Türk Eğitim Sen'in bin 98 akademisyenin katılımı ile yaptığı araştırmada, çalışanların yüzde 61.2'sinin kendine ait evi olmadığı ortaya çıkarken, araştırmaya katılanların 800'ünün hiçbir sendikaya üye olmadıkları belirlendi.
Türk Eğitim Sen İstanbul Teşkilatı'nın, İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi'nde çalışan akademik ve idari personel arasında yaptırmış olduğu kapsamlı bir araştırma dikkat çekici sonuçları ortaya koydu.
Araştırmaya 572'si (yüzde 52.1) erkek, 526'sı (yüzde 47.9) kadın, 872'si (yüzde 79.4) evli, 226'sı (20.6) bekar olmak üzere bin 98 akademisyen katıldı. Araştırma sonuçlarını açıklayan Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, "Tabloda dikkatleri en fazla çeken husus, yardımcı doçentlerin sayıca çok bariz olan üstünlüğüdür. Esasen, yardımcı doçentlerin bu sayı fazlalılığı yalnızca bu araştırma örneklemiyle sınırlı olmayıp, akademik kadro dağılımının genel halinin bir yansımasıdır ve bu da üniversitelerimizde akademik yükselmelerdeki en büyük zorluğun doçentliğe geçişte yaşanıyor olmasından ileri gelmektedir.
Yıllardan beri süregelen bu durumun en büyük sebebi de, doçentliğe yükseltmelerde baraj olan yabancı dil belirleyici şartının ağır derecede etkili olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Bostan, araştırmanın ortaya çıkarmış olduğu bir diğer sonucun da çalışma yılı ile ilgili olduğuna değinerek, "Araştırmanın 5 numaralı tablosuna göre, üniversitelerimizde en yüksek çalışma oranı yüzde 24.0 ile 11-15 yıl arası çalışanlar; ikinci olarak, yüzde 20.8 çalışma oranı ile 6-10 yıl çalışanlar; üçüncü olarak yüzde 19.8 çalışma oranı ile 16-20 yıl arası çalışanlar; dördüncü olarak yüzde 14.4 oranı ile 26 yıl ve üstü çalışanlar; beşinci olarak yüzde 13.5 çalışma oranı ile 01-05 yıl arası çalışanlar gelmekte olup, son grubu da yüzde 7.5 çalışma oranı ile 0-5 yıl arası çalışanlar oluşturmaktadır" diye konuştu.
Araştırmanın, toplam 1098 akademisyenin ancak 298'inin (yüzde 27.1) bir sendika üyesi olduğunu, 800'ünün (yüzde 72.9) ise hiçbir sendikaya üye olmadığını ortaya koyduğunu anlatan Bostan, sendika üyesi olmayanların sendika üyesi olanların üç katına yakın olmasının akademik personel açısından ciddi bir noksanlığı gösterdiğini anlattı.
Bostan, çalışanların yüzde 61.2'sinin ise kendisine ait evi olmadığının ortaya konduğu araştırmada yüzde 45,7 ile çalışanların yaklaşık yarısının araç sahibi olduğunu
söyledi. Bostan, araştırmanın akademik personelin yaklaşık yüzde 56'sının 1301 TL ilâ 1700 TL arasında değişen miktarlarda ücret aldıklarının ortaya konduğu belirtti.