Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Gök, bazı kamu yatırımlarına yönelik yer tahsisi için tarım arazisi niteliği taşıyan ve yine kamunun kullanımında bulunan arazilere göz dikildiğini, bunun da adeta bir gelenek haline geldiğini söyledi.
ÇÜ Ziraat Fakültesi tarafından 1970 yılından bu yana 'Narenciye Gen Merkezi' olarak kullanılan ve Türkiye'nin sayılı merkezlerinden biri olarak gösterilen söz konusu arazinin, imzalanan protokol kapsamında Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ne 'kampus alanı' olarak tahsis edilmesinin yankıları sürüyor. ÇÜ ile Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ni karşı karşıya getiren 'kampus alanı' tartışmasını değerlendiren ÇÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Gök, merkez ilçe Yüreğir'e bağlı PTT Evleri ile Mehmet Akif Ersoy Mahallesi arasında kalan ve otoyolun alt tarafındaki 2 bin 500 dekarlık bir alanın, 'birinci sınıf tarım arazisi' olduğunun altını çizdi.
"ARAZİNİN İMARA AÇILMAK İSTENMESİ ÜZÜCÜ"
'Narenciye Gen Merkezi'nin bin 700 dekarlık bölümünün Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ne tahsis edildiğini hatırlatan Gök, "Ne üzücüdür ki, fakültemiz ve üniversitemize sorulmaksızın, üzerinde ne gibi genetik kaynakların ya da araştırma materyallerinin olduğuna bakılmaksızın bu alan imara açılmak isteniyor. Söz konusu alan, ÇÜ yerleşim yeri oluşturulurken, üniversiteye tapu mülkiyet sahipleri tarafından tahsis edilmiş bir alandır ve tahsise dayanılarak bu alanda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın,
'Ulusal Turunçgil Genetik Kaynakları Koleksiyonları'na dahil ettiği; 'BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Erken Uyarı Sistemi Veri Tabanı'nda yer alan, 900'e yakın genotipin bulunduğu, 'ÇÜ Turunçgil Genetik Kaynakları' parsellerinden oluşan 'Narenciye Gen Bahçeleri' oluşturulmuştur" dedi.
"YENİ ÜNİVERSİTE ALANI EN OLMAMASI GEREKEN ALAN"
Söz konusu alanda ulusal ve uluslar arası çok sayıda bilim insanı ve kuruluşlarının ortak çalışmalarıyla 58 proje yürütülürken, 258 ulusal ve uluslararası yayın, 59 lisans mezuniyet tezi, 60 yüksek lisans mezuniyet tezi, 20 doktora çalışması ve bir doçentlik tez çalışması yapıldığı bilgisini de veren Gök, 'Narenciye Gen Merkezi'nin bulunduğu arazinin, 'birinci sınıf tarım arazisi' olduğunu tekrarladı ve bu alanın, 'Toprak Kanunu ve Arazi Kullanım Kanunu' ile birlikte koruma altına alındığının altını
çizdi. Gök, "Yeni üniversite yeri için ne Adana Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde alternatif alan bulunmaması söz konusudur, ne de tarım arazilerinin toprak koruma projelerine uyulması kaydıyla amaç dışına çıkartılmasını gerekçe olabilecek bir durumun var ortada. Üstelik da Adana'nın geleceğe yönelik büyüme stratejisine ve bir kentin yeni üniversiteden beklentisine yönelik olarak belirtilen alan, kent sınırları içerisinde en olmaması gereken alan" ifadesini kullandı.
"GEN KAYNAKLARI YOK EDİLDİĞİNDE GERİ GELMEZ"
Belirtilen alanın, bu yönde karar verici kişi ve kurumlar açısından tek cazip yönünü; yapılaşmaya açılması halinde bu arazinin kamu arazisi niteliğinde olması nedeniyle bedavaya getirilecek olması olarak gösteren Gök, şunları kaydetti:
"Eğer 'mutlak tarım arazisi' olarak bu alanın değeri yoksa, eğer ulusal ve uluslararası tanınmış genetik kaynak olma özelliğinin bir değeri yoksa, mevcut üniversitenin araştırma alanı olmasının bir değeri yoksa, ÇÜ Ziraat Fakültesi öğrencilerinin eğitim-öğretim, araştırma ve uygulama alanı olmasının bir değeri yoksa, bu güzel ülkemizin bugününe de yarınına da yazık olur. Beton her yere dikilir. Bizim, hepimizin yürekten istediği hatta geç kaldığına inandığımız, güneyin incisi Adana'nın ikinci
üniversitesinin her yere hem de gelecek kuşaklarımızın da bize emanet ettiği verimli tarım arazileri dışında çok daha uygun yerlere kurulabilir. Ancak, on binlerce yılda oluşmuş bu topraklar, betona gömüldüğünde onlarca yıl devam eden çakılı deneme materyalleri, gen kaynakları yok edildiğinde geri gelmez. Unutmayalım, bir değer yok edilip yeni değerler oluşturulamaz. Ülkemiz geleceğine, ülkemiz değerleri toprak varlığımız ve araştırma-gen varlıklarımıza sahip çıkalım."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz