katılmaz olunca, orta sahadan oyun kurma görevi tamamen Selçuk'a kaldı. Selçuk da hayatının en kötü sezonunu yaşadığı için sonuç gelmiyor.

"EN İYİSİ YEKTA OLAN BİR TAKIM..."

Bursa ve Eskişehir maçından sonraki yorumlara bir bakın: Galatasaray'ın en iyileri; 1- Kaleci Muslera, 2- Stoper Chedjou. Yani takımın stoperi ve kalecisi en iyisiyse eğer o zaman o maç nerede oynanmış, nasıl oynanmış, golleri kim kaçırmış meydanda!

3- Oyun kurucu olarak takımın en iyisi Yekta... En iyisi Yekta olan bir takım kümede kalmaya oynayan bir takımdır. Düzeyi odur. 

Futbolcu klasmanında 10 üzerinden not versen Yekta'nın notu 6... Yekta 17-18 yaşında olsa dersin; 'Bunun geleceği var.' Yekta futbolunun sonuna yaklaşmış. Bugüne kadar hiçbir maçta, hiçbir takımda olağanüstü bir tarafı yok. Kenarda durur, yedektir, son 3-5 dakikada taktik icabı oyuna girer, çıkar. O kadar... Ama Galatasaray o kadar kötü ki o Yekta'nın 'takımın en iyisi' olduğunu söylüyorlar. Bu iftihar edilecek bir şey değil.

Bir mahalle maçı yapsak ve o takımın en iyi oyuncusu ben, 75 yaşındaki Hıncal olsa o mahallenin ayıbıdır; benim gururum olmaz. Mahalledeki delikanlıların ayıbı olur. Böyle düşünmek lazım.

"YEKTA'NIN EN İYİ OLMASI G.SARAY'IN AYIBI"

Yekta'nın en iyi olması Galatasaray'ın ayıbı... Direk oynatıyor Prendelli Yekta'yı!.. Çünkü oynattığı sistem içerisinde, Galatasaray'ın gol yememesi lazım.

Bu tablodan Anderlecht'i yenecek, Galatasaray çıkar mı? Futbol her türlü mucizeye açık... Bu ayrı bir şey. Neticede Galatasaray, Galatasaray'dır. Bir tane dengine getirir atar. Eskişehir maçında atıyordu da... Mesela işte; Umut'un kafası direkten dönmeseydi. Ama kalesinde gol de görebilir.

Ama Galatasaray kesin kazanmalı. Kazanmak için de Prandelli'nin bu üçlü orta saha ve tek forvet inadından vazgeçip; Galatasaray'ın alıştığı, bildiği, ezberlediği 4-4-2 sistemine dönmesi lazım.

"AYSAL SON KOZUNU KULLACANAK"

Galatasaray son dönemde saha dışı konularla gündemde... Aysal, son olarak, gayrimenkulleri bir 'yatırım ortaklığı' şirketi adı altında toplamak istediğini açıkladı. Ama bu pek de sıcak karşılanmadı. Böyle bir seçeneğe siz nasıl bakıyorsunuz?

Galatasaray mali bakımdan batık vaziyette...

Ünal Aysal elindeki son kozu da kullanarak, Galatasaray'ın bütün gayrimenkullerini satmak istiyor. Ne geliyor akla; Riva geliyor, ne geliyor akla; Hasnun Galip geliyor. Bunları satıp borçların bir miktarını karşılayacak. Davası bu! O kongrede bunu yedirirse; Ünal Aysal'a helal olsun. Müstahaktır!..

Galatasaray'ın genel anlamda herkesle kavgalı bir görüntüsü de var. Ünal Aysal, kulüp içinden gelen tepkiler 'kendine yönelmesin' diye etraftaki herkesi hedef gösteriyor. Hatta içeridekileri de hedef gösteriyor.

Ben takip etmiyorum ama sosyal medyada Prandelli'yi eleştirdiği için Özkan'a tepkiler yağmış. 'Prandelli'yi eleştirdi' diye Özkan'a, Galatasaray camiasından alkış yağar, tepki yağmaz! Anında tepki geliyorsa bunlar 'ayarlanmış' demektir.

"GALATASARAY'I SATMA HAKKI"

Aysal'ın "Aslan'ın dişlerini gördüğünüzde sakın ola size gülümsediğini sanmayın" şeklinde dikkat çeken bir çıkışı vardı.

Palavra!.. Ünal Aysal'ın bir tek amacı var; kendini kurtarmak. Neden kurtarmak? İç eleştirilerden kurtarmak. Onun için dışta düşmanlar yaratıyor. Neden kurtarmak; mali iflastan!.. Onun için de Galatasaray'ın mevcut bütün mal varlığını satma hakkını elde etmeye uğraşıyor. Yani, 'Galatasaray'ı satma' hakkını elde etmeye uğraşıyor.

Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler